bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Şevket Bahçelioğlu
Köşe Yazarı
Şevket Bahçelioğlu
 

'GAVUR İZMİR' SÖYLEMİNE İTİRAZIM VAR!

Sıkça karşılaştığımız bir tanımlamaya ve ithama cevap verip yanlışı düzeltme zamanı geldi de geçti bile; demokrasi aşığı ve modernitenin temsilcisi güzel İzmir’imizi  haksız ve hodbince  eleştirenlerin sıkça dile getirdikleri bir ifade var; “ Gavur İzmir “ Bir öğretmen ve bir İzmirli olarak bu tanımlamayı doğru bulmadığımı belirterek doğrusunu siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum:     Biz, bizden olmayanları, özellikle Müslüman olmayan Avrupalıları “Gavur “bazı yerel ağızlarda ise “Cavır “ diye adlandırırız. Bu nitelendirme bizim bu söylemimizde biraz aşağılama ve hor görme anlamı vardır. Karşımızdakileri de incittiği bir gerçektir. Tanzimat Fermanından sonra davul çalarak duyurular yapan tellalların “Ey ahali duyduk duymadık demeyin, bundan sonra gavura gavur demek yasaktır.” Şeklindeki duyuruları yabancı uyruklu vatandaşlarımızın bu söylemden nasıl rahatsızlık duyduklarını açıkça ortaya koyuyor. Elin insanına söylenen  bu sözlerin öz be öz  Türk ve Müslüman olan insanlarımızın yaşadığı İzmir için kullanılması insafsızlığın ötesinde çok ağır bir  hakaret olarak değerlendirilmelidir.   Hele siyasi görüşleri, inançları ve ahlaki çöküntüleri varmış gibi göstererek bir doğal afeti buna bağlamak iğrençtir ve gerçek iffetsizliğin ta kendisidir. Deprem bir doğal afettir ve inanç farkı gözetmeksizin her topluma etki edebilmektedir. Bu afete karşı gerekli tedbirleri almayan herkesin dini ,inanışı ne olursa olsun zarar görebileceği yaşanan gerçeklerle gün gibi ortadadır. İzmir falan partiden ,dini inanışları zayıf ( Kim belirliyor bu durumu? Kimin dindar, kimin günahkar olduğunu Allah bilir) onları Allah cezalandırdı demek ne ilmi gerçeklerle, ne de dini inançlarla asla bağdaştırılamaz.    Gelelim işin doğrusuna; üzerinde yaşadığımız, ebedi yurdumuz olan bu topraklarda bizden önce kimler, kimler yaşamış bir düşünelim. Sümerler, Hititler, Frigler,  Akadlar ,Lidyalılar, Urartular, İyonlar, Helenistik Krallıklar, Romalılar, Bizanslar, Selçuklular, Osmanoğulları ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti saymakla bitmez. Türkiye yüzyıllardır yaşanan bu kültürlerin eserleriyle doludur, bu yüzden de yurdumuz dünyanın açık hava müzesi olarak adlandırılır.     GAVUR İZMİR İSMİNİ KİMLER NE ZAMAN KULLANDI ?    İzmir bizden önce Bizans İmparatorluğu'nun önemli limanlarından biriydi, İlk çağlarda Symirna adı ile anılırdı. Bu ad ünlü kadın savaşçıları olarak bilinen Amozonların Kraliçesinin adından gelir. Malazgirt zaferinin ardından "ilk Türk amirali" olan Çaka Bey tarafından fethedildi ama Çaka Bey'in ölümünün ardından yeniden Bizanslılar'ın eline geçti. Aydınoğlu Umur Bey şehri 1328'de tekrar fethetti ama Venedik, Cenova ve Rodos donanmaları 1344'te geri aldılar.     15. yüzyılın ilk senelerine kadar, iki ayrı İzmir vardı: Sahil kesimindeki İzmir Hristiyanların, iç kısımlardaki "yukarı" İzmir ise Müslümanların elinde idi Şehrin yukarı tarafı Malazgirt sonrasında Müslümanlar'ın eline geçmişti ama sahil ve sahildeki kale, Hristiyanlar'ın elinde bulunuyordu. Yapılan bütün kuşatmalar, savaşlar ve mücadeleler işte bu sahil kısmını ele geçirmek için idi. Bugün hâlâ vârolan "Gâvur İzmir" deyimi bu devirlere dayanır ve bu söz ile bundan altı asır öncesine kadar Hristiyanlar'ın elinde bulunan "Sahil İzmir'i" kastedilir. Hristiyan donanmasının 1344'te Aydınoğulları'ndan geri almasının ardından İzmir artık bir Latin şehri oldu ve sonraki senelerde güçlenen Osmanlı Beyliği de İzmir'i fethedemedi...     "Gâvur İzmir"i Hristiyanlar'ın elinden 1402'deki Ankara Savaşı sonrasında Ege sahillerine uzanan Timur aldı ve şehrin sahil kısmı ile kaleyi kısa sürede fethetti. Timur'un ardından Anadolu'daki beylikler ile Osmanlılar arasında gidip gelen İzmir 1424'te İkinci Murad tarafından kesin şekilde zaptedildi. Şehrin "gâvur" kesimi birkaç defa Haçlı donanmalarının saldırısına uğradı ise de 1919'daki Yunan işgaline kadar bir daha Hristiyan idaresi altına girmedi...    İzmir’in Müslüman Türk halkı, Hristiyanların elinde bulunan bugünkü Konak, Alsancak, Halkalı, Bayraklı ve Bornova kesimlerine “Gavur İzmir “ ismi verirdi. Sizlere Tire’mizden de bir örnek vererek konunun daha iyi anlaşılabilmesine çalışayım. Bizim çocukluğumuzda Tire’nin bazı kesimlerine Rumlar Mahallesi, bazı kesimlerine, Yahudi Mahallesi gibi tanımlamalar getirilmişti. Bunun sebebi bu kesimlerde daha önceleri Rum ve Yahudilerin yaşamış olmalarındandır Tıpkı bizdeki isimlendirmeler gibi İzmir’in bir kesiminde  yaşayan Türklerin yaşayışından, inançlarından ve siyasi davranışlarından kaynaklanmış değildir. Hele hariçten kişilerin bu insanlara  yaptıkları bir benzetme olamaz. Üzerine basa basa tekrar etmeliyim; Gavur İzmir adlandırması Türkler için söylenmiş bir söz değil, bilakis Türkler tarafından Hristiyan ahaliye verilen bir takma addır. "Gâvur İzmir" deyiminin aslı, işte budur...    İzmir’in bir bölümü  bir zamanlar Müslüman olmayan vatandaşlarından dolayı “Gavur  İzmir” olarak adlandırılmıştır. Ancak Kurtuluş Savaşımızın sonucu olarak 9 Eylül 1922 tarihinde düşman işgalinden kurtulmuş ebediyen “Türk İzmir” olarak yaşamaya devam edecektir. Kimsenin şüphesi olmasın.    
Ekleme Tarihi: 03 Kasım 2020 - Salı

'GAVUR İZMİR' SÖYLEMİNE İTİRAZIM VAR!

Sıkça karşılaştığımız bir tanımlamaya ve ithama cevap verip yanlışı düzeltme zamanı geldi de geçti bile; demokrasi aşığı ve modernitenin temsilcisi güzel İzmir’imizi  haksız ve hodbince  eleştirenlerin sıkça dile getirdikleri bir ifade var; “ Gavur İzmir “ Bir öğretmen ve bir İzmirli olarak bu tanımlamayı doğru bulmadığımı belirterek doğrusunu siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum: 

 

 Biz, bizden olmayanları, özellikle Müslüman olmayan Avrupalıları “Gavur “bazı yerel ağızlarda ise “Cavır “ diye adlandırırız. Bu nitelendirme bizim bu söylemimizde biraz aşağılama ve hor görme anlamı vardır. Karşımızdakileri de incittiği bir gerçektir. Tanzimat Fermanından sonra davul çalarak duyurular yapan tellalların “Ey ahali duyduk duymadık demeyin, bundan sonra gavura gavur demek yasaktır.” Şeklindeki duyuruları yabancı uyruklu vatandaşlarımızın bu söylemden nasıl rahatsızlık duyduklarını açıkça ortaya koyuyor. Elin insanına söylenen  bu sözlerin öz be öz  Türk ve Müslüman olan insanlarımızın yaşadığı İzmir için kullanılması insafsızlığın ötesinde çok ağır bir  hakaret olarak değerlendirilmelidir.

 

Hele siyasi görüşleri, inançları ve ahlaki çöküntüleri varmış gibi göstererek bir doğal afeti buna bağlamak iğrençtir ve gerçek iffetsizliğin ta kendisidir. Deprem bir doğal afettir ve inanç farkı gözetmeksizin her topluma etki edebilmektedir. Bu afete karşı gerekli tedbirleri almayan herkesin dini ,inanışı ne olursa olsun zarar görebileceği yaşanan gerçeklerle gün gibi ortadadır. İzmir falan partiden ,dini inanışları zayıf ( Kim belirliyor bu durumu? Kimin dindar, kimin günahkar olduğunu Allah bilir) onları Allah cezalandırdı demek ne ilmi gerçeklerle, ne de dini inançlarla asla bağdaştırılamaz. 

 

Gelelim işin doğrusuna; üzerinde yaşadığımız, ebedi yurdumuz olan bu topraklarda bizden önce kimler, kimler yaşamış bir düşünelim. Sümerler, Hititler, Frigler,  Akadlar ,Lidyalılar, Urartular, İyonlar, Helenistik Krallıklar, Romalılar, Bizanslar, Selçuklular, Osmanoğulları ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti saymakla bitmez. Türkiye yüzyıllardır yaşanan bu kültürlerin eserleriyle doludur, bu yüzden de yurdumuz dünyanın açık hava müzesi olarak adlandırılır.  

 

GAVUR İZMİR İSMİNİ KİMLER NE ZAMAN KULLANDI ? 

 

İzmir bizden önce Bizans İmparatorluğu'nun önemli limanlarından biriydi, İlk çağlarda Symirna adı ile anılırdı. Bu ad ünlü kadın savaşçıları olarak bilinen Amozonların Kraliçesinin adından gelir. Malazgirt zaferinin ardından "ilk Türk amirali" olan Çaka Bey tarafından fethedildi ama Çaka Bey'in ölümünün ardından yeniden Bizanslılar'ın eline geçti. Aydınoğlu Umur Bey şehri 1328'de tekrar fethetti ama Venedik, Cenova ve Rodos donanmaları 1344'te geri aldılar.
 

 

15. yüzyılın ilk senelerine kadar, iki ayrı İzmir vardı: Sahil kesimindeki İzmir Hristiyanların, iç kısımlardaki "yukarı" İzmir ise Müslümanların elinde idi
Şehrin yukarı tarafı Malazgirt sonrasında Müslümanlar'ın eline geçmişti ama sahil ve sahildeki kale, Hristiyanlar'ın elinde bulunuyordu. Yapılan bütün kuşatmalar, savaşlar ve mücadeleler işte bu sahil kısmını ele geçirmek için idi.
Bugün hâlâ vârolan "Gâvur İzmir" deyimi bu devirlere dayanır ve bu söz ile bundan altı asır öncesine kadar Hristiyanlar'ın elinde bulunan "Sahil İzmir'i" kastedilir.
Hristiyan donanmasının 1344'te Aydınoğulları'ndan geri almasının ardından İzmir artık bir Latin şehri oldu ve sonraki senelerde güçlenen Osmanlı Beyliği de İzmir'i fethedemedi...
 

 

"Gâvur İzmir"i Hristiyanlar'ın elinden 1402'deki Ankara Savaşı sonrasında Ege sahillerine uzanan Timur aldı ve şehrin sahil kısmı ile kaleyi kısa sürede fethetti. Timur'un ardından Anadolu'daki beylikler ile Osmanlılar arasında gidip gelen İzmir 1424'te İkinci Murad tarafından kesin şekilde zaptedildi. Şehrin "gâvur" kesimi birkaç defa Haçlı donanmalarının saldırısına uğradı ise de 1919'daki Yunan işgaline kadar bir daha Hristiyan idaresi altına girmedi... 

 

İzmir’in Müslüman Türk halkı, Hristiyanların elinde bulunan bugünkü Konak, Alsancak, Halkalı, Bayraklı ve Bornova kesimlerine “Gavur İzmir “ ismi verirdi. Sizlere Tire’mizden de bir örnek vererek konunun daha iyi anlaşılabilmesine çalışayım. Bizim çocukluğumuzda Tire’nin bazı kesimlerine Rumlar Mahallesi, bazı kesimlerine, Yahudi Mahallesi gibi tanımlamalar getirilmişti. Bunun sebebi bu kesimlerde daha önceleri Rum ve Yahudilerin yaşamış olmalarındandır Tıpkı bizdeki isimlendirmeler gibi İzmir’in bir kesiminde  yaşayan Türklerin yaşayışından, inançlarından ve siyasi davranışlarından kaynaklanmış değildir. Hele hariçten kişilerin bu insanlara  yaptıkları bir benzetme olamaz. Üzerine basa basa tekrar etmeliyim; Gavur İzmir adlandırması Türkler için söylenmiş bir söz değil, bilakis Türkler tarafından Hristiyan ahaliye verilen bir takma addır. "Gâvur İzmir" deyiminin aslı, işte budur... 

 

İzmir’in bir bölümü  bir zamanlar Müslüman olmayan vatandaşlarından dolayı “Gavur  İzmir” olarak adlandırılmıştır. Ancak Kurtuluş Savaşımızın sonucu olarak 9 Eylül 1922 tarihinde düşman işgalinden kurtulmuş ebediyen “Türk İzmir” olarak yaşamaya devam edecektir. Kimsenin şüphesi olmasın.  

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.