İlçe merkezine sekiz on kilometrelik mesafede iki belde.Biri ilçenin doğusunda,geçimini çiçekçilikle sağlayan Günebakan; diğeri de dağdaki koyak içerisinde yer alan incir,kestane ve ceviz yetiştiriciliği ile ün salmış Ayabakan…
Bu iki belde yetiştirdikleri tarım ürünleriyle iddialılar ve her yıl festival düzenliyorlar.Günebakan beldesi her yıl değişik bir çiçeğin tanıtımını; orkestra ve bando eşliğinde, tanınmış sanatçıları kasabaya getirterek yapıyor.Yıllar yılı lalenin, karanfilin ve gülün görüntüsüne sahne olan bu belde,bu yıl mis gibi fesleğen kokacak.,Bu yıl gazetelerde,radyolarda ve televizyonlarda fesleğenin insan sağlığına yararları çokça konuşulduğu için kasabada fesleğenin tanıtımı yapılacak.
Nisan ayının son haftası ya da mayıs ayının ilk haftasına denk gelen bir Pazar günü festival gerçekleşiyor.İlçeden gelen orkestra ve bando takımı kasaba halkına ve gelen konuklara birer konser veriyor.Bir günlüğüne düzenlenen festivalde yerel sanatçılar tercih ediliyor.
Yerel şarkıcı Handan Candan,Günebakan beldesi ve çiçekleri üzerine bestelenmiş şarkıların yanısıra istek alan çok bilinen şarkıları da okuyor coşkuyla.Kasabanın ünlü türkücüsü Hurşit Duyişit de çok bilinen türkülerin yanısıra Günebakan beldesi ve çiçeklerini öğen anlatan türküleri alkışlar eşliğinde okuyor.
Festival akşama doğru sona ererken konuklara belediye tarafından dağıtılan biletlere çekıliş sonunda isabet eden hediyeler dağıtılıyor.Büyük ikramiye o yıl tanıtımı yapılan çiçeğin bronz heykeli oluyor.
Şimdi biz gelelim geçen mayıs ayının ilk pazar günü yapılan fesleğen festivaline…
Günebakan beldesinin babayiğit yapılı,eşraftan Eşref beyin tahsil görmüş saygın kişiliği ile tanınmış seçilmiş oğlu başkan Sabit durmaz festival sabahı etrafa,sağa sola emirler yağdırıyordu.
--Herşey tamam mı?...Bir noksanlık yok değil mi?...
Belde belediyesinin Kültür Müdürü Arif bey “Merak etmeyin başkanım.herşey tamam bu yıl ki sloganımız dahi hazır…BUGÜN KARS’A YARIN MARS’A ÇİÇEK GÖNDERİYORUZ…İkramlarımızda yok yok.Bir tek kuş sütü eksik…”
--Yiyecek içecek tamam da,Ya öteki yapılacak işler güçler.Orkestra,bando,Handan,Hurşit.Onlar da hazır mı?
--Evet başkanım, Raşit herşeyin hazır ve nazır olduğunu söyledi.Afişlerimiz dahi tamam Kasabanın duvarlarını afişlerle donattık.İlçede Ayabakanlılar’ın geçen festivallerinden kalma nekadar afiş varsa bizim afişlerle üstlerini kapattık.
--Biliyorsun bu sene ilk defa beldemizin ve ilçemizin yetiştirdiği şairleri ve yazarları da davet etmiştik festivale katılmaları için.Bu sanatçılarımızın isimleri yer aldı mı afişlerde,broşürler de hazırlandı mı?..
--Buyrun efendim festival proğramının broşürünü,buyrun afişini.
Başkan Sabit Durmaz yakın görme gözlüğünü takar, afişi ve broşürü inceler…
--Güzel,gayet güzel görsellik şahane.Grafiker iyi hazırlamış.Kasabamızın görüntüsü şarkıcımız Handan,türkücümüz Hurşit.
--Başkanım dedim ya herşey dörtdörtlük oldu diye.
--Beldemizin medar-ı iftiharı şairler ve yazarların isimleri ufak puntoyla yazılmış.Bunlar ufaklıklarından beri şair veya yazar olmak isteyen dilimizi dillendiren şarkılarımıza türkülerimize söz veren sözcük veren insanlar.Resmen ayıp etmişsiniz Arif Bey.Ben size demedim mi? Kitaplı kitapsız,ünlü ünsüz,köşe yazarı,Gazete dergi şairi.Çocuk romanı yazarı.Kim varsa davet edin demedim mi?Yeterli miktarda bulamazsanız ;Karamela-sakız şairlerini panel düzenleyen fikir insanlarımızı,tarihçilerimizi dahi çağırın demedim mi?...
--Dediğiniz üzre .Haklısınız başkanım.Akrostiş yazan şair de var,bir tek kitabı çıkmış ama elinde yarısı dahi kalmamış,yıpranmış pörsümüş şair de var.Neredeyse yirmi yıl önce yazdığı romanın adını hatırlayamayan yazar dahi var.
--Anlaşıldı anlaşıldı.Benim sana verdiğim listede kimler vardı da şimdi bu broşürde kimler var beraber bi bakalım…Arife tarif gerekmez derler.Lakin tarif ettiğim halde bazı isimler burada yoklar.
--Arife tarif gerekmez sözünüzü çok takdir ettim başkanım.Evet çağrı gönderdiğimiz halde gelmeyenler var.Muhalif şair ve yazarlar, bunlara gazetelerinde yer verenler var.Kimisi yazlıkta,kimi kışlıkta.Hasta olan var hastası olan var.Daha ne bileyim.Var oğlu var..
--Onca var oğlu vardan kişiler burada niya yok Arif efendi.Sen benimle dalga mı geçiyorsun?...
--Hayır başkanım ne münasebet.Gelmeyenlerin,broşürde ismi bulunmayanların beşi şair.Biri otuz sene önce cikletler çikolatalar için on-oniki tane mani yazmış.Ötekinin yerel gazetede yedi şiiri çıkmış.Berikinin akrostişlerini gazetenin biri yanlışlıkla yayınlamış.Daha sayayım mı?...
---Tamam tamam anlaşıldı.Diğer iki şair kitapsız,yani henüz kitapları çıkmamış diyeceksin.Halbuki isimlerini verdiklerim halk arasında bilinen tanınan şairler.Yunus Emre Tapduk’un dergahında elinde yazdığı kitapla mı dolaşırdı? .Karacaoğlan’ın sazıyla birlikte kendi yazdığı şiir kitabı mı vardı koltuğunun altında.Dadaloğlu,Emrah,Gevheri,Seyrani,Kaygusuz Abdal….Matbaa yokluğunda oturup bir de şiir kitabı mı yazarlardı bu saydıklarım…?Sen tabii ki Yahya Kemal’in sağlığında bir tek kitabının çıkmadığını da bilmezsin.
--Olabilir Başkanım.Spor karşılaşmalarında,maçlarda yan hakemlik yaptığımı bilirsiniz elbette.Lütfen bu konuyu da yabana atmayın sportmen başkanım…
--Tamam,tamam anlaşıldı.Peki altı yazarımızın ne kabahati vardı da bu broşürde yer bulamamış?...
--Efendim biri fi tarihinden kalma olayları araştırıp yazıyo,sanki dedektif.Babası gazeteciymiş şen şakrak yazıları varmış onları yazıyor.Sohbetine ve bilgisine diyecek yok ama…Kitapçılarda kitabı tükenmiş belki de kendisinde bile yok kitabı.Öteki fi tarihinde bir şiir antolojisi çıkartmış hatta bedava dağıtmış..Onun da kitabı tükenmiş.Köşe yazısı yazdığı gazete de bize muhalif bir gazete.Beriki dersen ……
--Ne diyeyim Arif…”Adım Hıdır elimden gelen budur” demek istiyorsun da galiba ben an-la-ya-mı-yo-ruuuummm….
--Anlayan anladı başkanım.Başka bir emriniz….
--Misafirlerle ilgilenecek personelimizi yönet.Görevlendirmeyi gerçekleştir.İşi ehline ver.Liyakatlı olana yaptır yaptıracağın işi.Haaa.Unutmadan.Fesleğen heykelini üzeri örtülü vaziyette tören alanına naklet.Başına bir zabıta dik.Örtüyü açtırtmasınlar.Kimse görmesin şimdiden.
Saat 17.00 ye doğru heykel kaidesiyle örtüsüyle tören alanında olsun….
………………………………………………………………………………………………
Saat on yedi’ye yaklaştığında bütün protokol kasaba halkı ve konuklar tören alanındaki yerlerini almışlardır.Kaymakam Bey in konuşmasından sonra sıra Belde Belediye Başkanı Sabit Durmaz’a gelir.Beldenin tarihinden ekonomisinden kültür ve sanatından,kasabada yetişen yüksek makamlara gelen kişilerden ve kendi yaptıklarından
, yapacaklarından bahseder.
Belediye sponsorluğunda halka dağıtılan kuponların ikramiya çekilişi yapılır.Çekilişte bir vantilatör,bir led ekran televizyon bir elektrikli bisiklet ve elli kadar ufak tefek hediye talihlilerini bulur.Sıra kasabanın yıllık simgesi olan fesleğen heykelinin açılışına gelir.
Bütün gün orkestranın çaldığı şarkılarla-türkülerle eğlenen,bandonun çaldığı marşlarla coşan ahali meraklı bakışlarla örtünün açılmasını,heykelin ortaya çıkmasını beklemektedir
.O sıra bir belediye personeli kalabalığı yararak Belde Belediye Başkanı’na ulaşmak ister.Yaklaşamayınca Başkana el kol hareketleriyle önemli bir haber vermek istediğini belirtir.Ancak bandonun seslendirdiği “Eski dostlar eski dostlar” şarkısının etkisiyle eylemini gerçekleştiremez.Üstüne üstlük günün yorgunluğunu ve stresini gittikçe daha da şiddetli hisseden başkan da el kol hareketleriyle ulak konumundaki görevliyi “git işine şimdi sırası mı” kabilinden yanına gelmesini engeller.
Bandonun çaldığı müzik eşliğinde,ki bu müzik “Horozumu kaçırdılar damdan dama uçurdular / Suyuna da pilav pişirdiler / Geh bili bili çil horozum”türküsüdür.
Başkan heykelin örtüsünü kaideden aşağıya doğru yavaş yavaş çekerken protokoldekiler ve davetliler ve de kasaba halkı ağızları bir karış açık sahneyi kara kare şaşkınlıkla seyretmektedir…
Bando dahil herkes susmuş hiç kimse gözlerine ve gördüklerine inanamaz bir haldedir.Umdukları, görmek istedikleri fesleğen heykeli ile hiç alakası olmayan acayip bir görüntüyle karşı karşıya kalmışlardır.
Şeffaf bir cam leğen ve içinde tam ortasında iri kırmızı bir fes.Semih Balcıoğlu’nun seramik grup karikatürlerine benzer bir durum.İrfan Sayar’ın Zihni Sinir proceleri’nden bir proje adeta…Vel hasılı kelam kasabada festigan olarak bilinen bronz fesleğen heykeli muhtemelen çalınmış, onun yerine birileri fes ve leğeni kaidesine oturtmuştur.
Daha önce Başkan’a bir şeyler söylemek isteyen fakat bir türlü ulaşamayan görevli herkes sus pus olmuşken Başkan’a yaklaşır ve: “Başkanım birilerinin ihanetine maruz kaldık.Komplolarına kurban gittik.Heykeli rakiplerimiz gece karanlıkta yürütmüşler ve saksıdaki fesleğen heykeli yerine kaideye fes-leğen koymuşlar….
M.Sadık MEDİN