1963 yılında televizyon ve internet olmadığı gibi ilçemizde bir şehir kütüphanesi bile yoktu.
İlçenin gençleri, Tire'ye kütüphaneye gidiyorlardı. Dönemin Kaymakamı Orhan Zaim Bey; belediye başkanı ile birlikte Ödemiş'e mutlaka bir kütüphane kurulması gerektiği konusunda aynı fikirdeydiler. Bununla ilgili çalışmalar yapıyorlardı. Kaymakam, kütüphanenin yanı sıra ilçede bulunan kahvehanelere mutlaka ufak kitaplıklar yapılmasını istiyordu. Bununla ilgili belediye meclisinde karar alınıp kahvelere tebliğ edilmişti.
Ben, o yıllarda ilkokul 4. sınıf öğrencisiydim. Atatürk İlkokulu'ndan üzerimde siyah önlük, beyaz yakamla okuldan çıktım. Evimiz ve babamın kahvehanesi Saraçoğlu Caddesi'nde. Kahvenin önünden geçerken babam marangoza yaptırdığı bir rafı kahvenin köşesine koymuş ve o rafı kitaplarla doldurmuştu.
Babam da kahvesinde kitapların bulunmasından mutlu olmuştu sanki.
Babama, "Bu ne?" dediğimde, okumanın önemini anlatırken bir yandan da elinde bulunan kitapların sayfalarını karıştırıyordu. Daha sonra kahvehane önünden geçerken orada oturan bazı müşterilerin kitapları okuduğunu gördüm. İlçeye de garajın üstünde bulunan iki katta Şehir Kütüphanesi yapıldı.
Ama ne yazık ki bugün kahvehanelerde böyle bir çalışma yapılmıyor.. Bazı kahvelerimiz gazete dahi almıyorlar.