Geçtiğimiz günlerde İzmir’e gittim. Tire’den başlayıp, Bayındır, Torbalı, Ayrancılar, Gaziemir, Karabağlar, Buca başta olmak üzere seçim bölgeleri adeta afiş bahçesi haline dönüştürülmüş vaziyette. Yollar , elektrik direkleri , ağaç dipleri, caddelerin üstleri karşıdan karşıya gerilen afişler göz kamaştırıyor adeta. Ama inanın bu manzara beni derinden üzdü ve ah!.. savurganlık diye kendi kendime hayıflandım. Eeee ne var bunda diyenleriniz olabilir. Üzüntümün nedenine kısaca değineyim.
Seçimler yapılacak , partiler ve adaylar elbette kendilerini tanıtmak haklarına sahiptir. Partiler ve adaylar, programlarını , amaçlarını ve icraatlarını çeşitli araçlarla tanıtabilirler. Ama hepimizin gördüğünü samimiyetle dile getirmemiz gerekirse biz her konuda olduğu gibi bu konuda da ifrata kaçtığımız ortada. Savurganlıkta inanılmaz boyutlarda israfa bulaştığımızı dile getirmek zorundayız. Geçtiğim cadde ve sokaklardaki manzaraları sizlerle paylaşmak isterdim ama araç kullanırken fotoğraf çekmenin sakıncası olabileceğini düşünerek vaz geçtim. Sizler de zatençoğunlukla bu manzaralarla karşılaşmış olmalısınız.
Peki 500 metrelik bir caddede her ağaç ve direk üzerine çift sıralı afiş asmak size seçim kazandırır mı? Sanmıyorum. Ben afişlerin çokluğuna bakarak oyumu kullanmayı düşünenlerden olamam. Vatandaşlarımızın da bunların çokluğuna bakarak karar vereceğine ihtimal vermiyorum. Siz yapıyorsanız rakipleriniz de aynı hataya düşecektir ve aday bolluğu olan bu seçimlerde her adayın afiş yarışına katılmasıyla ortaya bir güzellik değil, bir görüntü kirliliği hakim olacaktır.
İşin bir de ekonomik boyutu var: Bu afişler bedava mı yapılıyor? Elbette ki hayır. Benim param çok, istediğimi yaparım demek de uygun bir yol değil, çünkü bu seçim malzemelerinin çoğunluğu ithal ürünlerden oluşmakta ve karşılığında dövizle ödeme yapılmaktadır. Yani bu malzemeler ithal edilirken ödemeler döviz bakımından iflas noktasında olan bir devlet kasasından çıkan dövizlerle yapılıyor.
Ben gördüğüm, gezdiğim birkaç şehir ve kasabadan söz ettim, aynı savurganlık sanırım bütün yurda sirayet etmiş vaziyete. Öyleyse varın hesap edin siz bu ülke çapındaki kaybımızı.
Kim ne derse desin Türkiye zengin bir devlet , topraklarımız verimli, iklimimiz her türlü ürünü yetiştirmeye elverişli, yer altı zenginliklerimiz de petrol ve doğalgaz haricinde dünyayı kıskandıracak kadar çeşitli ve bol. Doğal ve tarihi zenginliklerimiz dünyaca imrenilmekte. Biz bu zenginliklerimizle dünyada kimseye muhtaç olmayacak , kendi kendimize yetecek ve başımız dik , insanımız mutlu yaşama imkanlarına sahip olabilecek bir ülkeyiz. Yeter ki her konuda israfı önleyebilelim, kaynaklarımızı har vurup harman savurmayalım.