MADDE 3: 2709 sayılı Kanunun 76 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Yirmibeş” ibaresi “Onsekiz” şeklinde, ikinci fıkrasında yer alan “yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar,” ibaresi “askerlikle ilişiği olanlar,” şeklinde değiştirilmiştir.
Değişiklikle 3. Madde Şu şekilde kabul edilmiştir:
B. Milletvekili seçilme yeterliliği
MADDE 76- Onsekiz yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir. En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, askerlikle ilişiği olanlar, …………….aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler.
Bu maddede yapılan değişiklikler ile Milletvekili seçilme yaşı 25 ten 18’e düşürülmüş ve askerlikle ilişiği olmaması şartı getirilmiştir.
Bu değişiklikle de bir kitleye elma şekeri verildiği apaçık ortadadır. TÜİK verilerine göre 1 Ocak 2017 tarihinde 19 – 24 yaşları arasında 6 milyon insan yaşamaktadır. Milletvekili seçilme yaşını 25 ten 18’ düşürme tamamen bir aldatmacadan ibaret ve gerçekleşmesi hemen hemen imkansız bir durumdur. Burada altı milyon insana şirin görünme arzusu vardır.Ve bu değişiklikle 6 milyon oyu torbada keklik görme niyeti asla göz ardı edilmemelidir. Yaptığım araştırmalar sonucunda son genel seçimlerde 25 yaşında milletvekili adayı gösterilen ve milletvekili olan bir Allahın kulu yoktu. Yapılacak ilk genel seçimde de 18 ve yakınındaki yaşlardan kimse aday gösterilmeyecektir. Bu da yapılan bu değişikliğin bir aldatmacadan öteye gitmeyeceğinin açık bir göstergesidir.
MADDE 4: 2709 sayılı Kanunun 77 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir; Madde şu şekilde idi :
C. Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçim dönemi
MADDE 77- (Değişik: 21/10/2007-5678/1 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri dört yılda bir yapılır.
Son değişiklikle şu husular getirildi
“C. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanının seçim dönemi
MADDE 77- Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci oylamada gerekli çoğunluğun sağlanamaması halinde 101 inci maddedeki usule göre ikinci oylama yapılır.”
Burada en önemli değişiklik dört yılda bir yapılan milletvekili seçimleri artık beş yılda bir yapılacaktır. Halbuki daha önce beşyıl olan milletvekili seçim dönemi 2010 referandumu ile dört yıla indirilmişti. Şimdi tekrar beş yıla çıkarıldı. Tıpkı Milli Eğitim politikamız gibi Anayas da yaz boz tahtasına döndürüldü. Bundan da önemlisi Cumhurbaşkanlığı seçimiyle Milletvekili seçimlerinin aynı gün yapılmasının kararlaştırılmasıdır.
Cumhurbaşkanı adayı aynı zamanda bir partinin de genel başkanı olacağından seçilecek Cumhurbaşkanının partisinin parlamentoda çoğunluğu sağlayacağı hesabı ve planları yapılmaktadır. Böylece Cumhurbaşkanı hem yürütmenin başı hem de çoğunluğu elinin altında ve emrinde bulunanacak yasama organının başı durumunda olacak , kuvvetler ayrılığının iki ayağı tek elde birleştirilmiş hale gelecektir. Özetle yürütmenin başı durumundaki Cumhurbaşkanı aynı zamanda parlamentonun da üzerinde bir vesayet tesis etmiş olacaktır. Bu durumda Demokrasinin en temel özelliklerinden biri olan kuvvetler ayrılığı ilkesi rafa kaldırılmış olacaktır. Hele Cumhurbaşkanının tek başına dilediği zaman parlamentoyu feshetme yetkisi Demoklesin kılıcı gibi elinde bulundukça.Yasama organının milletin meclisi olma ihtimali olamayacaktır.
BİR ZAMANLAR MAZİYE BAK
NELER NELER DEMİŞTİN?
Bahçeli'den çok sert Başkanlık Sistemi açıklaması
Tarih : 09/ 03 /2016
Basın Toplantısı YORUMSUZ
YA MÜFTERİDİR YA DA ZİHNEN MÜFLİSTİR"
Açık seçik görüşlerimizi yok sayarak Milliyetçi Hareket Partisi’nin AKP’ye payanda, can simidi, figüran, selektör yaptığı iddiasında bulunan kim varsa ya müfteridir ya da zihnen müflistir.
Türkiye’nin, milli bir mutabakatla belini doğrultması, kuruluş ilke ve esaslarını çağın ve zamanın akışına göre sağlam esaslara bağlayarak yıkım ve çözülmeyi durdurması tek seçenektir.
Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin milli kimlik, milli beka ve milli varlığının teminat altına alınmasını, yüksek demokrasi standartlarıyla birlikte kişi hak ve özgürlüklerin meşru ve insan onuruna riayet edecek seviyelere çıkarılmasını vazgeçilmez görmektedir.
Unutulmamalıdır ki, Türk’süz anayasa ölüm demektir.
Yalnızca bir kişinin egolarını tatmin etmek, mevki tutkusunu karşılamak, kişisel kariyer açlığını doyurmak için parlamenter sisteme neşter vurmaya teşebbüs etmek geçmişe sünger çekilmesi, 93 yıllık Cumhuriyet mirasının hiçe sayılması anlamına gelecektir.
Buna da göz yummamız imkânsızdır.
Bu nedenle Milliyetçi Hareket Partisi yanlış ve yalanın arkasında durmayacak, ortak olmayacaktır.