bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Şevket Bahçelioğlu
Köşe Yazarı
Şevket Bahçelioğlu
 

YAŞAYAN ATATÜRK

Geçen Cuma Atatürk filmlerinin yapımcısı firmanın daveti üzerine İzmir’e gittim. Balçova İstinye Park ‘taki Renk sinemasında filmi yapımcı, yönetmen ve oyuncularla birlikte izledim. Film gösterisinden önce  filmin yapımcı ,yönetmen  ve oyucularının görüşlerini Facebook sayfamdan sizlere sunmuştum.   İtiraf etmeliyim ki bu güne kadar tarihin şahit olduğu en büyük  komutan, en dirayetli devlet adamı, en akılcı yöntemlerle sağlam ve köklü temellere dayanan bir devlet ve idare sistemini yüce Türk Milletine armağan eden  Atatürk’ü anlatan bu denli güzel bir filim yapılamadığı için hayıflanıyordum. Bu ülkede gerçeklerle alakası olmayan uyduruk senaryolarla, pire deve edilerek belgeseller çevrilirken Atatürk’ün hayatı ve başarılarla dolu icraatlarının ihmal edilmesi cidden üzücüydü.   Atatürk 1 filmini TV ekranından izlemiştim. Filim güzeldi ama  ikincisini  ise son sistem düzenlenmiş bir  sinemada ve oyuncularıyla birlikte  izlemem  doyumsuz bir haz yarattı bende.   Manastır’da Askeri idadinin görüntüsüyle başlayan  film Mustafa Kemal’in genç bir subay olarak çeşitli cephelerde görev aldıktan sonra Çanakkale Muharebelerinde, özellikle Conkbayırı’da, Kocaçimen’de , Anafartalar’da  birliklerini sevk ve idare ederken gösterdiği  başarılar  geleceğin mareşalinin izleyeceği rotayı adeta resmediyordu.  Bir Tarih öğretmeni olarak ve Gelibolu’yu defalarca gezmiş biri olarak  rahatlıkla söyleyebilirim ki senaryo bir iki istisna tamamen gerçekleri ifade ediyordu. Harp sahneleri  içinde o yaşanan olayların,  çarpışmaların şiddetini adeta yaşıyor gibiydik. Savaş sahneleri ancak bu kadar muhteşem yansıtılabilirdi. İzleyici olarak sanki kendimizi  Conkbayırı’nda  veya Anafartalar muharebeleri içinde yaşıyor gibi hissettik.   Bu sahneleri izlerken Mehmet Akif’in “ Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer, O ne müthiş tipidir, savrulur enkaz-ı beşer  ve ardından “Vurulmuş ,tertemiz alnından uzanmış yatıyor , bir hilal uğruna yarab ne güneşler batıyor “ dizelerini hatırlamamak mümkün müydü?   Filmin övülecek o kadar yönleri var ki; görsellik, kostümler ve müziğin uygunluğu, efektler  de  bir zamanlar  Avrupa filmlerinde gıpta ile izlediğimiz özelliklere bire bir uyum sağlaması da alkışlanacak yönleridir.   Cahilliğime verin, filmin benim için en gizemli yönü Mustafa Kemal hakkında onca kitap okumama rağmen İtalyan asıllı Corin ile aşk yaşadığını bilmemem olmuştur.  Bir diğer konu da  savaşın kartalı Mustafa Kemal’in  uzak diyarlardan gelip de muharebe meydanlarında hayatını kaybetmiş Anzak askerlerinin ailelerine hitaben verdiği şu mesaj “Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar ! Burada dost bir vatanın topraklarındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.  “ sözleri filmin senaryosunda Anafartalar cephesinde söylenmiştir. Halbuki Mustafa Kemal bu sözleri 18 Mart 1934 yılında Çanakkale Deniz zaferinin yıldönümü törenlerinde Anzak askerlerinin annelerine hitaben söylenmiştir.  Söylendiği yer ve zaman önemli değildir, önemli olan hayatının yarısı savaş meydanlarında geçmiş bir komutanın insani duygularını dile getirmiş olmasıdır. Böyle bir ulvi ruh yapısına sahip olan Atatürk karşısında şapka çıkarılır.  Bu asil komutanın “Savaş zaruretten doğmalıdır. Zaruri olmayan savaş cinayettir.” Sözü de  Atatürk’ün  savaşa yaklaşımını ve asaletini simgelemektedir.   Gelelim en önemli noktaya :  Oyuncular ve gösterdikleri performans mükemmeldi. Hepsini kutluyorum. Hele Mustafa Kemal rolündeki Aras Bulut’u özel bir yere koymak istiyorum.  Filim sonunda iki kelime ile duygularımı nakletmek isterdim, ne mümkün; ben salonun en öndeki koltuklarından birindeydim. O da salonun orta sıralarında annesiyle birlikte izlemişti filmi. Filim bitip ışıklar yanınca çevresindekiler coşkuyla  Aras kardeşimizin etrafında yumak oluşturmuşlardı. Fırsat bulabilseydim “ Zayıf ve narin yapılısın , ben seni çocuk zannetmiştim, meğer sen Atatürk’e layık dev bir adammışsın” deyip kucaklamak isterdim diyecektim. Fazla söze gerek yok Aras Bulut ekranlarda Mustafa Kemal’i  canlandıran dev bir sanatçıdır. Sanatıyla, efendiliğiyle, nezaketiyle, insanlara yakınlığıyla benim gözümde devleşen bir sanatçıdır. Yolu açık olsun, daha nice başarılarına tanıklık etmek arzusuyla, sevgi ve selamlarımla , gözlerinden öpüyorum.   Son bir söz : Filmin sonunda Mustafa Kemal’in yaveri Dolmabahçe Sarayının önüne demirleyen  İngiliz donanmasını işaret ederek “İşte geldiler “ diye seslendi. Mustafa Kemal bir süre sessiz kaldı. Ben de kısık bir sesle “ yanımdaki arkadaşa sanki senaryoyu ben yazmışım gibi “Geldikleri gibi giderler “diye fısıldadım. Benden sonra  Mustafa  Kemal de o meşhur sözünü söyledi ve ekranda “Geldikleri gibi giderler “sözü  belirdi.   Filim bitmişti ama mücadele henüz itmemişti. Mustafa Kemal Anadolu’ya geçecek, Kongreleri düzenleyecek, TBMM’ sini açacak, Kurtuluş Savaşını başaracak, Türkiye Cumhuriyetini kuracak ve tüm mazlum milletlere örnek olacak İnkılaplarını gerçekleştirecek bizlere emanet edecektir.
Ekleme Tarihi: 12 Ocak 2024 - Cuma

YAŞAYAN ATATÜRK

Geçen Cuma Atatürk filmlerinin yapımcısı firmanın daveti üzerine İzmir’e gittim. Balçova İstinye Park ‘taki Renk sinemasında filmi yapımcı, yönetmen ve oyuncularla birlikte izledim. Film gösterisinden önce  filmin yapımcı ,yönetmen  ve oyucularının görüşlerini Facebook sayfamdan sizlere sunmuştum.

 

İtiraf etmeliyim ki bu güne kadar tarihin şahit olduğu en büyük  komutan, en dirayetli devlet adamı, en akılcı yöntemlerle sağlam ve köklü temellere dayanan bir devlet ve idare sistemini yüce Türk Milletine armağan eden  Atatürk’ü anlatan bu denli güzel bir filim yapılamadığı için hayıflanıyordum. Bu ülkede gerçeklerle alakası olmayan uyduruk senaryolarla, pire deve edilerek belgeseller çevrilirken Atatürk’ün hayatı ve başarılarla dolu icraatlarının ihmal edilmesi cidden üzücüydü.

 

Atatürk 1 filmini TV ekranından izlemiştim. Filim güzeldi ama  ikincisini  ise son sistem düzenlenmiş bir  sinemada ve oyuncularıyla birlikte  izlemem  doyumsuz bir haz yarattı bende.

 

Manastır’da Askeri idadinin görüntüsüyle başlayan  film Mustafa Kemal’in genç bir subay olarak çeşitli cephelerde görev aldıktan sonra Çanakkale Muharebelerinde, özellikle Conkbayırı’da, Kocaçimen’de , Anafartalar’da  birliklerini sevk ve idare ederken gösterdiği  başarılar  geleceğin mareşalinin izleyeceği rotayı adeta resmediyordu.  Bir Tarih öğretmeni olarak ve Gelibolu’yu defalarca gezmiş biri olarak  rahatlıkla söyleyebilirim ki senaryo bir iki istisna tamamen gerçekleri ifade ediyordu. Harp sahneleri  içinde o yaşanan olayların,  çarpışmaların şiddetini adeta yaşıyor gibiydik. Savaş sahneleri ancak bu kadar muhteşem yansıtılabilirdi. İzleyici olarak sanki kendimizi  Conkbayırı’nda  veya Anafartalar muharebeleri içinde yaşıyor gibi hissettik.

 

Bu sahneleri izlerken Mehmet Akif’in “ Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer, O ne müthiş tipidir, savrulur enkaz-ı beşer  ve ardından “Vurulmuş ,tertemiz alnından uzanmış yatıyor , bir hilal uğruna yarab ne güneşler batıyor “ dizelerini hatırlamamak mümkün müydü?

 

Filmin övülecek o kadar yönleri var ki; görsellik, kostümler ve müziğin uygunluğu, efektler  de  bir zamanlar  Avrupa filmlerinde gıpta ile izlediğimiz özelliklere bire bir uyum sağlaması da alkışlanacak yönleridir.

 

Cahilliğime verin, filmin benim için en gizemli yönü Mustafa Kemal hakkında onca kitap okumama rağmen İtalyan asıllı Corin ile aşk yaşadığını bilmemem olmuştur.  Bir diğer konu da  savaşın kartalı Mustafa Kemal’in  uzak diyarlardan gelip de muharebe meydanlarında hayatını kaybetmiş Anzak askerlerinin ailelerine hitaben verdiği şu mesaj “Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar ! Burada dost bir vatanın topraklarındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.  “ sözleri filmin senaryosunda Anafartalar cephesinde söylenmiştir. Halbuki Mustafa Kemal bu sözleri 18 Mart 1934 yılında Çanakkale Deniz zaferinin yıldönümü törenlerinde Anzak askerlerinin annelerine hitaben söylenmiştir.  Söylendiği yer ve zaman önemli değildir, önemli olan hayatının yarısı savaş meydanlarında geçmiş bir komutanın insani duygularını dile getirmiş olmasıdır. Böyle bir ulvi ruh yapısına sahip olan Atatürk karşısında şapka çıkarılır.  Bu asil komutanın “Savaş zaruretten doğmalıdır. Zaruri olmayan savaş cinayettir.” Sözü de  Atatürk’ün  savaşa yaklaşımını ve asaletini simgelemektedir.

 

Gelelim en önemli noktaya :  Oyuncular ve gösterdikleri performans mükemmeldi. Hepsini kutluyorum. Hele Mustafa Kemal rolündeki Aras Bulut’u özel bir yere koymak istiyorum.  Filim sonunda iki kelime ile duygularımı nakletmek isterdim, ne mümkün; ben salonun en öndeki koltuklarından birindeydim. O da salonun orta sıralarında annesiyle birlikte izlemişti filmi. Filim bitip ışıklar yanınca çevresindekiler coşkuyla  Aras kardeşimizin etrafında yumak oluşturmuşlardı. Fırsat bulabilseydim “ Zayıf ve narin yapılısın , ben seni çocuk zannetmiştim, meğer sen Atatürk’e layık dev bir adammışsın” deyip kucaklamak isterdim diyecektim. Fazla söze gerek yok Aras Bulut ekranlarda Mustafa Kemal’i  canlandıran dev bir sanatçıdır. Sanatıyla, efendiliğiyle, nezaketiyle, insanlara yakınlığıyla benim gözümde devleşen bir sanatçıdır. Yolu açık olsun, daha nice başarılarına tanıklık etmek arzusuyla, sevgi ve selamlarımla , gözlerinden öpüyorum.

 

Son bir söz : Filmin sonunda Mustafa Kemal’in yaveri Dolmabahçe Sarayının önüne demirleyen  İngiliz donanmasını işaret ederek “İşte geldiler “ diye seslendi. Mustafa Kemal bir süre sessiz kaldı. Ben de kısık bir sesle “ yanımdaki arkadaşa sanki senaryoyu ben yazmışım gibi “Geldikleri gibi giderler “diye fısıldadım. Benden sonra  Mustafa  Kemal de o meşhur sözünü söyledi ve ekranda “Geldikleri gibi giderler “sözü  belirdi.

 

Filim bitmişti ama mücadele henüz itmemişti. Mustafa Kemal Anadolu’ya geçecek, Kongreleri düzenleyecek, TBMM’ sini açacak, Kurtuluş Savaşını başaracak, Türkiye Cumhuriyetini kuracak ve tüm mazlum milletlere örnek olacak İnkılaplarını gerçekleştirecek bizlere emanet edecektir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.