Yıllar ne çabuk geçti? . Gençliğim eyvah! Diyecek kadar hızla geçiverdi yıllar. Herşey daha dün gibi. Bugün sizleri, maziye bir yolculuğa çıkarmak istiyorum.
Dün Tirespor’un Erzurumspor ile yaptığı maçı Erzurum’da yayın yapan Kardelen televizyonundan izledim. Öncelikle elde dilen sonuçtan dolayı tüm oyuncularımızı ve yöneticilerimizi kutlamak istiyorum. Zor bir maçtan üç puanı kaçırmakla birlikte bir puanla dönebilmeyi büyük başarı olarak değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum.
Dün bu güzel ve heyecanlı maçı izlerken yıllar öncesine sürüklendim gittim. Maziyi yeniden yaşadım adeta. Yıl 1970 - 1973, öğrenci olarak bulunduğum İstanbul’da Tirespor’un hiçbir maçını kaçırmaz, süper fanatik bir taraftar olarak yağmur – çamur demeden hepsine giderdim.
O yıllarda da 3. Ligde mücadele ederdik. 15 -16 takımın bulunduğu grubumuzun yarısından çoğu İstanbul takımlarıydı. Kimler yoktu ki? Kasımpaşa, Vefa, Eyüp, Karagümrük, Taksim, Beylerbeyi, Anadolu, Yeşildirek, Davutpaşa, Beykoz gibi takımlarla aynı guruplarda mücadele veriyorduk.
Takımımız 1973 yılında 3. Ligde şampiyon olmuş ikinci lige çıkma başarısını göstermişti. Son maçımız Karagümrük’le Karagümrük stadında yapmıştık. Ben de okulumu bitirdiğim halde bir hafta daha İstanbul’da kalarak Tire’den gelen arkadaşlarımla birlikte bu maçı izlemiştim. Takımımız İstanbul’a gelirken zaten şampiyonluğunu ilan etmişti. Bu nedenle takım olarak çok rahattık ve maç bir formalite maçı halinde cereyan etmişti.
Tirespor 2. Lige çıkmış, ben de kura ile Erzurum Olur ilçesi Aşağı Karacasu Ortaokuluna öğretmen olarak atanmıştım. Takımımız 3. Ligdeki başarısını aynı hızla devam ettirmiş ve bir iki yeni transferle 2. Ligde de başa güreşen bir takım olmuştu. Ben de sadık ve fanatik bir taraftar olarak takımızı havaalanında karşılamış Erzurum’da elimden geldiğince ev sahipliği yapmaya çalışmıştım. Antrenörümüz rahmetli Kadri Aytaç daha önce rezervasyon yapılan Otel Tahran’ı beğenmeyip, 1. Ligin adayı bir takım bu otelde kalamaz deyince, kendilerine o günlerin en popüler oteli durumunda otel Otel Polat’ı tavsiye etmiş ve bu otele yerleşmelerine vesile olmuştum. Ev sahibi pozisyonunda biri olarak daha başka konularda da hasbelkader rehberlik yapma fırsatı bulmuştum.
Nihayet maç saati gelmişti. Erzurum’da alacağımız bir galibiyet ve Zonguldak’ın komşu Aydın’da yapacağı maçtan yenilgiyle ayrılması halinde 1. Lige çıkan ilk ilçe takımı ünvanına sahip olacaktık. Maçın birinci yarısı 1 – 0 üstünlüğümüzle sonuçlanmıştı. Ama ikinci yarı çeşitli baskı ve tehditler sonucunda sahadan 2- 1 yenik ayrıldık. Zaten Aydın’dan gelen haber de bizim şampiyon olmamızı engelleyecek bir sonuçtu. Aydınspor kendi sahasında Zonguldakspor’a yenilmişti. Günahları boynuna bu sonucun bir anlaşma ile gerçekleştiği dedikodusu yapılmıştı o günlerde. Böylelikle takımımız 1. Ligin kapısından dönmek zorunda kalmıştı.
41 yıl önce Erzurum Cemal Gürsel Stadında yaşadığım heyecanı dün ekranda Kardelen TV ‘yi izlerken yeniden yaşadım ve bu maç beni yıllar öncesindeki günlerime götürdü.
Dün 41 yıl önceki gibi Erzurum’da ilk devreyi 1- 0 galibiyetle kapattık. Çok şükür ikinci yarı aynı şekilde 2- 1 yenilgimizle sonuçlanmadı, zor da olsa 1- 1 lik sonuçla bir puanla dönüyoruz.
Eski fanatiklik elbette pek yok, hayat şartları, geçen yıllar ve meşgalelerin çokluğu nedeniyle sporla eskisi gibi ilgilenme fırsatım olmuyor elbette, ama kalbim Tire için çarpmaya devam ediyor. İtiraf edeyim bu yıl Tirespor’u ilk kez Türkiye Kupasında yaptığı Kasımpaşa karşılaşmasında seyretmiştim. Tirespor yine eskisi gibiydi, Kasımpaşa ise şartların lehine olağanüstü değişiklikler göstermesi ve gördüğü destekler sonucu bizden çok üstün duruma gelmişti. Maçtan 3-0 yenik çıkmamıza rağmen bu takım iş yapar, başarıya ulaşır hükmünü vermiştim.
Şu an grup lideriyiz. İlk yarının son maçını bu hafta yapacağız, büyük bir talihsizlik olmazsa devreyi lider tamamlarız. İnşaallah ikinci yarıyı da lider tamamlayarak ikinci lige çıkar ve tekrar o başarılı yıllara kesin bir dönüş yaparız.
Bu yarışta takımımıza, tüm oyuncu kardeşlerimize ve yöneticilere başarılar diliyorum.