bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Cüneyt Tanyeri
Köşe Yazarı
Cüneyt Tanyeri
 

ADIMI HERKESTEN SAKLADIM

Dostlar, bugünkü yazımda “İnsanlara yalan söyledim, adımı değiştirerek kendimi sakladım. Yaşamımda bunun kadar ağırıma giden bir şey olmadı. Ortaokuldaki Türkçe öğretmenimle karşılaştım bir gün Adana’da. Yahu Kemal, dedi bana, çok iyi bir yazar var Cumhuriyet’te kimdir acaba? Yaşar Kemal’i övdü. Ona bile o yazarın ben olduğumu söyleyemedim.” diyen ve 2015 yılında kaybettiğimiz Yaşar Kemal’den söz edeceğim.   Tüm ömrünü, insanlığı yazmaya adayan Yaşar Kemal’in asıl adı “Kemal Sadık Gökçeli”dir. Uzun soluklu eserler yazmakla tanınır. Bunda destan geleneğine bağlılığının etkili olduğu öne sürülebilir. Sözgelimi, “İnce Memed”i tarihteki konumundan hareketle Sakarya Şeyhi’nin baş kaldırış hikâyesinden esinlenerek yazar. Dünyanın, Sakarya Şeyhi gibi baş kaldırmaya mecbur kişilerle dolu olduğu gerçeğini “İnce Memed”de dile getirmeye çalışır. “İnce Memed” dörtlemesinde, baş kaldırmaya mecbur insanın derinine inmek ister; eserin ilk cildinden sonra, ağa tipi kalıbını kırmağa çaba gösterir, onlardaki değişimi yakalar ve uzun uzun anlatır.   O, “Ortadirek, Yer Demir Gök Bakır, Ölmez Otu”ndan oluşan “Dağın Öte Yüzü” üçlemesinde, geleneksel anlatımdan geniş ölçüde yararlanır. Olayların akışına katılan gizemli kişiler belirir, fantastik öğeler, düşler, anılar öne çıkar. Örneğin, yazarın “Yer Demir Gök Bakır” romanında mit yaratılması anlatılırken, eski ozanlardan ve yaratılmış mitlerden yararlandığı gözlenir; araya bir ozan, bir kör, bir bilge girer, bunlar yazarın duygu ve düşüncelerini aktarma görevini üstlenirler. Bu tekniğin, çağdaş roman anlayışına -post modern romana- da yansıdığını görmekteyiz. Dünyayı, dünyada olup bitenleri anlatmayı amaçlayan yazar, sözün büyüsüne önem verir, fanteziyi, insanlığın en güzel özelliği olarak görür. Onun romanlarında alttan alta işleyen, belli belirsiz bir mizah dikkat çeker; bunu da onun mizacıyla bağdaştırmak olasıdır. O, doğadan uzaklaştıkça, koptukça yabancılaşmanın kaçınılmaz olduğuna inanır. İnsanın yarattığı değerlere sahip çıkmasını ister. Aydınlığın, sevincin türküsünü söylemek gerektiğini belirtir. Daha zengin düş dünyaları kurmaya ve bulmaya çaba gösterir.   Yaşar Kemal’e göre, roman biçimlerini o ülkenin gelenekleri, kültürü, coğrafyası, tarihi ve sosyal durumu etkiler ve belirleyici olur. O, roman biçimlerini en iyi belirleyici öğenin dil olduğuna inanır. Yazara göre, bilinçaltını değil, bilincimizi bile gereğince kavrayıp anlatmış değiliz. Bilinçaltına, yaratıcılığımızla varabileceğimizi düşünür. O, yaratıcılık gücünün, yazmasına ve insan gerçeğine varmasına yardımcı olduğunu ifade eder. Yazara göre, sanat hayat değildir, hayatın bileşimidir. “Gerçekçilik dünyayı aynen kopya etmek değildir. Tabiata da, hadiselere de kendi gözümüzle bakmak ve kendimize yeni bir dünya kurmak” tır. O, tabiattaki canlı ve cansız bütün varlıklara karşı yakınlık duyguları taşır. İnsanı, hayvanı, ağacı, otu, taşı, toprağı, suyu, yıldızı bir bütün olarak görür; hepsine aynı duyarlılıkla yaklaşır. “Ortadirek” romanı, bu açıdan en dikkat çeken örnektir. O, romanlarında tabiatı bir dekor olarak kullanmaz; otlarla, çiçeklerle, böceklerle, kuşlarla, sularla, dağlarla, taşlarla arkadaşlık eder, onları bu duygu yoğunluğuyla anlatır.   Gazeteciliği, sanatçılıktan uzak tutar, onu bir meslek olarak kabul eder. Romanlarında toplumsal çelişki ve çatışmaları, insanların dünyasına yansıyan boyutlarıyla irdeler; insanı insan yapan erdemleri şiirsel, soluklu ve güçlü bir dilleanlatır. Onun eserlerindeki şahıs kadrosu eşkıyalar, ağalar ve ırgatlar düzleminde belirginlik kazanır. Eşkıyalar, ağalardan halk adına hesap sorarlar ve yüceltilirler. Sanatçının gözlem gücü kuvvetlidir, gerçeğe hayâl ve düş öğeleri katarak üslûbunu yumuşatır. Efsane, destan, tekerleme, ağıt, türkü, yerel söyleyişler, atasözleri ve deyimler, onun anlatımına zenginlik kazandırır ve özgünlüğünü sağlarlar. Eserlerinde öne çıkan tema, eşkıyalık ve ağa zulmüdür. “Teneke”de, köylünün sağlığını düşünmeyen ve çeltik ekiminden kazanç elde etmeye çalışan ağalara karşı, Kaymakam ile köylünün mücadelesi sergilenir. “İnce Memed”de Abdi Ağa’nın zulmüne dayanamayan İnce Memed’in eşkıya oluşu ve sonrası dile getirilir. Eşkıyalık o dönemin diğer romanlarında da (İnsan Kurdu/Tarık Dursun K.; Sağır Dere, Körduman, Köyün Kamburu/Kemal Tahir…) işlenen temadır. Bunlar arasında, “İnce Memed”, bir başkaldırının destanı olarak kabul görür.   Yazar, “Cumhuriyet” gazetesinde çalışırken, yurt sorunlarını ele alan röportajlar yapar. Doğu Anadolu’daki yer altı köylerini, ormanları konu edinen röportajları ilgiyle karşılanır. Doğa-insan ilişkileriyle insanın yaşamayı öğrendiğini belirten yazar, röportajın bu özelliğinden yararlanır. Röportajın olayların gerçeğine inebilme imkânı sağladığını, büyük romancıların bundan istifade ettiklerini söyler. Röportajın hikâye ve roman gibi bir sanat eseri yarattığını düşünür, bu yüzden röportajı çok önemser. Romanlarında çocuklara ve yaşlılara genişçe yer veren yazar, çocukların insan olduğunu, onlara gereken değerin verilmesi gerektiğini vurgular. Çocukları önemseyen Yaşar Kemal, “Kimsecik” romanını bu duygu ve düşünce çerçevesinde kaleme alır. Çocuklar için “Uçurtma” romanını yazar, ancak “Çocuk Edebiyatı”na inanmaz. Büyüklerin anladıkları edebiyatı, hikâye, roman ve şiirleri çocukların da anladıklarını savunur. Bu anlayıştan yola çıkarak “Uçurtma” romanını kaleme aldığı görülür. Çocuk konusunda duygu sömürüsü yapıldığı kanısındadır. Çocuklara sağlıklı ve akıllıca eğilen sanatçılara ihtiyaç olduğunu düşünür. Bu anlayışa bağlı kalarak eserlerinde çocukların iç dünyalarını anlatmaya özen gösterir. Masalcı bir yazar olarak nitelendiği gibi, yerelden evrensele açılmayı başaran bir yazar olarak da görülmektedir.   Yaşar Kemal, Çukurova insanlarının yaşantılarından kesitleri, destansı nitelikte şiirsel bir dille ve güçlü tabiat tasvirleriyle ortaya koyar. Sözgelimi, “Ortadirek”te, köy insanlarının pamuk tarlalarında ırgatlık yapmak için, Çukurova’ya inişleri, tabiatla mücadele edişleri etkili bir biçimde anlatılır.“Yer Demir Gök Bakır”da, köylülerin Çukurova’dan köylerine döndükten sonraki yaşantıları; “Ölmez Otu”nda, köylünün pamuk tarlalarındaki çalışma şartları, yaşadıkları ve yoksulluk hâlleri dile getirilir. Halk edebiyatından yararlanan yazar, Anadolu efsanelerini “Üç Anadolu Efsanesi” (Köroğlu’nun Meydana Çıkışı, Karacaoğlan, Alageyik), “Ağrı Dağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi” ile “Çakırcalı Efe”de romanlaştırır. Halk kültür ve sanatına bağlı kalan sanatçı, takip eden yıllarda Batı kültür ve sanatına da yabancı kalmaz; böylece dünyaya açılmaya çalışır.   Yaşar Kemal çizgisini örnek alıp, kendisini onun eserleri ile geliştiren ve onun düşüncelerini savunan yeni kuşak yazarlara selam olsun. Çukurova’nın ulu çınarı, Yaşar Kemal’i saygı, sevgi ve özlemle anıyorum.   Dostlar edebiyatla kalın ama umutsuz kalmayın.  
Ekleme Tarihi: 09 Mart 2020 - Pazartesi

ADIMI HERKESTEN SAKLADIM

Dostlar, bugünkü yazımda “İnsanlara yalan söyledim, adımı değiştirerek kendimi sakladım. Yaşamımda bunun kadar ağırıma giden bir şey olmadı. Ortaokuldaki Türkçe öğretmenimle karşılaştım bir gün Adana’da. Yahu Kemal, dedi bana, çok iyi bir yazar var Cumhuriyet’te kimdir acaba? Yaşar Kemal’i övdü. Ona bile o yazarın ben olduğumu söyleyemedim.” diyen ve 2015 yılında kaybettiğimiz Yaşar Kemal’den söz edeceğim.

 

Tüm ömrünü, insanlığı yazmaya adayan Yaşar Kemal’in asıl adı “Kemal Sadık Gökçeli”dir. Uzun soluklu eserler yazmakla tanınır. Bunda destan geleneğine bağlılığının etkili olduğu öne sürülebilir. Sözgelimi, “İnce Memed”i tarihteki konumundan hareketle Sakarya Şeyhi’nin baş kaldırış hikâyesinden esinlenerek yazar. Dünyanın, Sakarya Şeyhi gibi baş kaldırmaya mecbur kişilerle dolu olduğu gerçeğini “İnce Memed”de dile getirmeye çalışır. “İnce Memed” dörtlemesinde, baş kaldırmaya mecbur insanın derinine inmek ister; eserin ilk cildinden sonra, ağa tipi kalıbını kırmağa çaba gösterir, onlardaki değişimi yakalar ve uzun uzun anlatır.

 

O, “Ortadirek, Yer Demir Gök Bakır, Ölmez Otu”ndan oluşan “Dağın Öte Yüzü” üçlemesinde, geleneksel anlatımdan geniş ölçüde yararlanır. Olayların akışına katılan gizemli kişiler belirir, fantastik öğeler, düşler, anılar öne çıkar. Örneğin, yazarın “Yer Demir Gök Bakır” romanında mit yaratılması anlatılırken, eski ozanlardan ve yaratılmış mitlerden yararlandığı gözlenir; araya bir ozan, bir kör, bir bilge girer, bunlar yazarın duygu ve düşüncelerini aktarma görevini üstlenirler. Bu tekniğin, çağdaş roman anlayışına -post modern romana- da yansıdığını görmekteyiz. Dünyayı, dünyada olup bitenleri anlatmayı amaçlayan yazar, sözün büyüsüne önem verir, fanteziyi, insanlığın en güzel özelliği olarak görür. Onun romanlarında alttan alta işleyen, belli belirsiz bir mizah dikkat çeker; bunu da onun mizacıyla bağdaştırmak olasıdır. O, doğadan uzaklaştıkça, koptukça yabancılaşmanın kaçınılmaz olduğuna inanır. İnsanın yarattığı değerlere sahip çıkmasını ister. Aydınlığın, sevincin türküsünü söylemek gerektiğini belirtir. Daha zengin düş dünyaları kurmaya ve bulmaya çaba gösterir.

 

Yaşar Kemal’e göre, roman biçimlerini o ülkenin gelenekleri, kültürü, coğrafyası, tarihi ve sosyal durumu etkiler ve belirleyici olur. O, roman biçimlerini en iyi belirleyici öğenin dil olduğuna inanır. Yazara göre, bilinçaltını değil, bilincimizi bile gereğince kavrayıp anlatmış değiliz. Bilinçaltına, yaratıcılığımızla varabileceğimizi düşünür. O, yaratıcılık gücünün, yazmasına ve insan gerçeğine varmasına yardımcı olduğunu ifade eder. Yazara göre, sanat hayat değildir, hayatın bileşimidir. “Gerçekçilik dünyayı aynen kopya etmek değildir. Tabiata da, hadiselere de kendi gözümüzle bakmak ve kendimize yeni bir dünya kurmak” tır. O, tabiattaki canlı ve cansız bütün varlıklara karşı yakınlık duyguları taşır. İnsanı, hayvanı, ağacı, otu, taşı, toprağı, suyu, yıldızı bir bütün olarak görür; hepsine aynı duyarlılıkla yaklaşır. “Ortadirek” romanı, bu açıdan en dikkat çeken örnektir. O, romanlarında tabiatı bir dekor olarak kullanmaz; otlarla, çiçeklerle, böceklerle, kuşlarla, sularla, dağlarla, taşlarla arkadaşlık eder, onları bu duygu yoğunluğuyla anlatır.

 

Gazeteciliği, sanatçılıktan uzak tutar, onu bir meslek olarak kabul eder. Romanlarında toplumsal çelişki ve çatışmaları, insanların dünyasına yansıyan boyutlarıyla irdeler; insanı insan yapan erdemleri şiirsel, soluklu ve güçlü bir dilleanlatır. Onun eserlerindeki şahıs kadrosu eşkıyalar, ağalar ve ırgatlar düzleminde belirginlik kazanır. Eşkıyalar, ağalardan halk adına hesap sorarlar ve yüceltilirler. Sanatçının gözlem gücü kuvvetlidir, gerçeğe hayâl ve düş öğeleri katarak üslûbunu yumuşatır. Efsane, destan, tekerleme, ağıt, türkü, yerel söyleyişler, atasözleri ve deyimler, onun anlatımına zenginlik kazandırır ve özgünlüğünü sağlarlar. Eserlerinde öne çıkan tema, eşkıyalık ve ağa zulmüdür. “Teneke”de, köylünün sağlığını düşünmeyen ve çeltik ekiminden kazanç elde etmeye çalışan ağalara karşı, Kaymakam ile köylünün mücadelesi sergilenir. “İnce Memed”de Abdi Ağa’nın zulmüne dayanamayan İnce Memed’in eşkıya oluşu ve sonrası dile getirilir. Eşkıyalık o dönemin diğer romanlarında da (İnsan Kurdu/Tarık Dursun K.; Sağır Dere, Körduman, Köyün Kamburu/Kemal Tahir…) işlenen temadır. Bunlar arasında, “İnce Memed”, bir başkaldırının destanı olarak kabul görür.

 

Yazar, “Cumhuriyet” gazetesinde çalışırken, yurt sorunlarını ele alan röportajlar yapar. Doğu Anadolu’daki yer altı köylerini, ormanları konu edinen röportajları ilgiyle karşılanır. Doğa-insan ilişkileriyle insanın yaşamayı öğrendiğini belirten yazar, röportajın bu özelliğinden yararlanır. Röportajın olayların gerçeğine inebilme imkânı sağladığını, büyük romancıların bundan istifade ettiklerini söyler. Röportajın hikâye ve roman gibi bir sanat eseri yarattığını düşünür, bu yüzden röportajı çok önemser. Romanlarında çocuklara ve yaşlılara genişçe yer veren yazar, çocukların insan olduğunu, onlara gereken değerin verilmesi gerektiğini vurgular. Çocukları önemseyen Yaşar Kemal, “Kimsecik” romanını bu duygu ve düşünce çerçevesinde kaleme alır. Çocuklar için “Uçurtma” romanını yazar, ancak “Çocuk Edebiyatı”na inanmaz. Büyüklerin anladıkları edebiyatı, hikâye, roman ve şiirleri çocukların da anladıklarını savunur. Bu anlayıştan yola çıkarak “Uçurtma” romanını kaleme aldığı görülür. Çocuk konusunda duygu sömürüsü yapıldığı kanısındadır. Çocuklara sağlıklı ve akıllıca eğilen sanatçılara ihtiyaç olduğunu düşünür. Bu anlayışa bağlı kalarak eserlerinde çocukların iç dünyalarını anlatmaya özen gösterir. Masalcı bir yazar olarak nitelendiği gibi, yerelden evrensele açılmayı başaran bir yazar olarak da görülmektedir.

 

Yaşar Kemal, Çukurova insanlarının yaşantılarından kesitleri, destansı nitelikte şiirsel bir dille ve güçlü tabiat tasvirleriyle ortaya koyar. Sözgelimi, “Ortadirek”te, köy insanlarının pamuk tarlalarında ırgatlık yapmak için, Çukurova’ya inişleri, tabiatla mücadele edişleri etkili bir biçimde anlatılır.“Yer Demir Gök Bakır”da, köylülerin Çukurova’dan köylerine döndükten sonraki yaşantıları; “Ölmez Otu”nda, köylünün pamuk tarlalarındaki çalışma şartları, yaşadıkları ve yoksulluk hâlleri dile getirilir. Halk edebiyatından yararlanan yazar, Anadolu efsanelerini “Üç Anadolu Efsanesi” (Köroğlu’nun Meydana Çıkışı, Karacaoğlan, Alageyik), “Ağrı Dağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi” ile “Çakırcalı Efe”de romanlaştırır. Halk kültür ve sanatına bağlı kalan sanatçı, takip eden yıllarda Batı kültür ve sanatına da yabancı kalmaz; böylece dünyaya açılmaya çalışır.

 

Yaşar Kemal çizgisini örnek alıp, kendisini onun eserleri ile geliştiren ve onun düşüncelerini savunan yeni kuşak yazarlara selam olsun. Çukurova’nın ulu çınarı, Yaşar Kemal’i saygı, sevgi ve özlemle anıyorum.

 

Dostlar edebiyatla kalın ama umutsuz kalmayın.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.