16 Nisan referandumunun finale yakın saatlerinde YSK nın aldığı “mühürsüz oylar geçerlidir”kararı büyük bir oyunun işaret fişeğiydi. Bu karar seçimleri dürüstçe yapmakla görevlendirilen YSK nın yasayı paspas yaparak hileye açık kapı bırakması anlamına geliyordu.
Kim ne derse desin 16 Nisan referandumu şaibeden kurtulamayacaktır. YSK meclisin yetkisini gasp ederek kanunun amir hükmünü hükümsüz saymıştır. Bunu aklı başında hiçbir hukukçu meşru sayamaz. Seçim Kanununda yapılan son değişiklikle mühürsüz oyların geçerli sayılması kanun hükmü haline getirildi. Demek ki YSK nın 16 Nisan referandumunda mühürsüz oyları geçerli sayması kanunsuz idi. CHP nin bu madde ile ilgili itirazı Anayasa Mahkemesi tarafından reddedildi. Yani mühürsüz oylar geçerlidir dendi. En yüksek yargı organını bu yönde karar almaya zorlayan sebep nedir? Onlar da biliyorlar ki bu uygulama kanunsuzdur, yanlıştır kararını verseydiler. 16 Nisan referandumu geçersiz sayılması gerekirdi. Gerek siyasi tercihleri, gerekse vefa borçları nedeniyle olsa gerek onlar da mühürsüz oy oyununa ortak oldular.
Bu konuda okurlarım kaç yazı yazdığımı hatırlayacaklardır. Tekrar ediyorum; sandık kurulu mühürü olmayan oy pusulaları geçerli olamaz, olmamalıydı. Bu uygulama oy hırsızlığına kapı aralamaktadır.
Aldığımız duyumlar şeytanın bile aklına gelemeyecek kadar iğrençtir. Avrupa’da seçimlere katılacak seçmenlere tercih mühürlü basılmış oy pusulaları dağıtılıyormuş. ( Tabiî ki sandık kurulu mühürü yok )
Seçmen bu oy pusulasıyla sandığa gidiyor, sandık kurulundan aldığı oy pusulasını cebine koyuyor önceden tercih mühürü basılmış oy pusulasını zarfa koyup sandığa atıyor. Sandıklar açıldığında sandık kurulu mühürü olmayan oy pusulaları geçerli sayılacağı için ( yeni değişiklikle kanun gereği) oy geçerli olacak. İddiaya göre bu kahraman vatandaş bu muhteşem demokratik hakkını kullanmanın mükafatı olarak sandık kurulundan alıp sandığa atmadığı pusulasını birilerine göstererek beş yüz TL’yi cebine indirecek. Ne müthiş fikir değil mi? Olur mu olur, gözü dönmüş insanlardan her şey beklenir.
Sandık Kurulu sonuç tutanağında ıslak imza olsa ne yazar , olmasa ne yazar. Hilenin yolu her yönden açık.
Uzatmayalım; okurlarım hatırlayacaklardır. Son kanuni değişiklikler yapılırken “Yanlışı bir başka yanlışla düzeltemezsiniz." diye bir köşe yazısı kaleme almıştım. Yanlış ve kötü niyet aynen devam ediyor.
Şimdi çare ne olabilir? Yapılacak tek şey, sandık kurullarının oy vermeden önce yaptıkları yemine uygun olarak, dürüstçe ve namuslarına halel getirmeyecek şekilde görev yapmalarından geçecek.
Benin sandık kurullarının değerli üyelerinden ricam şudur:
1 – Oy verme saati başlamadan başlayacak görevinize elbette seçimleri dürüstçe yapacağınıza dair yemin ederek başlayacaksınız. Daha sonra oy pusulalarını ve zarfları sayarak başlayın ve hepsini mutlaka sandık kurulu mühürü ile mühürleyin. Aman unutmayın, bunu herkes birbirine hatırlatmalıdır. ( Bu sizin olmazsa almaz görevinizdir)
2 – Bütün oy pusulası ve zarfların sandık kurulu mühürü ile mühürlendiğine dair tutanak defterinde bir tutanak düzenleyin.
3 - Sandıklar açıldıktan sonra oyları sayıp tutanaklara geçirirken sandık kurulu mühürlerinin olup olmadığını mutlaka kontrol edin. Mühürsüz oy çıkarsa onları ayrı koyun, sayılarını belirleyen.
4 – Bu oyların hangi siyasi partilere verildiğini de bir tutanakla tesbit edin.
Bu tutanakları sandık bölgesinde bulunan müşahitlere ve meraklı vatandaşlara birer tane verin ardından da YSK’ya ulaştırın.
Sonra da oturup düşünün; bu mühürsüz oylar nereden çıktı.? Bizim mühürümüzün olmadığı oyları geçerli sayan ne kadar insan varsa ne büyük hata yapmışlar diye kafa yorun. İsterseniz içinizden geçeni kendi kendinize mırıldanın, hatta kimse duymayacak şekilde içinizden yüksek sesle küfredin.
Değerli sandık kurulu üyeleri, bizim bölgemizde bu hileleri yapacak karaktersizlerin olabileceğini sanmıyorum.
Demokrasinin faziletine inanan bir vatandaş olarak huzurlu ve dosdoğru bir seçimin gerçekleşmesi yolunda gayretlerinize şimdiden teşekkür ediyor ve görevinizde başarılar diliyorum.