bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Şevket Bahçelioğlu
Köşe Yazarı
Şevket Bahçelioğlu
 

BAHÇELİ’YE KATILMIYORUM!..

İçte FETÖ, PKK, İŞİD vs. terörü, dışta Suriye sorunu, Musul sorunu, ekonomik darboğaz, siyasi salvolar, anayasa ihlalleri ve daha nice dertlerle mücadele etmek zorunda olduğumuz şu günlerde Bahçeli öyle bir laf etti ki gündemi alt üst ediverdi.Bahçeli ne dedi? “ Türkiye Cumhuriyeti’nin beka mücadelesi verdiği bugünlerde, siyasi iktidarın ve devletin en tepesinde bulunan Cumhurbaşkanın hukukla ters düşmesi geleceğimiz açısından çok mahsurlu, çok tehlikelidir. Bu açık tehlikenin bertaraf edilebilmesi için karşımızda iki alternatif yol bulunmaktadır: Bunlardan birincisi ve bizim açımızdan da en doğru, en sağlıklı olanı, Sayın Cumhurbaşkanı’nın fiilli başkanlık zorlamasından vazgeçmesi, yasa ve anayasal sınırlarına çekilmesidir. Şayet bu olmayacaksa, ikinci olarak, fiili durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yol ve yöntemlerinin aranmasıdır. Dünyanın hiçbir medeni ve demokratik ülkesinde her gün suç işleyen bir yönetim ve iktidar yapısı görülemeyecek, bundan bahsedilemeyecektir.” Özetle  Bahçeli bu sözleriyle “geleceğimizin tehdit atında olduğu bu günlerde Cumhurbaşkanı hukuka aykırı işler yapıyor. Bu tehlikeli gidişi önlemek için Cumhurbaşkanı anayasal sınırlar içine çekilmelidir. Bu yapılamazsa Cumhurbaşkanının bu fiili işgaline hukuki bir kılıf uydurulmalıdır. Yani senin istediğin gibi olması için Anayasayı da babayasayı da değiştiriverelim” demeye getiriyor. Kim ne derse desin bu bir teslimiyettir. Bu tavır başkanlık sistemine yol vermektir. Bahçeli  sözleriyle “Cumhurbaşkanı  suç işliyor ama  önleyemiyorsak onun isteğini yerine getirelim “ diyor.        Bahçeli’nin sözlerine en çok kim alkış tuttu bir bakın, AKP’nin bile  vazgeçtiği Başkanlık hevesleri birden bire debreşti. Kora halinde başkanlık türküleri söylemeye başladılar. Bahçeli’ye bir övgü bir övgü ki sormayın şapur şupur öpmedikleri kaldı. Demek ki Bahçeli bu sözleriyle  Başkanlık rüyaları gören AKP'ye yol açmıştır. Bahçeli bu yardımları daha önce de yapmıştı. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı adaylığı söz konusu olunca “ Bizi ilgilendirmez, o konu AKP’nin sorunudur” deyip çıkmıştı. O an kanım donmuştu sanki, ne demek AKP’nin sorunu, sanki AKP mahallesine muhtar seçimi yapılacaktı. MHP’nin de kabul edebileceği bir Cumhurbaşkanı seçilemez miydi? Recep Tayyip Erdoğan’ın  seçiminde de hatırlanacağı gibi MHP evlere şenlik hatalar yapmıştı. NEDEN BAŞKANLIK İSTENİYOR? 14 yıldır tek başına iktidarda olan AKP’nin, parlamenter sistem ağır işliyor bahanesine sarılarak mevcut sistemi değiştirmeye kalkması asla doğru değildir. Ne istediler de bu parlamento engel olabildi. Bir gecede torba yasalarla devletin en ince hüçrelerine kadar inen değişiklikleri yapmadılar mı? Cumhurbaşkanı niçin anayasa  çizgisinde hareket etmiyor? Kendi partisinin kadrolarına bile güvenmiyor. Canhıraş bir tavırla meydanlarda dolaşması bundandır. Bu yüzden hem Cumhurbaşkanlığı makamında oturuyor hem de fiilen başbakanın görevlerini yapıyor. Bunun bir tek sebebi var Cumhurbaşkanı anayasal çizgide görev yaptığında ilk seçimde AKP muhalefet sıralarına düşecek, tıpkı ANAP gibi, tıpkı DYP gibi de ondan. BAHÇELİ  NEREDE YANILIYOR? Bahçeli konuşmasında “Egemenliğin sahibi aziz milletimiz aynı zamanda son sözün de sahibidir. Buna inancımız tamdır. Millet ne derse odur, neye karar verirse boynumuz kıldan incedir.” Diyor. Bu sözlere  kim itiraz edebilir ki? Kuvvetler ayrılığı esasını temel alan parlamenter sisteme karşı çıkan , tek adam özlemi içinde olan ve bu nedenle fiili durum yaratan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın  torbada keklik gibi gördüğü referandumu  tam bir kurtarıcı gibi görmesi boşuna değil, çünkü avantajlar kendilerinden yana. gazete standlarına bir bakın mevcut gazetelerin % 90’ı  iktidardan yana veya öyle görünmek zorunda, TV’lere bakın bir iki kanal dışında tamamen iktidarın yanında, devletin bütün kaynakları alabildiğince futursuzca savrulmakta, devletin bütün güçleri, kaynakları, valisi, kaymakamı, referandum çalışmalarında  başkanlık uğruna seferber edilecektir. Ey Bahçeli milli iradeye elbette saygılı olmalıyız. Milli iradenin serbestçe oluşacağına inanıyor musunuz ki saygı duyalım. Ben milli iradenin serbestçe oluşacağına inanmıyorum ve çıkacak sonuca da asla saygı duymayacağım.  Siz referandum olursa nasıl çalışacaksınız? Devletin örtülü örtüsüz tüm kaynaklarını kullanarak iki günde altı miting düzenleyen Erdoğan’ın bu sevdasının yanlış olduğunu, ülkeyi tam bir totaliter yönetime sürükleyeceğini nasıl, nerede anlatacaksınız? Son Cumhurbaşkanı seçiminde  Ekmelettin Beyi yalnız bırakmıştınız,  adayınızı yalnız bıraktığınız yetmezmiş gibi bir tek miting  bile yapmamıştınız. Sonuç malum.1 Kasım seçimlerinde Başbakan bir yanda, Cumhurbaşkanı diğer yanda iki koldan Türkiye’yi karış karış gezerken siz sadece üç miting yapmış ve 7 Haziran’da seksen olan milletvekili sayınızı yarıya düşürmüştünüz. Aha şuraya yazıyorum: Böyle bir referandumun galibi AKP ve Recep Tayyip Erdoğan olacaktır.  Ardından yapılacak  seçimle de Recep Bey Başkanımızdır. Bunu görmek için müneccim olmaya gerek yok.. E haliyle artık MHP diye bir partinin varlığına da ihtiyaç duyulmayacaktır. Türkiye’de Yasama, Yürütme ve Yargı tek elde toplanacak, demokrasinin ruhuna Fatiha okunacaktır. Bu durum yasal olmadığı halde bugün uygulamanın böyle olduğunu bu millet görmüyor mu? Bu da sizin son eseriniz olur. Yaşayanlar görecektir siz bu eserinizle asla övünemeyeceksiniz, Tarih sizi Türkiye Cumhuriyetinin temellerine dinamiti yerleştirenlerden biri olarak yazacaktır.    
Ekleme Tarihi: 21 Ekim 2016 - Cuma

BAHÇELİ’YE KATILMIYORUM!..

İçte FETÖ, PKK, İŞİD vs. terörü, dışta Suriye sorunu, Musul sorunu, ekonomik darboğaz, siyasi salvolar, anayasa ihlalleri ve daha nice dertlerle mücadele etmek zorunda olduğumuz şu günlerde Bahçeli öyle bir laf etti ki gündemi alt üst ediverdi.Bahçeli ne dedi?

 Türkiye Cumhuriyeti’nin beka mücadelesi verdiği bugünlerde, siyasi iktidarın ve devletin en tepesinde bulunan Cumhurbaşkanın hukukla ters düşmesi geleceğimiz açısından çok mahsurlu, çok tehlikelidir.

Bu açık tehlikenin bertaraf edilebilmesi için karşımızda iki alternatif yol bulunmaktadır:

Bunlardan birincisi ve bizim açımızdan da en doğru, en sağlıklı olanı, Sayın Cumhurbaşkanı’nın fiilli başkanlık zorlamasından vazgeçmesi, yasa ve anayasal sınırlarına çekilmesidir.

Şayet bu olmayacaksa, ikinci olarak, fiili durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yol ve yöntemlerinin aranmasıdır.

Dünyanın hiçbir medeni ve demokratik ülkesinde her gün suç işleyen bir yönetim ve iktidar yapısı görülemeyecek, bundan bahsedilemeyecektir.”

Özetle  Bahçeli bu sözleriyle “geleceğimizin tehdit atında olduğu bu günlerde Cumhurbaşkanı hukuka aykırı işler yapıyor. Bu tehlikeli gidişi önlemek için Cumhurbaşkanı anayasal sınırlar içine çekilmelidir. Bu yapılamazsa Cumhurbaşkanının bu fiili işgaline hukuki bir kılıf uydurulmalıdır. Yani senin istediğin gibi olması için Anayasayı da babayasayı da değiştiriverelim” demeye getiriyor.

Kim ne derse desin bu bir teslimiyettir. Bu tavır başkanlık sistemine yol vermektir. Bahçeli  sözleriyle “Cumhurbaşkanı  suç işliyor ama  önleyemiyorsak onun isteğini yerine getirelim “ diyor.

       Bahçeli’nin sözlerine en çok kim alkış tuttu bir bakın, AKP’nin bile  vazgeçtiği Başkanlık hevesleri birden bire debreşti. Kora halinde başkanlık türküleri söylemeye başladılar. Bahçeli’ye bir övgü bir övgü ki sormayın şapur şupur öpmedikleri kaldı. Demek ki Bahçeli bu sözleriyle  Başkanlık rüyaları gören AKP'ye yol açmıştır.

Bahçeli bu yardımları daha önce de yapmıştı. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı adaylığı söz konusu olunca “ Bizi ilgilendirmez, o konu AKP’nin sorunudur” deyip çıkmıştı. O an kanım donmuştu sanki, ne demek AKP’nin sorunu, sanki AKP mahallesine muhtar seçimi yapılacaktı. MHP’nin de kabul edebileceği bir Cumhurbaşkanı seçilemez miydi? Recep Tayyip Erdoğan’ın  seçiminde de hatırlanacağı gibi MHP evlere şenlik hatalar yapmıştı.

NEDEN BAŞKANLIK İSTENİYOR?

14 yıldır tek başına iktidarda olan AKP’nin, parlamenter sistem ağır işliyor bahanesine sarılarak mevcut sistemi değiştirmeye kalkması asla doğru değildir. Ne istediler de bu parlamento engel olabildi. Bir gecede torba yasalarla devletin en ince hüçrelerine kadar inen değişiklikleri yapmadılar mı? Cumhurbaşkanı niçin anayasa  çizgisinde hareket etmiyor? Kendi partisinin kadrolarına bile güvenmiyor. Canhıraş bir tavırla meydanlarda dolaşması bundandır. Bu yüzden hem Cumhurbaşkanlığı makamında oturuyor hem de fiilen başbakanın görevlerini yapıyor. Bunun bir tek sebebi var Cumhurbaşkanı anayasal çizgide görev yaptığında ilk seçimde AKP muhalefet sıralarına düşecek, tıpkı ANAP gibi, tıpkı DYP gibi de ondan.

BAHÇELİ  NEREDE YANILIYOR?

Bahçeli konuşmasında “Egemenliğin sahibi aziz milletimiz aynı zamanda son sözün de sahibidir. Buna inancımız tamdır.

Millet ne derse odur, neye karar verirse boynumuz kıldan incedir.” Diyor. Bu sözlere  kim itiraz edebilir ki?

Kuvvetler ayrılığı esasını temel alan parlamenter sisteme karşı çıkan , tek adam özlemi içinde olan ve bu nedenle fiili durum yaratan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın  torbada keklik gibi gördüğü referandumu  tam bir kurtarıcı gibi görmesi boşuna değil, çünkü avantajlar kendilerinden yana. gazete standlarına bir bakın mevcut gazetelerin % 90’ı  iktidardan yana veya öyle görünmek zorunda, TV’lere bakın bir iki kanal dışında tamamen iktidarın yanında, devletin bütün kaynakları alabildiğince futursuzca savrulmakta, devletin bütün güçleri, kaynakları, valisi, kaymakamı, referandum çalışmalarında  başkanlık uğruna seferber edilecektir.

Ey Bahçeli milli iradeye elbette saygılı olmalıyız. Milli iradenin serbestçe oluşacağına inanıyor musunuz ki saygı duyalım. Ben milli iradenin serbestçe oluşacağına inanmıyorum ve çıkacak sonuca da asla saygı duymayacağım.  Siz referandum olursa nasıl çalışacaksınız? Devletin örtülü örtüsüz tüm kaynaklarını kullanarak iki günde altı miting düzenleyen Erdoğan’ın bu sevdasının yanlış olduğunu, ülkeyi tam bir totaliter yönetime sürükleyeceğini nasıl, nerede anlatacaksınız? Son Cumhurbaşkanı seçiminde  Ekmelettin Beyi yalnız bırakmıştınız,  adayınızı yalnız bıraktığınız yetmezmiş gibi bir tek miting  bile yapmamıştınız. Sonuç malum.1 Kasım seçimlerinde Başbakan bir yanda, Cumhurbaşkanı diğer yanda iki koldan Türkiye’yi karış karış gezerken siz sadece üç miting yapmış ve 7 Haziran’da seksen olan milletvekili sayınızı yarıya düşürmüştünüz.

Aha şuraya yazıyorum: Böyle bir referandumun galibi AKP ve Recep Tayyip Erdoğan olacaktır.  Ardından yapılacak  seçimle de Recep Bey Başkanımızdır. Bunu görmek için müneccim olmaya gerek yok..

E haliyle artık MHP diye bir partinin varlığına da ihtiyaç duyulmayacaktır. Türkiye’de Yasama, Yürütme ve Yargı tek elde toplanacak, demokrasinin ruhuna Fatiha okunacaktır. Bu durum yasal olmadığı halde bugün uygulamanın böyle olduğunu bu millet görmüyor mu?

Bu da sizin son eseriniz olur. Yaşayanlar görecektir siz bu eserinizle asla övünemeyeceksiniz, Tarih sizi Türkiye Cumhuriyetinin temellerine dinamiti yerleştirenlerden biri olarak yazacaktır.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.