bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Şevket Bahçelioğlu
Köşe Yazarı
Şevket Bahçelioğlu
 

İSTANBUL’UN FETHİ ve SONRASI

29  Mayıs 1453 İstanbul fethedildi. Tarihin dönüm noktalarından biridir bu olay. Küçücük bir beylik olarak kurulan Osmanlı Beyliği bir yandan Anadolu’daki Türk beylikleri aleyhinde topraklarında genişletirken diğer yanda da Rumeli topraklarında hızla genişlemeyi başarmıştır. Sırp Sındığı, Kosova,Niğbolu, Varna Savaşları ile Balkanlar fethedilmiş, bu fetihler sonrasında Osmanlı Devletinin yarısı Anadolu’da, yarısı Balkanlarda bulunmaktaydı. Ancak devletin tam ortasında Bizans Devleti yer alıyordu. Bu durum da hem siyasi, hem askeri,  hem de ekonomik sorunlar yaratıyordu. Bizans içimizde adeta bir kurt gibiydi. İstanbul mutlaka fethedilmeliydi. Peygamberimiz de bir hadis-i şerifinde “Kostantiniye ( İstanbul ) mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden asker ne güzel asker, onu fetheden komutan ne güzel komutandır.” Diye müjdelemiş. Bu müjdeye mazhar olmak için İstanbul çeşitli zamanlarda  defalarca kuşatılmış ancak fethi mümkün olamamıştır. Nihayet  1451 yılında Osmanlı devletinin başına geçen genç padişah 2. Mehmet İstanbul’u fethetmek üzere kolları sıvar ve  büyük hazırlıklara girişir. 6 Nisan 1453 tarihinde başlayan kuşatma 53 gün süren çok çetin mücadelelerden sonra  29 Mayıs 1453 günü fetih gerçekleştirilir. Osmanlı Devleti  göbeğinde bir çıban başı olan Bizans İmparatorluğu nihayet sona erdirilmiştir. Bu büyük işi başaran genç padişah bundan sonra Fatih ünvanıyla adlandırılacaktır. Fethin  hem Türk tarihi hem de dünya tarihi açısından çok büyük sonuçları olmuştur. Kısaca belirtmek gerekirse; bu fetih bin yıllık Bizansın tarih sahnesinden silinmesine yol açtı. Osmanlı devletinin  bir İmparatorluk haline geldiği tescillendi. Avrupa içlerine doğru emniyetli bir şekilde ilerlemesine imkan sağladı. Karadeniz ticaret yolunun kontrolü tamamen Türklerin eline geçmiş oldu. Devletin prestiji ve itibarı arttı. İlk çağ ve ortaçağ boyunca şehirleri korumada önemli bir unsur olarak görülen şehir surlarının top gülleleri karşısında bir işe yaramayacağı görüldü. Feodalite yerine büyük krallıklar döneminin başlamasına sebep oldu. Bütün hoşgörüye rağmen İstanbul’dan İtalya’ya göç eden ilim adamları ve sanatçıların bir müddet sonra İtalya’da Rönesans ve Reform hareketlerinin başlangıcına neden oldu. Bu ve benzer daha pek çok değişime yol açan fetih  bir çağın kapanıp yeni bir çağın başlangıcı olarak kabul edildi. İstanbul dünyanın en müstesna  coğrafyasında  nadide bir güzelliktir. Böyle bir şehrin  bize ait olması inanılmaz bir zenginliktir. Bize böyle bir şehri armağan eden ecdadımıza , başta genç padişah Fatih’e ve onun şanlı askerlerine ne kadar  övgüler dizsek azdır. Her biri nurlar içersinde yatsınlar, mekanları cennet olsun. Fetih coşkusu bu yıl seçim telaşı içersinde gölgede kaldı. Hatta unutuldu demek bile mümkün. Önceki yıllardan eser yok. Her zaman ve çeşitli vesilerle söylediğim, yazdığım gibi İstanbul ve bütün mevcut vatanımızı fethedip bizlere miras bırakan ecdadımıza minnet ve şükran borcumuz  vardır. Ancak fethedenlere bu borcumuzu ifa ederken  bu cennet vatanı  bizlere layık görmeyen  işgalcilere direnen ve tekrar vatan olarak bizlere emanet eden başta büyük önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarına ve isimsiz kahramanlara minnet ve şükran borcumuz olduğunu  unutmayalım.Şanlı Kurtuluş Savaşımız olmasaydı bugün  bu toprakların sahibi olamayacağımız gibi fethin de anlamı tatlı bir rüya, boş bir anıdan ibaret  kalmış olacağını da  asla unutmamalıyız.
Ekleme Tarihi: 30 Mayıs 2018 - Çarşamba

İSTANBUL’UN FETHİ ve SONRASI

29  Mayıs 1453 İstanbul fethedildi. Tarihin dönüm noktalarından biridir bu olay.

Küçücük bir beylik olarak kurulan Osmanlı Beyliği bir yandan Anadolu’daki Türk beylikleri aleyhinde topraklarında genişletirken diğer yanda da Rumeli topraklarında hızla genişlemeyi başarmıştır. Sırp Sındığı, Kosova,Niğbolu, Varna Savaşları ile Balkanlar fethedilmiş, bu fetihler sonrasında Osmanlı Devletinin yarısı Anadolu’da, yarısı Balkanlarda bulunmaktaydı. Ancak devletin tam ortasında Bizans Devleti yer alıyordu. Bu durum da hem siyasi, hem askeri,  hem de ekonomik sorunlar yaratıyordu. Bizans içimizde adeta bir kurt gibiydi.

İstanbul mutlaka fethedilmeliydi. Peygamberimiz de bir hadis-i şerifinde “Kostantiniye ( İstanbul ) mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden asker ne güzel asker, onu fetheden komutan ne güzel komutandır.” Diye müjdelemiş. Bu müjdeye mazhar olmak için İstanbul çeşitli zamanlarda  defalarca kuşatılmış ancak fethi mümkün olamamıştır.

Nihayet  1451 yılında Osmanlı devletinin başına geçen genç padişah 2. Mehmet İstanbul’u fethetmek üzere kolları sıvar ve  büyük hazırlıklara girişir. 6 Nisan 1453 tarihinde başlayan kuşatma 53 gün süren çok çetin mücadelelerden sonra  29 Mayıs 1453 günü fetih gerçekleştirilir.

Osmanlı Devleti  göbeğinde bir çıban başı olan Bizans İmparatorluğu nihayet sona erdirilmiştir. Bu büyük işi başaran genç padişah bundan sonra Fatih ünvanıyla adlandırılacaktır.

Fethin  hem Türk tarihi hem de dünya tarihi açısından çok büyük sonuçları olmuştur. Kısaca belirtmek gerekirse; bu fetih bin yıllık Bizansın tarih sahnesinden silinmesine yol açtı. Osmanlı devletinin  bir İmparatorluk haline geldiği tescillendi. Avrupa içlerine doğru emniyetli bir şekilde ilerlemesine imkan sağladı. Karadeniz ticaret yolunun kontrolü tamamen Türklerin eline geçmiş oldu. Devletin prestiji ve itibarı arttı. İlk çağ ve ortaçağ boyunca şehirleri korumada önemli bir unsur olarak görülen şehir surlarının top gülleleri karşısında bir işe yaramayacağı görüldü. Feodalite yerine büyük krallıklar döneminin başlamasına sebep oldu. Bütün hoşgörüye rağmen İstanbul’dan İtalya’ya göç eden ilim adamları ve sanatçıların bir müddet sonra İtalya’da Rönesans ve Reform hareketlerinin başlangıcına neden oldu.

Bu ve benzer daha pek çok değişime yol açan fetih  bir çağın kapanıp yeni bir çağın başlangıcı olarak kabul edildi.

İstanbul dünyanın en müstesna  coğrafyasında  nadide bir güzelliktir. Böyle bir şehrin  bize ait olması inanılmaz bir zenginliktir. Bize böyle bir şehri armağan eden ecdadımıza , başta genç padişah Fatih’e ve onun şanlı askerlerine ne kadar  övgüler dizsek azdır. Her biri nurlar içersinde yatsınlar, mekanları cennet olsun.

Fetih coşkusu bu yıl seçim telaşı içersinde gölgede kaldı. Hatta unutuldu demek bile mümkün. Önceki yıllardan eser yok.

Her zaman ve çeşitli vesilerle söylediğim, yazdığım gibi İstanbul ve bütün mevcut vatanımızı fethedip bizlere miras bırakan ecdadımıza minnet ve şükran borcumuz  vardır. Ancak fethedenlere bu borcumuzu ifa ederken  bu cennet vatanı  bizlere layık görmeyen  işgalcilere direnen ve tekrar vatan olarak bizlere emanet eden başta büyük önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarına ve isimsiz kahramanlara minnet ve şükran borcumuz olduğunu  unutmayalım.Şanlı Kurtuluş Savaşımız olmasaydı bugün  bu toprakların sahibi olamayacağımız gibi fethin de anlamı tatlı bir rüya, boş bir anıdan ibaret  kalmış olacağını da  asla unutmamalıyız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.