“Erken seçim vatana ihanettir” söyleminden apar topar seçime gitmek her halde ilkeli bir siyasetin göstergesi olamaz. Cumhurbaşkanı, Başbakan başta olmak üzere devleti yönetenlerin hiçbiri gerekli görmediği bir ortamda Bahçeli çıkıyor “Erken seçim şart” diyor ve ekliyor “ İki büyük zaferimizin yıldönümü olan 26 Ağustos günü seçim yapalım.” Teklifini getiriyor. Sayın Cumhurbaşkanı hemen ertesi günü yine apar topar Bahçeli ile görüşüyor, sadece 25 dakika görüşüp kamera karşısına çıkıyor “ 26 Ağustos geç 24 Haziran’da seçime gidiyoruz” deyiveriyor. Erken seçim ihanet ise ihanetin katmerlisi gündeme geliyor. Siyaset mühendisliklerinin inceliklerini bilebilmemiz, bilsek de burada gündeme getirmemize gerek yok, faydası da yok.
Sadece şunu söylemekle yetineceğim; Türkiye’mizin beka sorununun her zaman mevcut olduğuna inanıyorum. Çünkü Türkiye’miz çok güzel bir ülke ve de güzelin düşmanı çok olur. Ancak bu aralar gerek MHP gerekse AKP’nin bir beka sorunu olduğu da gerçek. Biri baraj sorununu, biri de 50 +1 i aşabilmek için tam da bu sıralarda bir baskın seçimi çare olarak görüyor.
Muhalefet böyle baskın bir seçime hazır olmadıkları halde seçime hazır olduklarını ilan ettiler. Bu iktidardan bir an önce kurtulmak için bir fırsat doğduğunu bile ifade ediyorlar.
İktidar elindeki nimetleri sonuna kadar kullanmakta kararlı görünüyor. 80 yazılı medya, 90 TV desteği, bitmek bilmeyeceği sanılan devlet imkanları, devletin uçakları, araçları, devletin devasa insan kaynakları seçim için seferber olmuş vaziyette. Hepsi iktidarın başarısı için canhıraş bir gayretle adeta hayat memat meselesi olarak gördükleri seçime sokulacağı ortada. Herkes iktidarı ele geçirmek için mücadele edecek ama iktidarı kaybetmemek için iktidar mensuplarının mücadelesi gözleri yaşartacak kadar şiddetli gidiyor.
Seçim rüşvetleri o kadar pervasızca savruluyor ki insan “Daha önceleri nerelerdeydiniz” demekten kendini alamıyor. Bakar mısınız “ İmar barışı “adı altında imar affı getiriliyor. Ruhsatsız yapılar ruhsata kavuşacak bunların milyonlarca kişiyi ilgilendirdiği söyleniyor. Öğrenci affı, bu da yine yüzbinlerce öğrenciyi ilgilendiriyor. Akaryakıtta ÖTV, KDV indirimi getiriliyor. Bu da aracı olsun olmasın 80 milyonu ilgilendiriyor. Yanlış anlaşılmasın bu af ve indirimlerin hiçbirine karşı değilim. İtirazım daha önceleri nerelerdeydiniz? Niçin bu iyileştirmeleri seçime iki ay kala düşünüyorsunuz? Görünen o ki seçimlere kadar ne var ne yoksa seçmenin aklını çelmek için ortaya serecekler. İnsan keşke her yıl seçim olsa diyesi geliyor.
Bedelli askerlik konusunda başbakan” düşünüyoruz, değerlendireceğiz” demeye getirdi. Milli Savunma Bakanı da eh” başbakanımız düşünüyorsa biz de gereğini yaparız.” dedi. O da ne AKP sözcüsü hükümetin üstünde ki “ O Başbakanın kişisel düşüncesidir” demez mi. Tam bir komedi sanırsınız ki Türkiye’de iki ayrı hükümet var, Başbakanı çöpe atan bir parti sözcüsü ile karşı karşıyayız.
Bu farklı söylemler bedelli askerlik kararının iktidar mensuplarınca kendilerine oy kaybettirecek mi yoksa oy kazandıracak mı konusunda tam bir karar veremeyişlerinden olmalı. Başbakan bu rezilliğe nasıl razı olacak vatandaşlar olarak merak içindeyiz. Kişisel kanaatimi söyleyeyim. Ben bu durumda ya sözcünün değişmesine çalışırdım. Ya da bunu beceremezsem istifamı basar giderdim.
Profili düşük başbakan adayı aranıyordu ya; ben profilimin bu kadar düşürülmesine asla razı olmazdım. Her şey makam mevki meselesi mi? Şunun şurasında en fazla iki ay daha başbakansın.