bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Şevket Bahçelioğlu
Köşe Yazarı
Şevket Bahçelioğlu
 

SÖZDE DEĞİL, ÖZDE DEMOKRAT OLABİLMEK

Gerçek manada demokratik bir ülkede yaşadığımızı söyleyemesek de Ülkemiz elhamdülillah demokrasi ile yönetilmektedir. (!)  Etrafımıza baktığımızda her şeye rağmen halimize şükretmek gerektiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Anayasamıza göre siyasi partiler ister iktidarda olsun, ister muhalefette  demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Bir başka deyişle  Anayasamıza göre demokrasimizinvar olabilmesiiçin siyasi partilerin var olması vaz geçilmez bir kuraldır. Varlığının kaynağı ve güvencesi Anayasa olan ve demokrasinin olmazsa olmazı  siyasi partilerin demokrasiyi içselleştirmiş, benimsemiş ve uygulayabilme yeteneğini geliştirmiş olması gerekmez mi? Ama maalesef demokrasinin bu vazgeçilmez unsurlarının bizatihi kendi içlerinde demokrasiye saygı yok. Demokrasinin kırıntılarını bile görebilmek mümkün değil. E peki bu partiler henüz kendi içlerinde demokrasiyi hazmedemedikleri göre böyle bir ortamda  ülke yönetiminde  demokrasiyi  gerçekleştirebilmeleri mümkün mü? Maalesef o da mümkün değil. Ülkemizdeki demokrasinin hali pür melalini  tarif etmek için kitaplar değil, ciltler dolusu ansiklopediler gerekir diyerek noktalıyor ve konuyu MHP demokrasisine getirmek istiyorum. MHP içinde” Ben partiyi  daha iyi yönetirim, hatta müzmin muhalefet partisi haline gelmiş MHP’yi iktidara taşırım” diye ortaya çıkan Genel Başkan adaylarının başlarına gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. Kendi tüzüğüne uygun olarak toplanmaya çalışılan kongreyi bile akıl almaz ayak oyunlarıyla engellemeye çalışmak bir siyasi partiye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Kongreden neden kaçılır, delegenin iradesinden neden korkulur anlayabilmek mümkün değildir. Kendi delegesinin iradesine saygı duymayan bir kafadan demokratik bir tavır beklenebilir mi? Böyle bir  kafanın iktidara gelmesi halinde  o ülkede sağlıklı bir demokratik ortamın yeşermesi mümkün olabilir mi? Siyasi partilerin kongreleri  birer düğün günü olarak düşünülmeli , sevgiyle, saygıyla, hoşgörüyle kucaklaşılmalı partiyi iktidara taşımak için fikirlerin, ideallerin,  programların yarıştığı bir platform olarak değerlendirilmelidir. Bunu gerçekleştirebilen partiler bütünleşip , kartopu haline gelip her türlü engeli aşarak dağ gibi sorunların üstesinden gelebilir. Aksine muhalifleri sindirmek, gözdağı vermek ve itibarsızlaştırmak için olmadık ithamlarla saldırmak, onları kaplumbağa gibi ters çevireceği iddia etmek bir partinin kimyasını bozacak, fiziksel yapısında  deprem yaratacak şiddette bir söylemdir. Bu sözler ve ardından gelen eylemler günden güne kan kaybeden MHP’yi kritik bir eşiğe sürüklemiştir. MHP kendi bindiği dalı kesmektedir. Ülkücü irade diye diye ülkücü iradenin çanına ot tıkanmaktadır. Kapatılan onca il veyüzlerce  ilçe örgütü partinin kan kaybetmesine sebep olmaktadır. Bunu görmemek ve yapılacak ilk seçimde barajın altında kalma riskini hissetmemek inanın karanlıkta el yordamıyla yol bulmaya çalışmaktan farkı yoktur. Son olarak İzmir’de Tire, Selçuk, Menderes, Karaburun, Urla ilçe teşkilatları görevden alınmışlardır. Tire için konuşmak isterim ki; bu karar TireMHP  için büyük bir kayıptır, eminim ki diğer ilçe teşkilatları da kendi ilçeleriiçin kayıp olmuştur.  Daha önce de  olağanüstü kongre talebinde bulunan Meral Akşener’i  desteklediği için görevinden alınmak istenen Atakan Duran’ın yerine atamayı düşündükleri adayların “Biz Sayın Başkanın yerini dolduramayız “ diyerek görevi kibarca kabul etmeyen adayları kutluyorum. En azından seçilmiş bir ilçe başkanının yerinde gözlerinin olmadığını göstermesi bakımından bu  davranışları her türlü takdirin üzerindedir. Darbe girişimi ortamında şimdilik MHP’de yarışa ara verilmiş görünmektedir. Ancak bu kadar yanlışına rağmen mevcut iktidara bir alternatif bulunamaması Türk Demokrasinin bir kaybı ve ayıbıdır. Ortalık durulunca bu hain saldırının etkisi, sarsıntısı geçince demokrasi yolunda  ciddi adımların atılması kaçınılmazdır. Devlet ciddi bir restorasyona tabi tutulmadıkça bu yaralar zor kapanır. Ümitsizliğe yer yok; Milli Mücadele yıllarında Bursa Milletvekili Baha Bey  Meclis kürsüsünden Namık Kemal’in şu dizelerini okur: “Vatanın bağrına düşman dayanış hançerini, Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?”      Mustafa Kemal’in cevabı şöyle olur; “Vatanın bağrına dayasın düşman hançerini, Elbet bulunur kurtaracak bahtı kara maderini. Ben de Halim Yağcıoğlu’nun diliyle seslenmek istiyorum; İnanın Mustafa Kemaller ölmez, Mustafa Kemaller tükenmez.          
Ekleme Tarihi: 25 Ağustos 2016 - Perşembe

SÖZDE DEĞİL, ÖZDE DEMOKRAT OLABİLMEK

Gerçek manada demokratik bir ülkede yaşadığımızı söyleyemesek de Ülkemiz elhamdülillah demokrasi ile yönetilmektedir. (!)  Etrafımıza baktığımızda her şeye rağmen halimize şükretmek gerektiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Anayasamıza göre siyasi partiler ister iktidarda olsun, ister muhalefette  demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Bir başka deyişle  Anayasamıza göre demokrasimizinvar olabilmesiiçin siyasi partilerin var olması vaz geçilmez bir kuraldır.

Varlığının kaynağı ve güvencesi Anayasa olan ve demokrasinin olmazsa olmazı  siyasi partilerin demokrasiyi içselleştirmiş, benimsemiş ve uygulayabilme yeteneğini geliştirmiş olması gerekmez mi?

Ama maalesef demokrasinin bu vazgeçilmez unsurlarının bizatihi kendi içlerinde demokrasiye saygı yok. Demokrasinin kırıntılarını bile görebilmek mümkün değil. E peki bu partiler henüz kendi içlerinde demokrasiyi hazmedemedikleri göre böyle bir ortamda  ülke yönetiminde  demokrasiyi  gerçekleştirebilmeleri mümkün mü? Maalesef o da mümkün değil.

Ülkemizdeki demokrasinin hali pür melalini  tarif etmek için kitaplar değil, ciltler dolusu ansiklopediler gerekir diyerek noktalıyor ve konuyu MHP demokrasisine getirmek istiyorum.

MHP içinde” Ben partiyi  daha iyi yönetirim, hatta müzmin muhalefet partisi haline gelmiş MHP’yi iktidara taşırım” diye ortaya çıkan Genel Başkan adaylarının başlarına gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. Kendi tüzüğüne uygun olarak toplanmaya çalışılan kongreyi bile akıl almaz ayak oyunlarıyla engellemeye çalışmak bir siyasi partiye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Kongreden neden kaçılır, delegenin iradesinden neden korkulur anlayabilmek mümkün değildir. Kendi delegesinin iradesine saygı duymayan bir kafadan demokratik bir tavır beklenebilir mi? Böyle bir  kafanın iktidara gelmesi halinde  o ülkede sağlıklı bir demokratik ortamın yeşermesi mümkün olabilir mi?

Siyasi partilerin kongreleri  birer düğün günü olarak düşünülmeli , sevgiyle, saygıyla, hoşgörüyle kucaklaşılmalı partiyi iktidara taşımak için fikirlerin, ideallerin,  programların yarıştığı bir platform olarak değerlendirilmelidir. Bunu gerçekleştirebilen partiler bütünleşip , kartopu haline gelip her türlü engeli aşarak dağ gibi sorunların üstesinden gelebilir.

Aksine muhalifleri sindirmek, gözdağı vermek ve itibarsızlaştırmak için olmadık ithamlarla saldırmak, onları kaplumbağa gibi ters çevireceği iddia etmek bir partinin kimyasını bozacak, fiziksel yapısında  deprem yaratacak şiddette bir söylemdir.

Bu sözler ve ardından gelen eylemler günden güne kan kaybeden MHP’yi kritik bir eşiğe sürüklemiştir. MHP kendi bindiği dalı kesmektedir. Ülkücü irade diye diye ülkücü iradenin çanına ot tıkanmaktadır. Kapatılan onca il veyüzlerce  ilçe örgütü partinin kan kaybetmesine sebep olmaktadır. Bunu görmemek ve yapılacak ilk seçimde barajın altında kalma riskini hissetmemek inanın karanlıkta el yordamıyla yol bulmaya çalışmaktan farkı yoktur.

Son olarak İzmir’de Tire, Selçuk, Menderes, Karaburun, Urla ilçe teşkilatları görevden alınmışlardır. Tire için konuşmak isterim ki; bu karar TireMHP  için büyük bir kayıptır, eminim ki diğer ilçe teşkilatları da kendi ilçeleriiçin kayıp olmuştur.

 Daha önce de  olağanüstü kongre talebinde bulunan Meral Akşener’i  desteklediği için görevinden alınmak istenen Atakan Duran’ın yerine atamayı düşündükleri adayların “Biz Sayın Başkanın yerini dolduramayız “ diyerek görevi kibarca kabul etmeyen adayları kutluyorum. En azından seçilmiş bir ilçe başkanının yerinde gözlerinin olmadığını göstermesi bakımından bu  davranışları her türlü takdirin üzerindedir.

Darbe girişimi ortamında şimdilik MHP’de yarışa ara verilmiş görünmektedir. Ancak bu kadar yanlışına rağmen mevcut iktidara bir alternatif bulunamaması Türk Demokrasinin bir kaybı ve ayıbıdır. Ortalık durulunca bu hain saldırının etkisi, sarsıntısı geçince demokrasi yolunda  ciddi adımların atılması kaçınılmazdır. Devlet ciddi bir restorasyona tabi tutulmadıkça bu yaralar zor kapanır.

Ümitsizliğe yer yok; Milli Mücadele yıllarında Bursa Milletvekili Baha Bey  Meclis kürsüsünden Namık Kemal’in şu dizelerini okur:

“Vatanın bağrına düşman dayanış hançerini,

Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?”     

Mustafa Kemal’in cevabı şöyle olur;

“Vatanın bağrına dayasın düşman hançerini,

Elbet bulunur kurtaracak bahtı kara maderini.

Ben de Halim Yağcıoğlu’nun diliyle seslenmek istiyorum;

İnanın Mustafa Kemaller ölmez, Mustafa Kemaller tükenmez.

 

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.