Musul Misak_ı Milli sınırları içinde bir Türk şehri idi. Işid canileri Musul’u işgal ettiler.Türk Konsolosluğunu basarak ta ciğerimizden hançerlediler. Sırada yine bir Türk şehri Telafer var . Ardından diğer Türk şehirleri gelecek.
Yeni bir Filistin halkı doğuyor. Bu gidişle vatanları ellerinden alınmış bir millet olacak Türkmen kardeşlerimiz.
Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşad Salihi “Kardeşlerimizden bize destek gelir sanmıştık” diye hayıflanıyor.Dünya lideri başbakanımızdan çıt yok. Dışışleri Bakanı dünya hariciye dehası Davudoğlu “ Hiç kimse sabrımzı test etmeye kalkmasın” beylik sözünü bilmem kaçıncı defa tekrar ediyor.
Test ettiler sayın Davutoğlu “ Türkiye’den korkmaya gerek yok kararına vardı cümle alem” kimse sizin beylik laflarınızı dikkate bile almıyor.
Türkmen kardeşlerimiz duygularını galiba en iyi Ozan Arif terennüm ediyor. Dinleyin Davutoğlu, boş lafa gerek yok büyüklüğümüzü gösterin yeter.
YETİŞ İMDADIMA!..
Ben Türkmen’im Türkiye, Irak’taki Türk’üm ben,
Seninle aynı soy, aynı necip ırkım ben,
Bin yıldır burada dönen sana ait çarkım ben,
Senin gibi, ben de ta Oğuz’dan geliyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.
Asya’dan çıkıp gelip, edinince bu yurdu,
Petrol ne bilmiyordum, dünya da bilmiyordu,
Altından petrol çıktı, bütün dünya kudurdu,
O gün, bu gün dünyanın hedefi oluyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.
Ne zaman ki petrolün tam farkına vardılar,
Üşüştüler başıma her yanımı sardılar,
Beni, senin bağrından çektiler kopardılar,
Anasız kuzu gibi, yıllardır meliyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.
Beni sensiz bulunca dedim ya kudurdular,
Kuduranlar sanma ki sadece gavurdular,
Beni esas sırtımdan dindaşlarım vurdular,
Benim suçum Türk olmak, ben bunu biliyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.
Ben Türkmen’im Türkiye, her yanım yara,
Petrol gibi talihim, petrolden daha kara,
Çok yoruldum ay gardaş, hele var ya bu ara,
Boğulmak üzereyim, zor nefes alıyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.
Bugüne dek dayandım, takatten düşüyorum,
Ölümlerle doluyor, ölümle yaşıyorum,
Nasıl böyle duyarsız olursun, şaşıyorum,
Bir bildiğin var diye teselli oluyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.
Kayıp etmedim asla umudumu hiç kayıp,
Hep gelmeni bekledim günleri sayıp sayıp
Bıçak artık kemikte, durumumu anlayıp,
Geleceksen gel, gel, gelmeni diliyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.
Irak’ı uzak sanma, ben hemen dibindeyim,
Farzet ki emmingilde, veyahut bibindeyim,
Az elini uzatsan vallahi cebindeyim,
Gardaşım, gardaşım gapını çalıyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.
Soruyorum cevap ver, söyle bana baş mısın?
Söyle ki Arif bilsin, benimle yoldaş mısın?
Özüm sana gardaş der, yoksa kara taş mısın?
Taşsan eğer seni de defterden siliyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum..