bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Şevket Bahçelioğlu
Köşe Yazarı
Şevket Bahçelioğlu
 

BİZİ ÇALIŞMAK KURTARIR

Seçimlere giderken partilerin en önemli söylemlerinden birinin, kişilere bol keseden vaatlerin yer aldığını görüyoruz. Kulaklara ne kadar hoş geliyor, tartışılmaz. Ama gerçek kurtuluşun çalışmadan, yorulmadan, üretmeden olamayacağını söyleyebilenler nedense pek rağbet göremiyor. En kolay oy devşirme yolunun desteksiz vaatlerden geçtiği sanılıyor. Muhalefetin  vaatlerini anladık da yıllarca iktidarda olan partinin de sanki yeni iktidara gelecekmiş gibi vaatlerde bulunmasını kabullenmek mümkün olabilir mi? Madem ki bu vaatlerini gerçekleştirecektin de neden 16 yıldır bu vaatlerini yerine getirmedin diye sormazlar mı adama? Döviz arttı zam, ham petrol fiyatı artı zam diye akaryakıt ürünlerine zam üstüne zam kondurup millete yıllardır dünyanın en yüksek akaryakıt fiyatlarıyla satış yapan bir hükümet  zamların sebebi olarak hep sistemi suçlamıştı. Bu sıradan vatandaş bile yıllarca yazdığı yazılarında “Bütün suçu kurduğunuz sisteme yükleyeceğinize vampir gibi aldığınız 70 ‘e varan vergilerde indirim yapamaz mısınız?” diye sormuştum. Şükür akaryakıt fiyatlarındaki artışın dizginlenemeyeceğini görüp vatandaşın tepkisinden çekindikleri için  seçime çeyrek kala zam yerine ÖTV indirimi yapmak akıllarına geldi. Memnun olmakla birlikte bu tutumlarının samimiyetine inanmak güç, ne kadar samimi bir davranış, şimdiye kadar başvurmadığınız bu fedakarlık seçim öncesi dağıtılan bir elma şekeri değil midir? Milletle alay etmeyin. Şimdi yediğimiz hurmaların seçim sonrasında midemizi nasıl tırmalayacağını önceki dönemlerde görmüş, yaşamış olmasak inanacağız.  Ancak çözümü sizden beklemek hayal olsa gerek. Çünkü siz üretim değil, tüketimi teşvik eden politikalar peşinde koşuyorsunuz. Doğulu gibi üretip Batılı gibi tüketmek hevesindesiniz. Doğulu petrol zengini kabile reislerinin, çadır devletlerinin lüks ve ihtişamını kendinize hayat tarzı olarak seçmiş bulunuyorsunuz. Devlet imkanlarını mirasyedice kullandınız, kullanmaya devam ediyorsunuz. Görünen o ki bu alışkanlıklarınızdan vazgeçme niyetinde değilsiniz. Doksan yıllık devlet birikimlerimizi satıp savurdunuz, yetmedi ülkeyi borç batağına sürüklediniz.       Ülkede bir sıkıntı var mı? Var. Çözümü var mı ? Elbette var. Ancak bugüne kadar ki yönetim tarzınızla bunları çözmekten uzak görünüyorsunuz. Nedeni ortada, israf, lüks, şatafat, hesapsız kitapsız davranışlar, fütursuz harcamalara can dayanacak gibi değil. Hani özgül ağırlığı olan bir AKP kurucusu vardı ya O bile itiraf etmemiş miydi? “ Öyle israf ediyoruz ki israf etmeseydik sizden ( seçmenlerden ) vergi bile almasak olurdu” şeklinde konuşmuştu. Yine bir Anayasa  Profu vardı ya  O da “Üüüüüü o kadar israf ediyoruz ki… “ diye isyan ediyordu. Atalarımız “Hazıra dağlar dayanmaz “demiş, ne de doğru söylemiş. İşte dayanmadı, deniz bitti. “Devlet malı deniz , yemeyen keriz “ atasözü bile hükümsüz kaldı. Çare tek . Üreteceğiz, her konuda üreteceğiz,milli kaynaklarımızı en iyi şekilde değerlendireceğiz, ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız,çalışacağız, yorulacağız, terleyeceğiz. Eli ayağı tutan herkes üretime katkı sağlamalıdır. ÇÜNKÜ BİZİ ÇALIŞMAK KURTARACAKTIR. Bizi çağdaş uygarlığın üzerindeki bir hedefe ulaştırmak için öğüt veren Atatürk her konuda olduğu gibi bakın bize nasıl bir çare sunuyor:   "Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar; önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar."                                                                                                                         
Ekleme Tarihi: 28 Mayıs 2018 - Pazartesi

BİZİ ÇALIŞMAK KURTARIR

Seçimlere giderken partilerin en önemli söylemlerinden birinin, kişilere bol keseden vaatlerin yer aldığını görüyoruz. Kulaklara ne kadar hoş geliyor, tartışılmaz. Ama gerçek kurtuluşun çalışmadan, yorulmadan, üretmeden olamayacağını söyleyebilenler nedense pek rağbet göremiyor. En kolay oy devşirme yolunun desteksiz vaatlerden geçtiği sanılıyor. Muhalefetin  vaatlerini anladık da yıllarca iktidarda olan partinin de sanki yeni iktidara gelecekmiş gibi vaatlerde bulunmasını kabullenmek mümkün olabilir mi? Madem ki bu vaatlerini gerçekleştirecektin de neden 16 yıldır bu vaatlerini yerine getirmedin diye sormazlar mı adama?

Döviz arttı zam, ham petrol fiyatı artı zam diye akaryakıt ürünlerine zam üstüne zam kondurup millete yıllardır dünyanın en yüksek akaryakıt fiyatlarıyla satış yapan bir hükümet  zamların sebebi olarak hep sistemi suçlamıştı. Bu sıradan vatandaş bile yıllarca yazdığı yazılarında “Bütün suçu kurduğunuz sisteme yükleyeceğinize vampir gibi aldığınız 70 ‘e varan vergilerde indirim yapamaz mısınız?” diye sormuştum. Şükür akaryakıt fiyatlarındaki artışın dizginlenemeyeceğini görüp vatandaşın tepkisinden çekindikleri için  seçime çeyrek kala zam yerine ÖTV indirimi yapmak akıllarına geldi. Memnun olmakla birlikte bu tutumlarının samimiyetine inanmak güç, ne kadar samimi bir davranış, şimdiye kadar başvurmadığınız bu fedakarlık seçim öncesi dağıtılan bir elma şekeri değil midir? Milletle alay etmeyin. Şimdi yediğimiz hurmaların seçim sonrasında midemizi nasıl tırmalayacağını önceki dönemlerde görmüş, yaşamış olmasak inanacağız.  Ancak çözümü sizden beklemek hayal olsa gerek. Çünkü siz üretim değil, tüketimi teşvik eden politikalar peşinde koşuyorsunuz. Doğulu gibi üretip Batılı gibi tüketmek hevesindesiniz. Doğulu petrol zengini kabile reislerinin, çadır devletlerinin lüks ve ihtişamını kendinize hayat tarzı olarak seçmiş bulunuyorsunuz. Devlet imkanlarını mirasyedice kullandınız, kullanmaya devam ediyorsunuz. Görünen o ki bu alışkanlıklarınızdan vazgeçme niyetinde değilsiniz. Doksan yıllık devlet birikimlerimizi satıp savurdunuz, yetmedi ülkeyi borç batağına sürüklediniz.      

Ülkede bir sıkıntı var mı? Var. Çözümü var mı ? Elbette var. Ancak bugüne kadar ki yönetim tarzınızla bunları çözmekten uzak görünüyorsunuz. Nedeni ortada, israf, lüks, şatafat, hesapsız kitapsız davranışlar, fütursuz harcamalara can dayanacak gibi değil. Hani özgül ağırlığı olan bir AKP kurucusu vardı ya O bile itiraf etmemiş miydi? “ Öyle israf ediyoruz ki israf etmeseydik sizden ( seçmenlerden ) vergi bile almasak olurdu” şeklinde konuşmuştu. Yine bir Anayasa  Profu vardı ya  O da “Üüüüüü o kadar israf ediyoruz ki… “ diye isyan ediyordu. Atalarımız “Hazıra dağlar dayanmaz “demiş, ne de doğru söylemiş. İşte dayanmadı, deniz bitti. “Devlet malı deniz , yemeyen keriz “ atasözü bile hükümsüz kaldı.

Çare tek . Üreteceğiz, her konuda üreteceğiz,milli kaynaklarımızı en iyi şekilde değerlendireceğiz, ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız,çalışacağız, yorulacağız, terleyeceğiz. Eli ayağı tutan herkes üretime katkı sağlamalıdır. ÇÜNKÜ BİZİ ÇALIŞMAK KURTARACAKTIR.

Bizi çağdaş uygarlığın üzerindeki bir hedefe ulaştırmak için öğüt veren Atatürk her konuda olduğu gibi bakın bize nasıl bir çare sunuyor:   "Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar; önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar."

                                                                                                                        

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.