Lüksümüze Şaşırmamak zor; Türkiye birçok Başbakan gördü. Hiç biri için çalışmadı demek zor. Ancak takip edeceği yolu isabetli seçenler seçmeyenler seçemeyenler olmuştur. Mevcutla yetinen veya mevcutların tamamlanmasından yana olanlar da olmuştur. Şimdiki gibi denilebilir. Bütün başbakanlar içinde sadece Süleyman Demirel ve Necmettin Erbakan sanayiden yana yollarını seçenlerden olmuştur. Süleyman Demirel zaman açısından hizmet etmeyi yakalamış bir Başbakandır.   Sayın Erbakan’ın bu konuda siyaseten çok şansı olmamıştır. Ancak sayın Demirel aralıklar ile görevde kalmıştır.6 kez gitmiş 7 kez gelmiş bir bir başbakandır. Buna rağmen büyük atılımların kapısını açmıştır. Tek başına iktidar olarak bazan da koalisyonlar ile Demirel’in hizmeti toplam  12 yıldır. Türkiye’nin kalkınmadaki en önemli atılımları da 1965-1969 ve 1969-1973 yıllarında olmuştur. Hatta bu günkü Türkiye 1965-1973 dönemi üzerine inşa edilmiştir. O dönem de kalkınma sanayide kullanılan enerji miktarı baz alınarak hesap edilmekte idi.   Bir ara enerjide çok yüksek ihtiyaç da o tarihlerde olmuştur. Çünkü sanayideki enerji ihtiyacının yanında şehirleşmenin hızla büyümesi de bu duruma sebep olmuştur. Uzun yıllar sanayideki durgunluk nedeni ile enerji ihtiyacı çok yüksek düzeyde olmamıştır. Ancak yanlış şehirleşme sebebi ile enerji sarfiyatı artarak devam etmiş, dış borçlanma da olumsuz etkilenmiştir. Sebep savurganlık, plansız, programsızlık. Reklam dahil her türlü ışıklandırma, sokak aydınlatmaları. Sanki sanayileşmeyi tamamlamış bir ülke gibi ısıtmanın sınırsız olarak açık alanlarda kullanılması. Her geçen gün sermayeye kaymak da  olan tarımda da enerjinin kullanımının hatırı sayılır miktarda artması.   Elektrikte de, doğal gaz da akaryakıtta da durum aynı. Bir yıl içinde elektrik  kullanımında fiyat %140 doğal gazda ki ise  %165 artış göstermiştir. Akaryakıt ise durum daha farklı değil. Enerjide planlamadan ziyade seçmen gözüne girebilmek aceleciliği ile önceliksiz yatırım hiç doğru değil. İki tünel iki yol iki köprü yirmi yıla göre hizmet etmiş olmak olmaz. Halen nükleer santralin bitme süresi nedir. İkincisi olmalı çünkü ihtiyaç çok yüksek. Ayrıca enerji İthalat açığında da makası ciddi oranda kapatacak bir hizmettir. Botaş’ın 153 milyar dolar borcunu ödeme güçlüğü çekiliyor neden tabi ki enerji açıklarından. Halkın yüzde yetmiş altısı elektriklerini, yüzde kırk ikisi de doğal gazını açamıyor. Yani kullanım azlığı var ki kış bastırınca halkın ekonomisi daha çok bozulacak anlamını taşıyor. Sanayii ihmal ederek tarımla kalkınmak mümkün değil. Tarımda da dalga geçer gibi erik, avokado, ceviz, kuşburnu, çilek, havuç, cennet elması, kivi, ejder meyvesi, gibi ürünlerin üretimi ile övünmek ne ki. Bu tür münferit  üretimler ile kalkınma olmaz.   Zeytinyağı, üzüm, incir, fındık, pamuk gibi yoğun Tarım ürünleri ile kalkınmadın da ejder meyvesi ilemi kalkınacaksın. Bu ayda dış ticaret açığı yüzde 430 artmış ve dış ticaret açığın 93 milyar dolar ise durum vahim. Sanayi konusunda kısa orta uzun vade de geri dönüşümünü tamamlayacak yatırımlar gerekli. Birde halkın güveni hayalleri süsleyen uzun vadeli konulara yarın erişiriz gibi hafifliklere yer vermek doğru olmayabilir. Çünkü umudu güveni kaybolan insanlar arayış içinde olur. Arayış sosyal problemleri de beraberinde getirir. Türkiye’nin de esasen siyasi tercihleri bilindiği kadarıyla bir arayış içinde olduğu kanaatini oluşturmaktadır. Kısaca Çıkış yolu; Sanayi de.