bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Tanju Çığranış
Köşe Yazarı
Tanju Çığranış
 

ANNEM ANLATIYOR; ESKİ TİRE YAŞANTISI

Bir mahalle ki herkes herkesi tanırdı. Komşular birbirine çok bağlıydı. Anlatılmaz bir birlik  beraberlik… Sabah kahvelerine gidilirdi. Gevrekçi Musa vardı. Mahalleye gelmesini sabırsızlıkla beklerdik. Simit, İstanbul gevreği, taban gevreği satardı. Sabahleyin dağ köylerinden(canbazlı) karadutçular gelirdi. ‘’ Karadut, şifali ot diye mahallerde seslenip satış yaparlarmış… Ne pahalıydı o karadut!... ( zamanın parasına göre bir ölçek 10-15 krş) Küçük bir ölçekleri vardı. Çay tabağının ortası kadar yuvarlak bir ölçekleri vardı. Hıdrellezi ve Dere kahve’yi anlatırımısın; Komşumuzun sarı güllü çardakları vardı. Bir küpeçin içine herkes ziynet eşyalarını (bilezik,yüzük,küpe) koyar, küpeçin ağzı bağlanır,sabaha kadar açılmazdı.(Hıdır ve İlyas ellermiş ona) Hıdırellez sabahı gelinlik çağındaki bir genç kızın başında küpeçin ağzı açılır, herkes kendine ait ziynet eşyasını çekerken bir mani okunurdu. Derekahveye  güneş doğmadan gidilir, dereye martıfeller (dilekler) yazılıp atılırdı. Dalganlar(ısırgan otu) toplanıp insanların ayaklarına sürtünüp şakalar yapılırdı. Eve gelen misafirlere şekerli pişiler yapılıp dere kahve’ ye kahvaltıya götürürdük. Dere bugünkü gibi kapalı değildi. Çarşıya kadar açık akıyordu. Derenin üstünde urgancılar urgan işlerlermiş… Derekahve’nin altında Tabakhaneciler( deri işleme atölyeleri) var imiş… Buralara tebane denirmiş…. Dere kahve den döndükten sonra evde Ruhi gül nenem sütlü kabak pidesi yapardı. Öğleden sonrada hacı kahveye, top tepeye veya Maltepe’ye piknik yapmaya gidilirdi. Ayrıca Büyük havuzlu ve küçük havuzlu adı verilen çay bahçesi ve içkili lokanta mevcutmuş… Evlerde ısınma nasıl sağlanırdı? mangalla ısınılırdı. evlerde 2 mangal vardı. biri evde yanarken diğeri dışarıda hazır tutulurdu. yemekler nasıl pişirilirdi? maltız var, odun ocağı var. Buzdolabı yok yemekleri nasıl muhafaza ederdiniz? Yemekler günlük tüketilirdi. Ayrıca her evde kuyu bulunurdu. bu kuyular hem içme suyunu temin  için hem de yaz aylarında yiyecekleri soğutmak için kullanılırdı. Tire’de evlerdeki kuyulara Güme dağından gelen kaynak suları içilirdi… Alay parkı nasıldı? Askerler idare ediyordu. yazları çocuklar için kuklalar geliyordu. Ailelerin, özellikle pazar günleri toplandıkları bir alan imiş. Pazar günleri müşteri yoğunluğundan bardak yetiştiremezlermiş. Alay parkın karşısındaki kız meslek lisesi önünde Şerif Hasan Dondurmacısı vardı.                                     Yaz akşamları bir mahalle dondurma yemeğe gidilirdi. Zamanında Alay Parkı’nın batı cephesinde büyük okaliptüs ağaçları varmış… MUSEVİLERLE  (YAHUDİLERLE) ORTAK YAŞAM; Musevilerin toplu olarak oturdukları ayrı bir mahalleleri var imiş… Museviler ticaret ve esnaflık yaparlardı. Çok temiz insanlardı… İnançları gereği cumartesi günleri ateş yakmazlardı. Cumartesi günleri yaz aylarında evlerinin önüne kapıya oturup mahalleden geçen Türklere ocaklarını yaktırırlardı. İhtiyacı olan yaşlı Museviler ev temizliğine ve badana boya işlerine giderlerdi. Genç kızlarsa terziliğe, gündelik temizlik işlerine giderlerdi. Pasta yaparlardı. Fırına götürüp pişmeden önce pasta kalıbının altını elleriyle tartaklarlardı. Dini ibadetlerini aksatmazlar her Pazar Havra(Musevilerin ibadet yeri) ‘ya giderlerdi. (İbadet yerleri Yahşibey camisinin bahçe kapısının karşısında imiş) "Tire Yahudilerinin ilginç özellikleri vardı. Uzun yüzyıllar mütevazı bir yaşamları oldu. Ancak Cumhuriyet’le birlikte yaşam standartları yükseldi. Kent ekonomisine egemen oldular. Tüm bu gelişmişliklere karşın, konutlarında gözle görülür bir farklılık olmadı. Kentin en varlıklı tüccarları ve işadamları dahi bu mütevazı evlerde oturmayı sürdürdüler. Büyük olasılıkla onlar halkla birlikte yaşadılar. Tarihsel mekanlarına pek müdahale etmediler. Bu da kültürlerine bağlılıktan kaynaklanmış olabilir. O küçük evlerle bir arada olma, sokak kültürünün sıcaklığı içinde yaşamayı yeğ tutmuş olmalılar. Ancak evlere ve mefruşata fazla ilgi duymayan Yahudi toplumu, dini alanda bu mütevazılığından uzaklaşıyordu. Kitabelere (mezar taşları) gösterilen ilgi çok farklıydı. Zira bütün kitabeler mermerden olduğu gibi görkemliydi de." Not; Yukarıdaki alıntı araştırmacı Munis Armağanla Şalom gazetesi muhabiri Nelly BAROKAS  ile yapılmış ropörtaj’dan alınmıştır. Yaklaşık 700 yıl Tire’nin yerli halkı ile iç içe yaşayan Yahudiler İsrail devletinin kurulmasını takip eden yıllarda ve özellikle 60’lı yıllarda şehri terk ediyorlar…       TEZPİŞTİ TATLISI (ANNEANNE TATLISI) MALZEMELER; 5 SU BARDAĞI SÜT 1 SU BARDAĞI ŞEKER 5 KAŞIK PİRİNÇ UNU 2 YUMURTA 2 PAKET VANİLYA ŞERBETİ İÇİN; 2 SU BARDAĞI TOZ ŞEKER 1,5 SU BARDAĞI SU 1-2 DAMLA LİMON SUYU HAZIRLANIŞI SÜTÜ DERİN BİR TENCEREDE KAYNATIN.UN İRİ ÇEKİLMİŞ CEVİZ İÇİ VE KARBONATI İLAVE EDİP ÇIRPMAYA DEVAM EDİN.KIVAMLI BİR HAMUR HALİNE GELİNCE ISLATILMIŞ FIRIN TEPSİSİNE AKTARIP ÜZERİNİ HAFİFÇE BASTIRARAK YAYIN.BAKLAVA ŞEKLİNDE DİLİMLEYİP 200 C FIRINDA 40 DAKİKA PİŞİRİN.İSTEĞE GÖRE ÜZERİNE CEVİZ İLAVE EDEBİLİRSİNİZ AFİYET OLSUN. MALTIZ; Ocağın dışında hemen hemen her evde bir tane Maltız bulunurdu. Maltız yaklaşık 40 cm yüksekliğinde 25 cm çapında sacdan yapılmış yuvarlak bir tür ızgaralı ve ayaklı taşınır ocaktır. ızgara üzerine ocakta yanmış kor ateş veya ağaç kömürünün ateşi konularak yemek pişirilir, çay kaynatılırdı. maltızda pişen yemeğin tadını hiçbir şey vermez derler. Odun ateşinde büryan tarifi; saç kızgın odun ateşinin közünde kızdırılır. büryan tenceresi inde et sulu pirinç pilavı pişirilirken sacın üstünde etler pişer. Emekli  Tarih Öğretmeni Celal Toktürk’ün notları;  Toptepe Gazinosu Demokrat partinin iktidar olduğu 50’li yıllarda yapılmış.  Toptepe’nin planı Demokrat parti’nin amblemidir. Toptepe’nin önündeki çamların dikildiğini bugün gibi hatırlıyorum.,,, Alay parkının karşısında doğu bitişiğinde yüce,yüksek bir kahve vardı. Dağdan gelen kanalet (dere) kahve’nin altından akardı… Tire’nin Şehrin içinden akan 2 deresi vardı; 1, tanesi çöplen deresi 2,cisi tebane deresinin devamı şehrin göbeğinden geçen tebane deresi Arap Pınarı dereside denirdi. Alay Parkı’nın karşısındaki müze’nin önünde Şanizade Ataullah Efendi’nin heykeli vardır; XIX. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı İmparatorluğu’nda yetişmiş önemli bilim adamlarından birisidir. Tıp, tarih, matematik, edebiyat ve coğrafya alanında eser çeviren ve yazan Şânîzâde, daha çok Osmanlı-Türk tıbbının çağdaşlaşmasındaki öncü rolü ile tanınır[1]. Avrupa tıbbına ait bilgileri Osmanlı’ya aktarmak üzere Almanca’dan çevirdiği beş ciltlik eserin 1820 yılında tek cilt olarak basılan ilk üç cildi; Osmanlı Devleti’nde basılan ilk tıp kitabı olmuştur. Annem Günher Çığranış 1932 doğumludur, şu an 85 yaşındadır.anılarında anlattığı Tire 1940’lı ve 50’li yılların Tire’sidir.Biz Hem Anne hem de Baba tarafından Balkan göçmeniyiz. 1923’de Türkiye ile Yunanistan ile imzalanan mübadele anlaşması ile Yunanistan’in Selanik şehrinin langaza kazasından göç edip Tire’ye yerleşmisiz.
Ekleme Tarihi: 17 Mayıs 2017 - Çarşamba

ANNEM ANLATIYOR; ESKİ TİRE YAŞANTISI

Bir mahalle ki herkes herkesi tanırdı. Komşular birbirine çok bağlıydı. Anlatılmaz bir birlik  beraberlik…
Sabah kahvelerine gidilirdi.
Gevrekçi Musa vardı. Mahalleye gelmesini sabırsızlıkla beklerdik.
Simit, İstanbul gevreği, taban gevreği satardı.
Sabahleyin dağ köylerinden(canbazlı) karadutçular gelirdi.
‘’ Karadut, şifali ot diye mahallerde seslenip satış yaparlarmış…
Ne pahalıydı o karadut!... ( zamanın parasına göre bir ölçek 10-15 krş)
Küçük bir ölçekleri vardı. Çay tabağının ortası kadar yuvarlak bir ölçekleri vardı.

Hıdrellezi ve Dere kahve’yi anlatırımısın;

Komşumuzun sarı güllü çardakları vardı. Bir küpeçin içine herkes ziynet eşyalarını (bilezik,yüzük,küpe)
koyar, küpeçin ağzı bağlanır,sabaha kadar açılmazdı.(Hıdır ve İlyas ellermiş ona) Hıdırellez sabahı gelinlik çağındaki bir genç kızın başında küpeçin ağzı açılır, herkes kendine ait ziynet eşyasını çekerken bir mani okunurdu.
Derekahveye  güneş doğmadan gidilir, dereye martıfeller (dilekler) yazılıp atılırdı.
Dalganlar(ısırgan otu) toplanıp insanların ayaklarına sürtünüp şakalar yapılırdı.
Eve gelen misafirlere şekerli pişiler yapılıp dere kahve’ ye kahvaltıya götürürdük.
Dere bugünkü gibi kapalı değildi. Çarşıya kadar açık akıyordu.
Derenin üstünde urgancılar urgan işlerlermiş…
Derekahve’nin altında Tabakhaneciler( deri işleme atölyeleri) var imiş…
Buralara tebane denirmiş….
Dere kahve den döndükten sonra evde Ruhi gül nenem sütlü kabak pidesi yapardı.
Öğleden sonrada hacı kahveye, top tepeye veya Maltepe’ye piknik yapmaya gidilirdi.
Ayrıca Büyük havuzlu ve küçük havuzlu adı verilen çay bahçesi ve içkili lokanta mevcutmuş…

Evlerde ısınma nasıl sağlanırdı?
mangalla ısınılırdı. evlerde 2 mangal vardı. biri evde yanarken diğeri dışarıda hazır tutulurdu.
yemekler nasıl pişirilirdi?
maltız var, odun ocağı var.
Buzdolabı yok yemekleri nasıl muhafaza ederdiniz?
Yemekler günlük tüketilirdi. Ayrıca her evde kuyu bulunurdu. bu kuyular hem içme suyunu temin  için hem de yaz aylarında yiyecekleri soğutmak için kullanılırdı.
Tire’de evlerdeki kuyulara Güme dağından gelen kaynak suları içilirdi…


Alay parkı nasıldı?
Askerler idare ediyordu. yazları çocuklar için kuklalar geliyordu. Ailelerin, özellikle pazar günleri toplandıkları bir alan imiş. Pazar günleri müşteri yoğunluğundan bardak yetiştiremezlermiş.
Alay parkın karşısındaki kız meslek lisesi önünde Şerif Hasan Dondurmacısı vardı.                                     Yaz akşamları bir mahalle dondurma yemeğe gidilirdi.
Zamanında Alay Parkı’nın batı cephesinde büyük okaliptüs ağaçları varmış…
MUSEVİLERLE  (YAHUDİLERLE) ORTAK YAŞAM;
Musevilerin toplu olarak oturdukları ayrı bir mahalleleri var imiş…
Museviler ticaret ve esnaflık yaparlardı.
Çok temiz insanlardı…

İnançları gereği cumartesi günleri ateş yakmazlardı.
Cumartesi günleri yaz aylarında evlerinin önüne kapıya oturup mahalleden geçen Türklere ocaklarını yaktırırlardı. İhtiyacı olan yaşlı Museviler ev temizliğine ve badana boya işlerine giderlerdi.
Genç kızlarsa terziliğe, gündelik temizlik işlerine giderlerdi.
Pasta yaparlardı. Fırına götürüp pişmeden önce pasta kalıbının altını elleriyle tartaklarlardı.
Dini ibadetlerini aksatmazlar her Pazar Havra(Musevilerin ibadet yeri) ‘ya giderlerdi.
(İbadet yerleri Yahşibey camisinin bahçe kapısının karşısında imiş)

"Tire Yahudilerinin ilginç özellikleri vardı. Uzun yüzyıllar mütevazı bir yaşamları oldu. Ancak Cumhuriyet’le birlikte yaşam standartları yükseldi. Kent ekonomisine egemen oldular. Tüm bu gelişmişliklere karşın, konutlarında gözle görülür bir farklılık olmadı. Kentin en varlıklı tüccarları ve işadamları dahi bu mütevazı evlerde oturmayı sürdürdüler. Büyük olasılıkla onlar halkla birlikte yaşadılar. Tarihsel mekanlarına pek müdahale etmediler. Bu da kültürlerine bağlılıktan kaynaklanmış olabilir. O küçük evlerle bir arada olma, sokak kültürünün sıcaklığı içinde yaşamayı yeğ tutmuş olmalılar.
Ancak evlere ve mefruşata fazla ilgi duymayan Yahudi toplumu, dini alanda bu mütevazılığından uzaklaşıyordu. Kitabelere (mezar taşları) gösterilen ilgi çok farklıydı. Zira bütün kitabeler mermerden olduğu gibi görkemliydi de."

Not; Yukarıdaki alıntı araştırmacı Munis Armağanla Şalom gazetesi muhabiri Nelly BAROKAS  ile yapılmış ropörtaj’dan alınmıştır.
Yaklaşık 700 yıl Tire’nin yerli halkı ile iç içe yaşayan Yahudiler İsrail devletinin kurulmasını takip eden yıllarda ve özellikle 60’lı yıllarda şehri terk ediyorlar…

 

 

 




TEZPİŞTİ TATLISI (ANNEANNE TATLISI)

MALZEMELER;

5 SU BARDAĞI SÜT

1 SU BARDAĞI ŞEKER

5 KAŞIK PİRİNÇ UNU

2 YUMURTA

2 PAKET VANİLYA

ŞERBETİ İÇİN;
2 SU BARDAĞI TOZ ŞEKER

1,5 SU BARDAĞI SU

1-2 DAMLA LİMON SUYU

HAZIRLANIŞI
SÜTÜ DERİN BİR TENCEREDE KAYNATIN.UN İRİ ÇEKİLMİŞ CEVİZ İÇİ VE KARBONATI İLAVE EDİP ÇIRPMAYA DEVAM EDİN.KIVAMLI BİR HAMUR HALİNE GELİNCE ISLATILMIŞ FIRIN TEPSİSİNE AKTARIP
ÜZERİNİ HAFİFÇE BASTIRARAK YAYIN.BAKLAVA ŞEKLİNDE DİLİMLEYİP 200 C FIRINDA 40 DAKİKA PİŞİRİN.İSTEĞE GÖRE ÜZERİNE CEVİZ İLAVE EDEBİLİRSİNİZ AFİYET OLSUN.

MALTIZ;
Ocağın dışında hemen hemen her evde bir tane Maltız bulunurdu. Maltız yaklaşık 40 cm yüksekliğinde 25 cm çapında sacdan yapılmış yuvarlak bir tür ızgaralı ve ayaklı taşınır ocaktır. ızgara üzerine ocakta yanmış kor ateş veya ağaç kömürünün ateşi konularak yemek pişirilir, çay kaynatılırdı.

  • maltızda pişen yemeğin tadını hiçbir şey vermez derler.
    Odun ateşinde büryan tarifi;
    saç kızgın odun ateşinin közünde kızdırılır. büryan tenceresi inde et sulu pirinç pilavı pişirilirken sacın üstünde etler pişer.

    • Emekli  Tarih Öğretmeni Celal Toktürk’ün notları;
       Toptepe Gazinosu Demokrat partinin iktidar olduğu 50’li yıllarda yapılmış.
       Toptepe’nin planı Demokrat parti’nin amblemidir.
      Toptepe’nin önündeki çamların dikildiğini bugün gibi hatırlıyorum.,,,
      Alay parkının karşısında doğu bitişiğinde yüce,yüksek bir kahve vardı.
      Dağdan gelen kanalet (dere) kahve’nin altından akardı…
      Tire’nin Şehrin içinden akan 2 deresi vardı; 1, tanesi çöplen deresi 2,cisi tebane deresinin devamı şehrin göbeğinden geçen tebane deresi Arap Pınarı dereside denirdi.
      Alay Parkı’nın karşısındaki müze’nin önünde Şanizade Ataullah Efendi’nin heykeli vardır;
      XIX. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı İmparatorluğu’nda yetişmiş önemli bilim adamlarından birisidir. Tıp, tarih, matematik, edebiyat ve coğrafya alanında eser çeviren ve yazan Şânîzâde, daha çok Osmanlı-Türk tıbbının çağdaşlaşmasındaki öncü rolü ile tanınır[1]. Avrupa tıbbına ait bilgileri Osmanlı’ya aktarmak üzere Almanca’dan çevirdiği beş ciltlik eserin 1820 yılında tek cilt olarak basılan ilk üç cildi; Osmanlı Devleti’nde basılan ilk tıp kitabı olmuştur.
    • Annem Günher Çığranış 1932 doğumludur, şu an 85 yaşındadır.anılarında anlattığı Tire 1940’lı ve 50’li yılların Tire’sidir.Biz Hem Anne hem de Baba tarafından Balkan göçmeniyiz. 1923’de Türkiye ile Yunanistan ile imzalanan mübadele anlaşması ile Yunanistan’in Selanik şehrinin langaza kazasından göç edip Tire’ye yerleşmisiz.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.