Kimse kimseyle dalga geçmesin, kimse kimsenin aklıyla alay etmeye kalkmasın. 50 milyon kişiyi beş gün sonra yapılacak milletvekili genel seçimlerine götüren parti ne CHP ne de MHP’değildir.
AKP sözcülerinin iddia ettiği gibi koalisyonun kurulmasına katkıda bulunmayan, taşın altına elini koyup sorumluluk almak istemeyen taraf asla CHP ve MHP olmamıştır.
Başbakanlık görevini alıp orta sahada 40 gün top dolaştıran Davutoğlu da değildir sebep. Büyük paralar harcayıp milletvekili seçilen fakat bu koltuklarda doya doya oturamayan 550 vekilin doyumsuz tutkuları da seçimlerin yenilenmesinin nedeni olmamıştır.
Sözü eğmeden, bükmeden söylemek istiyorum ki bu seçime gitmenin bir tek nedeni vardır; AKP’nin tek başına iktidar olabilmesi için gerekli 18 milletvekilini acaba derleyebilir miyiz arzu ve isteği bu seçimlerin tek nedenidir. Yani acaba bu millet yanılabilir şaşırabilir de AKP’ye 18 milletvekili daha fazla verirse tek başına hükümet kurabilir miyiz cinliği yatmaktadır bu seçimlerde. Bu millet geçen altı aylık sürede tek başına iktidarmış gibi ülkeyi yöneten AKP’nin hangi başarısından dolayı bu eksiği tamamlama fırsatı verecektir. Aksine bu süre içinde üç beş hükümeti devirecek olaylar, hatta facialar yaşandı. Yanılmıyorsam asker, polis olmak üzere 200 civarında memleket evladını şehit verdik bir o kadar da sivil kaybımız var.
Ekonomimiz dar boğazda, dış politika da tepetaklak gitmiş vaziyetteyiz, hukuka saygı ve güven yerlerde sürünüyor, toplum barut fıçısı gibi gergin, patlama noktasına gelmiş, insanlarımız mutsuz, karamsar ve suskun.
Memlekete sukunet tavsiye edecek noktalarda bulunanlar ateşe körükle gidiyor.
Türkiye Cumhuriyetinin tepe noktasında oturan zat Anayasal sınırları içersinde kalıp 78 milyonun Cumhurbaşkanı olduğunu bir türlü ispatlayamadı. Bana vatandaş % 52 oy verdi, ben her istediğimi yaparım yanlışlığının bir türlü farkına varamıyor ve 78 milyonun Cumhurbaşkanı olduğunu unutuyor. Sanki mübarek AKP’ye en son oy veren %41’in Cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanının en önemli görevi ailenin huzur ve mutluluğu için aile bireylerinin arasında bir denge unsuru olarak onları kaynaştırmak, anlaşmazlıklarını gidermek olan bir aile reisiyle benzer olmalıdır. Oysa AKP’nin diliyle konuşmakta ve AKP dışındaki % 60 civarındaki vatandaşın tepkisine yol açmaktadır. Ağzını her açtığında birilerine hakaret etmekte, birbirine düşürecek söylemleri tekrarlamaktadır. Bugün ülkenin en hayati meselerinde bile siyasi partileri bir araya getirme yeteneğinden çok uzaklarda bulunmaktadır. Peki soruyorum bu ülkede huzuru tesis etme görevinde olan biri toplumu habire ayrıştırmaya devam ediyorsa, zıtlaşmayı körüklüyorsa ülkemizde barış ve huzur nasıl tesis edilecek.?
Cumhurbaşkanının Anayasal çizgilerini aşma pahasına tek başına AKP hükümetinin kurulması için cansiperane mücadele vermesinin tek sebebi de 17-25 Aralık soruşturmaların tekrar gündeme gelmesini önleme arzusu gibi geliyor bana.
AKP’nin 30 gün süren istikşafi ( keşif ) amaçlı görüşmelerinin ardından (Sanki Amerikayı yeniden keşfetmeye çalışıyorlarmış ) MHP’yle de bir saatlik nezaket ziyaretinden sonra biz bunlarla koalisyon yapamayız diye yan çizmelerinin başka bir sebebi yoktur.
Şunu da ilave etmeden geçemeyeceğim: 17 -25 Aralık yolsuzluk iddiaları şimdilik kapatılmıştır. Bu soruşturma dosyalarını yakından takip edenlerin iddialarına göre “ Çağlayan adliyesinde yangın falan çıkmadığı taktirde şüphelilerin adaletten yakalarını kurtarmaları mümkün olamayacaktır.”
O halde sözlerimi bir atasözüyle bitirebilirim: “Korkunun ecele faydası yoktur.”