Bayramlar, toplumda birlik ve beraberliğin pekiştiği, dostluk, sevgi ve saygı duygularının paylaşıldığı, millet olma şuuruna ulaşmanın temelini teşkil eder.
Bayramlar, toplumun manevî zenginlik kaynaklarıdır. Bayramlar, bireyleri ortak duygu ve değerlerde buluşturarak kaderde ve kıvançta birliktelik sağlayıp mutlu yaşanmasını sağlamaktadır. Huzur ve barış ortamının değerini iyi bilmek, kötülüklerden uzaklaşmak, insanlara iyi davranmayı bir yaşam ilkesi olarak benimsemek için bayramlar birer fırsattır.
Bizler bu günlerde çifte bayram paylaşmanın mutluluğunu yaşadık. Birincisi dini bayramlardan olan Ramazan Bayramının huzurunu paylaşarak mutlu olduk, huzur bulduk. İkincisi ise Millet olmanın bilincine giden yolda Millet olarak en önemli haklarımızdan biri olan vatandaşlık hakkımızın halkımıza emanet edildiği egemenlik hakkının tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılış günü olan 23 Nisan 1920‘nin 103. yıldönümünü coşkuyla kutladık.
Bayram dendiği zaman mutlu olmayan ve yüzünde gülümseme hissi bulunmayan kimse yoktur. Bayramlar hep çocukluklarımızı anımsatır bizlere. Çünkü en çok çocuklar sevindirilir bayramlarda, bir dedikleri iki edilmez yaşam sıkıntılarıyla henüz tanışmamış, çocuklar mutlu olur bayramlarda
Hepimizin dilinde eski bayramların tadı vardır dilimizde ve benliğimizde. Bayramlar eskiden akrabaların bir araya geldiği, özlem giderildiği tadına doyulmaz günler demekti. Günümüzde bu anlamını biraz yitirmiş gibi görünüyor. Hali vakti yerinde olanlar için artık bayram demek tatil yörelerine kaçmak için bulunmaz bir fırsat demek. Yoğun iş stresinden ve modern çağın sıkıntılarından bunalan aileler bayram tatillerini yıllık izinleri gibi görmeye başladıkları için artık akrabalarıyla bir araya gelmeleri gibi bir durum pek kalmadı veya azaldı. Özellikle gençler ve çocuklar maalesef bu yakın ilişkileri yaşama şansını pek bulamıyorlar. Yaşı 20’lerde olan gençler artık kendi arkadaşlarıyla kendi programlarını yapmaya başladılar. Çocuklar bile bayramın sadece tatilden ibaret olduğunu sanıyorlar. Bayramlaşmaların şekli de değişti çoğunlukla ne yazdığımız süslü tebrik kartları ne de şiirsel mektuplarla bayramlaşma mazide kaldı. Şimdilerde ya telefonla veya sosyal medya hesaplarında bayram mesajlarıyla bu işi halletmeye çalışıyoruz.
Oysa bayramlar hala çok değerlidir. Özellikle hep kaybettiğimizden şikayet ettiğimiz değerlerimizi çocuklarımızın da yaşamaları için fırsat yaratabiliriz. Yitirmekte olduğumuz bir çok değeri gençlerimize aşılamalıyız.
Örneğin : Özenle giyinmek,
birbirimizle bayramlaşmak,
çocuklara bayram harçlıklarını vermek
çocuklarla beraber aile büyüklerini, komşuları, akrabaları ziyarete gitmek, gibi çocuklara örnek oluşturacak davranışları uygulamak çocuklar için olumlu bir model olması bakımından çok etkili olur
23 NİSAN SADECE ÇOCUKLARIMIZIN DEĞİL DÜNYA ÇOCUKLARININ DA BAYRAMIDIR
Bir milletin geleceğine olan güveni ve umudu çocuklarına olan güveni ve umudu ile eşdeğerdir. Bu nedenle çocuklarına güven vermeyen ve güvenemeyen milletlerin gelecek umutları olamaz.
Kurtuluş mucizemizi gerçekleştiren Atatürk bu umudunun ve inancının göstergesi olarak, yarının büyükleri olan çocuklarımıza Ulusal Egemenliğini ilan edildiği, iradesinin ve özgürlüğünün temsil edildiği TBMM’nin açıldığı günü bayram olarak hediye etmiştir.
Bu bayramın önemini geleceğimizin umudu olan çocuklarımıza çok iyi kavratmalı, onlara bu bayramla ilgili güzel hatıralar kazandırmalıyız.
23 Nisan 1920 Büyük Millet Meclisi'nin açılış günüdür. Her 23 Nisan günü Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı birlikte kutlarız.
Egemenlik devlet yönetme yetkisidir. Ulusal egemenlik; yönetme yetkisinin ulusta olmasıdır. Osmanlı imparatorluğu döneminde egemenlik padişahta idi. Padişah ülkeyi dilediği gibi yönetirdi. Osmanlı Devletinin son dönemlerinde yönetimde büyük zayıflamalar görülmeye başlandı. Ülke sorunları yüzüstü bırakıldı. Bu sırada Birinci Dünya Savaşı başladı. Savaş 4 yıl sürdü. Bizimle birlikte olanlar savaşta yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayıldık. Yurdumuz İngilizler, Fransızlar, Yunanlılar, İtalyanlar tarafından paylaşıldı. Padişah ve yandaşları ülkenin paylaştırılmasına ses çıkaramadılar.
Mustafa Kemal Paşa Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak için İstanbul’dan Samsun'a 19 Mayıs 1919 günü geldi. Samsun'dan Amasya'ya, oradan Erzurum'a ve Sivas’a gitti. Sivas ve Erzurum'da kongreler topladı. Mustafa Kemal Paşa egemenliğin ulusta olduğuna inanıyordu. Bu inançla « Ulusu yine ulusun gücü kurtaracaktır. Tek bir egemenlik vardır, o da ulusal egemenliktir » diyordu. Yurdun dört bir yanından seçilip gelen temsilciler - milletvekilleri - Ankara'da 23 Nisan 1920 günü toplandılar.
İlk Büyük Millet Meclisi'nin toplandığı yapı Ankara'da Ulus Meydanındadır. Bugün Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak kullanılmaktadır. O yıllar ülkemiz yokluk, yoksulluk içindeydi. Milletvekillerinin oturduğu sıralar bir okuldan getirildi. Meclis gaz lambası ile aydınlanıyor, soba ile ısınıyordu.
Ulusal Kurtuluş Savaşımızla ilgili bütün kararlar bu mecliste alındı. Bağımsızlık savaşının öncüsü olan Kurtuluş Savaşımız yeryüzünün öteki mazlum uluslarına örnek oldu.
23 Nisan 1920 ilk Büyük Millet Meclisi'mizin toplandığı gündür. 23 Nisan, ulusun yönetme yetkisini kullanmaya başladığı gündür. Bu gün Milli Egemenlik Bayramı'mızdır.
23 Nisan dünyada kutlanan ilk çocuk bayramıdır. Atatürk'ün Türk çocuklarına armağan ettiği bu bayram şenliklerine son yıllarda yabancı ulusların çocukları da katılmaya başlamıştır. Atatürk çocuklara çok değer verir, gezilerinde okullara uğrar, ders dinler, sorular sorardı. «Bugünün küçükleri yarının büyükleridir.» diyen Atatürk, yönetimin bayram süresince öğrencilere bırakılması geleneğini başlattı. 23 Nisan'da yönetim birimleri bir süreliğine çocuklara emanet edilir. Bu güzel gelenek her yıl yinelenir. Her 23 Nisan'da yurdumuz bir bayram alanı olur. Çocuklar törenlerde konuşmalar yaparlar, şiirler okurlar. Gece fener alayları düzenlenir.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dünyada hiçbir ülkede bulunmayan iki farklı unsuru bir araya getiren milli bir bayramdır. Bu bayram bir taraftan Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı egemenliğin ilan edildiği anlamlı gün, diğer taraftan "yarının büyükleri, geleceğin garantisi" çocuklar için bir şenliktir. Atatürk'ün Türk çocuklarına armağan ettiği bayram dünya çocukları arasında sevgi ve dostluk bağlarının geliştirilmesi ve tüm insanların barış içerisinde yaşayacakları bir dünyanın oluşmasına katkıda bulunmak için her yıl düzenlenmektedir.
Sevgili çocuklar sizler Atatürk’ün aziz hatırasına sahip çıkacak ve Türkiye Cumhuriyetini sonsuza kadar yaşatacaksınız. Bayramınız kutlu olsun.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!