Büyük gün gelip çatmış, kasabanın en büyük meydanının karşılıklı çapraz iki köşesine bir ATM kulübesiyle modern bir konteyner kurulmuştu.Yine böylesine güneşli bir bahar günüydü.Belediye yetkilileri bando mızıka ile ,üzerinde “Çerçöpatık” yazılı akıllı konteyneri meydanın doğu köşesine saat on sularında dikmişti.Çerçöp atık konteynerinde; Ivır zıvır, atık pil, çerçöp, kağıt, metal ve atık cam yazılı bölümler mevcuttu.
Belediye başkanı bağımsız aday olarak seçimlere katılmış hiçbir partiye çatmadan ipi göğüslemişti. Seçim çalışmaları sırasında israftan kaçınmanın öneminden sıkça bahsetmişti. Kentsel atıkların dönüştürülmesiyle belediye bütçesinin borçtan kurtulabileceğini, atıkların değerlendirilmesi yönünde belediye imkanlarının hazır ve nazır olduğunu söylemişti. Atölyelerdeki ustaların maharetinden de söz açmış,yeteneklerini öve öve bitirememişti.Başkan adayına göre,atıkların değerlendirilmesiyle sadece kasaba değil, ülke ekonomisi dahi adeta küheylan gibi şaha kalkacaktı.
Tören alanına çevre semtlerden gelenler, tören biter bitmez ellerindeki poşetleri, bayat pilleri ,soda şişelerini ,tedavülden kalkmış test kitaplarını, arızalı telefonları,el radyolarını,bozuk kasetçalarları ,okunmuş gazete ve dergileri, reklam broşürlerini, konteynerin ilgili bölümlerine atmaya başladılar.En nihayetinde dağıtılan tostların bulaşıklı kağıtlarıyla, içilen ayranların pet bardakları çerçöp bölümüne atıldıktan sonra evlerine dağıldılar…
Karşı köşede bir zamanlar küçük bir büfe vardı. Baraka görünümündeki bu müskirat bayiini işleten şahıs yaşlanınca işi oğluna devretmişti.Aradan birkaç yıl geçince oğul veresiye alışverişlerden bıkmış sigara paketlerini içki şişelerini arkadaşlarına bedava dağıtarak üç veresiye defterini meydanın orta yerinde alkışlar eşliğinde yakarak bayilik işine son vermişti.Bu olaydan sonra bayi Naci’nin lakabı Neron Naci olmuştu.
Aradan altı ay ya geçmiş ya geçmemişti ki, bir banka yetkilisi Neron Naci’ye ulaşarak; “Büfe yerinin yüksek bir kirayla bankalarına devredilmesi”ni ve “Buraya bir ATM cihazı kurmayı düşündükleri”ni söyledi. Bu teklif Neron Naci için kaçırılmaz bir fırsattı. Epeydir ailecek hörgüçten yiyorlardı. Birikimleri yavaş yavaş tükeniyordu.Gene de bu teklife sazan gibi hemen atlamamalıydı.
-Bi düşüneyim.Evdekilerle de bi görüşmem gerek.
-Haklısınız düşünüp karar verin. Buyrun kartımı, bu teklifimiz sizin için iyi bir fırsat.Kararınızı bekliyoruz, bankamıza bekleriz.
Bu kısa görüşmenin ardından Neron Naci evine varırvarmaz babasına ve annesine konuyu açtı. Hane halkı açısından bankanın teklifi alay-ı vala ile karşılanacaktı. Neron Naci bekarlığa veda edecekti . Kira gelirleriyle hayatlarına rahat bir şekilde devam edeceklerdi. Ertesi gün Neron Naci banka şubesine öğleye doğru uğradı.Bankanın müşteri temsilcisi Karun Bey’le konuştular.On yıllık bir anlaşmaya varıldı.Baba telefonla şubeye davet edildi, imzalar atılarak ilk kira bedeli bankadan tahsil edildi.Bir hafta sonra büfe yıkılmış yerine bankanın ATM si kurulmuştu…
Bugün saat on dört sularında , kasabanın en büyük meydanında ikinci büyük hareketlilik yaşanılıyordu.Gelenler geçenler, zırhlı bir araçtan indirilen muhkem çantalarla ATM ye giren iki kişiyi meraklı bakışlarla takip ediyordu.ATM ye paralar konulmuş,kontrol gerçekleştirilmiş iki kişi görevlerini ifa etmişlerdi.
Mangırmatik cihazının ve Çerçöpatık konteynerinin karşılıklı yerleştirildiği günün ilk gece yarısında el ayak çekilmiş Mangırmatik’ten para çekenler ,Çerçöpatık’a ıvırzıvır atanlar iyice seyrelmişti.
Meydanın güneybatı köşesindeki beş katlı apartmanın yarı bodrum girişindeki boşluğa evsiz barksız bir vatandaş aylar öncesinden postu sermişti. Yatak haline getirdiği mukavvaların üzerinde uyumakla uyumamak arasında bir haldeydi. Arkadaşları zaman zaman kalacak yer ayarlasalar dahi bu ikametgah O’nun son tercihi idi.Bu yarı bodrum kat depo olarak kullanılıyordu, bu yüzden Zorro lakaplı kara iki kaşı bitişik şahıs bu çukur boşluğu kendine yurt edinmişti.
Bu iki akıllı cihaz Zorro’nun varlığından habersiz , kendi aralarında konuşmaya başladılar. Kara kaşlı Zorro bu konuşmalara kulak kabarttı; bazen gülerek bazen de “vay be” diyerek dinledi.
Mangır…: Çerçöp kardeş,hadi gene iyisin.Daha önce gördüğüm Kont Tıynır’ lardan çok farklısın.Söküldüğüm yer tilkinin bakır def ettiği bir yerdi.Karşımdaki Kont Tıynır bir imalat hatasıydı,kapağı zor kalkar,inerken yeni atılan poşetleri parçalar,ağzından en kötü havayı solurdu.Nefesi koktuğu için pedala basıp kapağını açan vatandaş poşeti atar atmaz yüz metre koşucusu gibi kaçardı.Kirli pasaklı kedilerden,paçalarına işeyen köpeklerden şikayetçiydi.Kağıt toplayıcıların ,hurdacıların illallah dedikleri en verimsiz en pis Kont Tıynır buydu.
Çerçöp…: Valla Mangır kardeş,selefimle birkaç kelime konuşabildim.Burada çok az dertleşebildik.Bu meydanda yıllarca hizmet etmiş.Onun insanoğlundan şikayeti de bambaşkaydı.Atılan bayat ekmeklerden.Dökülen yemek artıklarından,kırılmış içki şişelerinden, kapağını çok sert kapatıp gürültü patırtı çıkartanlardan şikayetçiydi.Onu söküp götürdüler,hurdaya ayıracaklarmış.Üzülmedim diyemem ama buraya konuşlanmama çok sevindim.Senin gibi bir arkadaş da gelince tam karşıma.Ne sevindim ne sevindim.De bakalım,neredeydin ,nerelerden geldin.Hoş geldin sefalar getirdin
Mangır…: Çerçöp birader, Karun Bey’in sayesinde buradayım.Yaptığım iş hem temiz hem de kirli.Hem sevindirici hem de hüzün verici.Matbaadan yeni çıkmış paralar gelir çok sevinirim.Kirli,yırtılmış bantla yapıştırılmış,buruşuk,kıvrım kıvrım,ezilmiş büzülmüş paraları yatırdıklarında kahrolurum..Belirli günlerde maaşını çekenler gelir. Kiminin maaşı çoktur sevinir. Kiminin azdır nereye, kime,kimlere ne kadar dağıtacağını düşüne düşüne benden ayrılır.Kiminin ücreti daha yatmamıştır.Kiminin üç kuruş çekeceği vardır,ekranda ya arızalı yazısını görür, ya da “Şu an ödeme yapamıyoruz” mesajını okurr.Vah be! Tüh be! Diyerek beni terk eder.Yaaa birader,vaziyetler işte böyle.Yok aslında birbirimizden farkımız.. Benim adım Mangırmatik, senin adın Çerçöpatık.Hayırlı geceler, kal sağlıcakla….
Mehmet Sadık MEDİN-06 Mayıs 2020-SAMATYA