Bilim ve sanat eserleri gibi toplumsal mirasın saklandığı, teşhir edildiği kurumlardır müzeler. Bu eserler, çoğunlukla geçmiş dönemlere aittir, giyim kuşam, kap kacak gibi kullanım araçlarının, mangır, sikke gibi eski paraların ve bilcümle kültürel varlıkları kapsar. Bütün bu eserler toplum hafızasını, yaşayış biçimlerini, ulaştıkları medeniyetin seviyesini göstermesi bakımından önemli kaynaklardır. Biz insanlık tarihi hakkında bu eserlere bakarak yorum yapıyor, bir hükme varıyoruz.
Tire'miz tarihi bir kenttir. Yaklaşık beş bin yıllık geçmişe sahip olduğunu söyleyebiliriz.Bu süre içinde özellikle arkaik dönem diye adlandırdığımız ilk çağlarda yaşayan kültürler hakkında geniş ve doyurucu bilgi ve belgelere maalesef sahip değiliz. Tire tarihi ile ilgili daha aydınlık bilgilere Lidya'lılar zamanından itibaren sahip bulunmaktayız. Şehrin en parlak dönemi de Aydınoğlları Beyliği ile başlar Osmanlı döneminde önemini arttırarak devam eder. Yunan işgali yıllarını acı ve ızdıraplar içinde geçiren Tire Cumhuriyet döneminde de parlak bir hayat sürer.
Kısaca değindiğimiz Tire'nin tarihi ile ilgili arkeolojik kalıntılar ve etnografik eserler Tire Müzesinde muhafaza edilip sergilenmekteydi. Tire'de müzecilik faaliyetlerinin öncülüğünü, büyük önder Atatürk'ün kurduğu Halkevleri Müzecilik Kolunun Tire temsilcisi, Tire İlçe Nüfus Memuru Faik Tokluoğlu yapmıştır. Tanımaktan büyük şeref duyduğum, 1974 yılında nikah şahitliğimi yaparak beni onurlandıran Faik Tokluoğlu ağabeyimizin gayretli çalışmalarıyla başlamıştır Tire'deki müzecilik faaliyetleri. Kendisine Allahtan rahmetler dileyerek, nurlar içinde yatmasını yüce Allahtan tekrar niyaz ediyorum.
Tokluoğlu'nun amatör bir ruhla başlattığı ve uzun yıllar Yeşil İmaret ( Yahşibey ) Camiinde sürdürülen müzecilik faaliyetleri zamanla gelişip serpilmiş ve daha geniş mekanlara taşınması zaruret haline gelmişti. 1971 yılında da dönemin Başbakanı rahmetli Demirel'in bizzat temelini attığı bugünkü Müze binasının tamamlanmasından sonra faaliyetlerini burada sürdürmüştür.Ta ki günümüz 2020 yılının Temmuzuna kadar.( O yıllarda İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü öğrencisi idim. Ama bir şans eseri Tire'de bulunduğum bir tarihte temel atma töreni düzenlenmiş, ben de bizzat bu törene tanıklık yapmıştım. Sayın Demirel Kaymakamlık binasının merdiven terasından halka hitap etmiş, daha sonra yürüyerek müze temelinin atılacağı Alay Parkı yanındaki mekana intikal edilmişti.O günlerin Gençlik ve Spor Bakanı İsmet Sezgin ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Nahit Menteşe de Demirel'e eşlik etmişti. )
O günün şartları içinde yapılan ve zamanla dayanıksız hale gelen mevcut müze binasında yapılan teknik heyet ve bilirkişilerin titiz çalışmaları sonucunda bu binanın depreme dayanıksız olduğu , can ve mal güvenliğini tehdit ettiği gerekçesiyle kapatılmasına karar verilmiştir.
Buraya kadar konunun tartışılacak hiçbir yönü yoktur. Sıkıntı müzenin boşaltılıp yeniden yapılıncaya kadar geçecek sürede müzemizde mevcut eserlerin nerede ve nasıl saklanacağı konusunda düğümlenmiştir. Burada da çeşitli alternatifler düşünülmüş ve düşünülmesi de gayet doğal bir durumdur. ( Burada da en büyük görevin Tire Belediyesine düştüğünü söylemeye bilmem gerek var mıdır?) Müzemizdeki eserlerin bizden alınıp bir başka şehre, dilim varmıyor ama bazılarının zannettiği gibi peşkeş çekilmesi diye bir düşüncenin var olabileceğini düşünmek abesle iştigal anlamına gelir. Beş bin yıllık bir geçmişi olan Tire'mizin, yok yıllarımızda bir müzeye sahip olup, zenginleştiğimiz şu günlerde müzeden mahrum bırakılmamız Tire'ye büyük haksızlık olur kanaatindeyim. Müzemiz yıkılıp aynı yerine daha modern, daha zengin bir müzenin kurulması mutlaka gerçekleştirilecektir . Ama hemen olmayabilir, makul bir zaman gerekecektir. Tire bir tarih zenginliğine sahiptir. Bunun da ispatı müzelerdir. Müzeden mahrum bir Tire'nin turizm gelirlerini arttırmak diye bir iddiası olamaz.
Konuya , Tire kamuoyu Büyük Tire'nin haberiyle vakıf olmuştur. Bu bir gazetecilik görevidir. Ardından Tire de Facebooktan yayın yapan medya mensupları da konu ile yakından ilgilenmiş ve müzemize istisnasız hepsi sahip çıkmıştır.Medya camiası bütünüyle Tire müzesinin yanında yer almış hepsi de gerekli hassasiyeti göstermiştir. Bu konuda fikir beyan eden, çalışmalarıyla kamuoyunu aydınlatmaya çalışan tüm kardeşlerimi kutluyorum.
Konunun uzatılmasına gerek yoktur. En makul bir bina tahsisiyle,( Bu konuda Belediyemizden önemli ve olumlu sinyaller gelmektedir. ) geçici olarak burada müzemizin ziyaretçilerine yeniden hizmet vermesi dilek ve temennilerimi dile getirerek noktayı koymak istiyorum.
Her şey Tire için.