Bugün sözüm yine gençlere olacak. Gençler, yaşadığımız toprakların ne büyük nimet, ne büyük zenginlik olduğunu kavramak için tarihimizi iyi bilmek zorundayız. 1071 Malazgirt zaferimizle başlayan Anadolu Türk Tarihinden beri Hıristiyan alemi bizleri bu topraklardan atmak için amansız bir gayret sarf etmiştir. Bugün de bu emellerinden vazgeçtiğini düşünmek gaflet olur.
Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda imzalanan Mondros Ateşkes antlaşmasının ardından, yurdumuz dört bir yandan işgallere uğrar. Güzel İzmir'imiz de 15 Mayıs'da Yunanlılarca işgal edilir. Ardından Yunan işgalleri doğuya doğru genişlemeye başlar
TİRE 28 MAYIS 1919 'DA YUNANLILARCA İŞGAL EDİLDİ!
Bu tarih işgale uğrayan diğer köy, kasaba ve şehirler gibi Tire'miz için tam bir kabusun başlangıcı olmuştur. Esaret, zulmün, işkencenin, en adice ve vahşice uygulamasına yol açar. Değil yaşamak bu hainlikleri nakletmek , hatırlatmak bile insanı kahretmeye yeter de artar bile. İşgal kuvvetlerinin bu zalimane davranışları yanında yüzyıllardır kardeşçe ve özgürce birlikte yaşadığımız özellikle yerli Rumların küstah ve şımarık davranışları tahammül sınırlarını aşar.
Yunanlılar işgal ettikleri her yerde halkın mallarını gasp ve yağma ettikleri gibi, sahiplerini de kendilerinin icat ettiği işkencelerle öldürürler. Yunan zulmünü yaşayan Tire'mizdeki olayları da şu başlıklar altında toplayabiliriz.
1- İnsanları diri diri ateşe atmak,
2- Ahaliyi topluca veya teker teker sopa ile, tel veya demirlerle dövmek,
3- Baş aşağı asarak, ağzından kan gelinceye kadar dövmek,
4- Yine baş aşağı asarak altında ateş yakarak dumanla boğmak,
5- Ellerini kollarını bağladıkları kadınların, şalvarlarının içine kedi koyarak işkence yapmak,
6- Köy, kasaba ve orman yakmak
7- Köylülerin ekinlerini yakmak,
8- Cami ve mescitleri tahrip etmek,
9- Yağmaladıkları eşyalardan kalanları yakmak,
10- Yakaladıkları kadınların ırzlarına geçmek.
Gasp ve yağma, ırz, namus ve mukaddes değerlere saldırı, yakma ve yıkma, işkence ve katliam şeklinde tecelli eden bu zulüm ve vahşet Trakya, Marmara, Ege ve İç Batı Anadolu'da Yunan işgalinin yaşandığı hemen her yerde aynı tarz ve sistemde plânlı olarak ve
Yunan üst makamlarınca verilen emirlere uygun olarak yapılmıştır. Bu vahşet,dünya savaş literatürüne belgelerle kayıt edilmiştir.
Bu işkence ve zulümlere bakıldığında hedefin bu topraklarda tek bir Müslüman Türk'ün kalmayacağı bir soykırımı gerçekleştirmek niyetinde olduklarını görmekteyiz. ( Not: Bu zalimlikleri hatırladıkça " Kurtuluş Savaşını keşke Yunanlılar kazansaydı" diyen hainleri de hatırlamamak hata olur.
TİRE'MİZ NASIL KURTULDU?
Yunan mezalimine uğrayan şehirlerde kasabalarda yerli halk bu zulme karşı önce mahalli direniş örgütleri oluşturdu. Kuvay-ı Milliye adı verilen bu örgütlenme işgalcilere dur demek için canını fedaya hazır kahramanlarımızın cansiperane gayretleriyle başladı. Milli önderimiz Mustafa Kemal'in Samsun'da başlattığı kurtuluş mücadelesi Erzurum , Sivas Kongrelerinin ardından 23 Nisan 1920 de TBMM'sinin Ankara'da açılmasıyla daha organize bir güç oluşmasına sebep oldu. Düzenli ordu birlikleri meydana getirildi Batı Cephesinde İnönü Muharebeleri , Sakarya Muharebesi ve en nihayet bizzat Mustafa Kemal'in yönettiği 30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesini kazanarak düşmanı yurttan ebediyyen kovduk.
TİRE 4 EYLÜL 1922 DE KURTULDU
HER TÜRLÜ SİLAH VE TECHİZATTAN YOKSUN OLAN KAHRAMAN TÜRK ORDUSU KADINI - ERKEĞİ, GENCİ - İHTİYARI ELBİRLİĞİYLE SAYICA BİZDEN ÇOK FAZLA, TECHİZATI TAM ve AVRUPA ÜLKELERİNİN LOJİSTİK DESTEĞİYLE SALDIRAN DÜŞMANI 30 AĞUSTOS ZAFERİMİZLE ANADOLU'NUN TERTEMİZ BAĞRINDAN SOKÜP ATMIŞ, AZİZ VATANIN KURTULUŞUNU SAĞLAMIŞTIR.
30 AĞUSTOS 1922 ZAFERİMİZDEN SONRA SEL GİBİ İZMİR'E AKAN ORDUMUZUN ÖNÜNDE DURAMAYACAĞINI ANLAYARAK ÜÇ YIL ÖNCE İŞGAL ETTİĞİ KASABA VE ŞEHİRLERİ YAKIP YIKARAK, BİR BİR TERK ETMİŞ, İZMİR'E DOĞRU KAÇMAYA BAŞLAMIŞTIR. KOMŞU İLÇELERİMİZ ÖDEMİŞ 3 EYLÜL, TİRE ve BAYINDIR 4 EYLÜL ve NİHAYET 9 EYLÜLDE İZMİR DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULMUŞTUR.
BİZE HÜR BİR VATAN ARMAĞAN EDEN, FEDAKAR MİLİS GÜÇLERİMİZE, KAHRAMAN SİLAHLI KUVVETLERİMİZE, O RDUMUZUN DEĞERLİ KOMUTANLARINA, SELAM OLSUN. MEKANINIZ CENNET OLSUN, NURLAR İÇİNDE, HUZUR İÇİNDE UYUYUN. DUALARIMIZ SİZİNLE.
GENÇLER SON SÖZÜM DE SİZE OLSUN; ATATÜRK'ÜN DEYİŞİYLE " TÜRK GENÇLİĞİ ATASINI TANIDIKÇA DAHA BÜYÜK İŞLER YAPMAK İÇİN KENDİNDE KUVVET BULACAKTIR"
30 AĞUSTOS ZEFERİNİN ÖNEMİNİ BİLMEDEN 4 EYLÜL'ÜN ANLAMINI KAVRAYAMAYIZ.
GENÇLER KURTULUŞ BAYRAMIMIZI GÖNLÜNÜZCE KUTLAYINIZ. VE UNUTMAYINIZ Kİ;
" SAHİPSİZ KALAN MEMLEKETİN BATMASI HAKTIR,
SEN SAHİP OLURSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."