Birazcık Fransızca bilgimi sizlerle paylaşarak söze başlamak istiyorum. Lan kelimesinin Fransızca anlamı eşektir. Uluorta söylediğimiz bu kelime özellikle Fransızlarla içli dışlı olduğumuz Tanzimat döneminde dilimize öyle bir yerleşmiş ki anlamını da tam bilmeyerek olsa gerek karşımızdakini eşek aşağı , eşek yukarı hakaret etmeyi marifet bilmişiz. Lan, ulan kelimesi ağzımızda pelesenk haline gelmiş , oturmuş maalesef.
Toplumumuzun aşağılamak maksadıyla diline doladığı eşek aslında takdir edilmesi gerekirken hakaret unsuru olarak kullanılan zavallı, masum bir hayvanın adıdır. Bu konuda söyleyecek o kadar sözüm var ama konuyu o naktaya getirmek istemiyorum. Günün birinde bir başka yazımda eşeğin avukatlığını yapmayı bir görev bileceğim.
Evet; Gazetemizde hasbelkader yazı yazan, şimdi hakkın rahmetine kavuşmuş olan bir arkadaşımız 50 yıllık dostunun bir davranışından müteessir olduğu için yazdığı yazının sonunda “Uzun kulaklıya fazla değer verirsen, etrafını göremez, kendini küheylan sanır.” Dediği için mahkemelik olmuş ve mahkeme bunu hakaret telakki ederek tazminat ödemesine hükmetmişti. ( Ben yazı yayınlanmadan önce arkadaşın yazısını incelemiş ve son cümlesinin hakaret olabileceğini ve çıkarmasını söylemiştim. Kronik bronşiti olan arkadaş “ Oooo hocam o bana neler söylüyor, öksürünce, çevresindekilere; arkadaşlar bizim koca öküz ölüyor hocaya haber verin su kazanını hazırlasın “ diye hakaretler ediyor, benim söylediğim O’nun söyledikleri yanında çok masum kalır “ demesi üzerine “ O söylemiş olabilir, sözler unutulur, ancak senin yazdıkların belge olur.”deyip işim gereği Kuşadası’na gidince bu cümle çıkarılmadan gazetede baskıya verilmiş. Sonuç hakaret ve ceza, cezayı muhatabı ödeyemediği için tarafımdan ödenmiştir.)
Uzun kulaklı demek sade vatandaş için suç da Cumhurbaşkanın birilerine eşek anlamında bir kelime kullanması suç olmaz mı? Elbette bir müeyyidesi olmalıdır, ancak kanun koyucular bir Cumhurbaşkanının böyle sözler söyleyebileceğini düşünmemiş olacaklar ki O makamda oturan kişi ancak vatana ihanetten dolayı yargılana bilir. ( Onun da tanımını tam anlamıyla yapabilen var mı belli değil.)
Ben 12 Cumhurbaşkanından 10 unu görmüş bir vatandaşım, çocukluğuma denk gelen Celal Bayar hariç diğerlerinin söylediklerini anlayabilecek durumda idim. Hiç birinden sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediklerine benzer sözler duymadım. Her gün birilerine hakaretamiz sözler söyleyebilecek bir Cumhurbaşkanı tahayyül edemezdim. Olmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Cumhurbaşkanlığı makamı ülkenin birlik ve beraberliğini ve milletin kardeşlik duyguları içinde kaynaşmasını sağlayacak, anlaşmazlıkları dostça çözecek bir makam olarak görüyorum. İşin daha da vahim olan tarafı ulan hitabına muhatap olanlardan biri Cumhurbaşkanına " Ulan sensin " deyiverdi.
Cumhurbaşkanlığı makamının sahibi bunu hakaret olarak görüp dava açabilir mi? Danışmanları ve avukatları bilir elbette. Bu durumda davaya bakacak hakimin işi zor olsa gerek. Ama konuya kendi açımdan bakınca büyük bir üzüntü duyarım. Çünkü ben bayrağımızın bile önünde saygı gereği eğdirilen bir makamda kim olursa olsun hakarete uğramasına razı değilim. O makamın sahibi de meşru müdafaa kabilinden dönüşümü olabilecek sözler sarf etmekten kaçınması gerekmez mi?
Son referandum da kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıracak, demokratik hak ve özgürlükleri kısıtlayacak, anayasadaki yeminine uygun tarafsız cumhurbaşkanı kimliğini terk edecek bir anlayışın oluşmasına sebep olacak değişikliklerin ülkeye huzur getiremeyeceğini görmüş ve bu nedenlerle referandumda hayır oyu kullanmıştım.
Siz Almanya’daki ve Fransa’daki Cumhurbaşkanlarının, meşruti monarşiyle yönetilen Belçika’da, Danimarka’da, Lüksemburg’ta, Hollanda’da, Norveç’te, İspanya’da, İngiltere’de kral ve kraliçelerin muhalefet partilerine ve muhalefet edenlere bu uslupla hitap ederken gördünüz veya duydunuz mu?
İnsanın “Böyle Cumhuriyetle yönetilmektense keşke demokrasi kurallarının tam olarak uygulandığı krallıkla yönetilseydik” diyesi geliyor.
Cumhurbaşkanının bu söylemleriyle bu ülkenin insanlarının birlik ve beraberlik içersinde ve huzurlu bir yaşamı umması korkarım bir ütopya olarak kalacaktır.