Dün 16, bugün 15 şehit, yarınki sayı meçhul… Allah bu millete sabır versin, ateş bu sefer sadece düştüğü yeri yakmadı, bütün yurtta yangın var, yüreklerimiz kor gibi yanıyor. Bu acıya dayanılmaz, bu kalleş saldırılar karşısında koca Türk Devleti diz de çökmez, aman ne istiyorsanız verelim yeter ki kalleşliklere son verin demek de mümkün değil. Bu alçakların beklediği bir sonuç.Böyle bir sonuca bu millet razı olamaz. O halde tek yol var eşkiyaya haddini bildirmek. Onların anladığı dilden, anladıkları usulden.
Şu an suçlu aramanın zamanı değil, ama gelinen noktada hala suçu başkaları üzerine yıkmak eğilimini gördükçe onlara da sorumluluklarını hatırlatmak farz oluyor. Terörün başlaması AKP’nin suçu değil ama, bu günlere gelinmesinin müsebbibi AKP hükümetidir. “Kürt sorununu çözme mimarı benim” diye övünçle ortalıkta gezinen Cumhurbaşkanı bu sorunu çözme basiretini gösterebilseydi en büyük kahraman kim olacaktı? Şüphesiz Erdoğan… işler sarpa sarınca da sorumlusu tartışmasız Erdoğan’dır. Erdoğan ne diyor ; “ Biz çözüm için uğraşırken PKK silah ve cephane depolamakla meşguldü” PES DOĞRUSU, BU TERÖRÜN AZMASININ SORUMLUSU BİZİZ DEMEK DEĞİL Mİ? Bu çözüm sürecini çok kötü bir şekilde ve amatörce sürdürdünüz. Böyle bir milli meseleyi tek başınıza ve içeriğini kimseyle paylaşmadan, kimseye danışmadan halledelim de bundan büyük bir kazanç elde edelim düşüncesindeydiniz ve yanlışlar komedyasını oynadınız. Parlamento üyeleri, muhalefet liderleri olan biteni öğrenemedi. Kendi milletvekilleriniz bile terör örgütüyle neler konuştuğunuzu bilmeden size destek verdi. Vatandaş ise ne yaptığınızın farkına bile varamadı. Oslo’da terör örgütüyle masaya oturdunuz. “Teröristlerle görüştüğümüzü ispatlamayan namussuzdur, şerefsizdir” dediniz. Suçlu olduğunuz halde güçlü görünmeye çalıştınız. Teröristleri resmen devletin muhatabı haline getirdiniz ve onları güçlendirdiniz. Böylelikle onları terörist gibi değil, özgürlük savaşçıları konumuna getirerek gülerine güç kattınız. Sonradan pişkin pişkin PKK ile görüştüğünüzü kabul etmek zorunda kaldınız. Görüştüğünüzü söyleyenlerin namussuz ve şerefsiz olmadığı böylece ortaya çıkmış oldu. Şerefsizlikle itham ettiğiniz kimselere ve Türk Milletine bir özür borcunuz olmasına rağmen oralı bile olmadınız.
Sonra İmralı – Kandil arasında HDP’yi özel ulak tayin ettiniz, milletin parasıyla alınan devletin gemisiyle bu şahısları İmralı’ya habire taşıdınız. Terörist başını kurtarıcı pozisyonuna soktunuz. Mektuplarını meydanlarda dillendirmek üzere mitingler düzenlenmesine çanak tuttunuz. Habur da özel mahkemeler kurdunuz, devleti tehdit eden teröristlere selam durdunuz. Hainlerin tehdit dolu sözlerini duymazlıktan geldiniz. Diyarbakır Belediye başkanının şahsınıza “H…..ktir yolundaki hakaretlerini yalayıp yuttunuz. Elindeki silahı bırakmak bir yana bu silahı ensenize dayayan teröristlerle görüşmelere devam ederek onlara cesaret verdiniz. Yanlış başlayıp, hatalarla sürdürdüğünüz çözüm sevdanız nedeniyle yıllarca silahlı kuvvetlerimizle omuz omuza mücadele veren köy korucularını dımdızlak ortada bıraktınız. Onların pek çoğunu hain PKK’lılara yem ettiniz. Türk Silahlı Kuvvetlerini “Sizin iç güvenlikte göreviniz yok siz ancak dışarıdan gelecek tehditlere karşı sorumlusunuz “diyerek elini kolunu bağlayıp kışlasına hapsettiniz. Askerlerimizi uydurma Ergenekon, Balyoz, Casusluk davalarıyla canından bezdirdiniz, doğduklarına, asker olduklarına pişman ettiniz. Dünyada kendi ordusunu demoralize duruma düşürüp çökerten bir başka devlet var mıdır? bilmiyorum. Ama sanmıyorum. Görevdeki Genelkurmay Başkanını terör örgütü başkanı saymak ve yıllarca cezaevinde tutmak bir orduyu yıkmakla eşdeğer olduğunu görmediniz.
Kendinizden başka herkesi suçlu gördünüz ve ezmek için demokrasiyle asla bağdaşmayan yöntemleri kullandınız. Hakim suçlu, savcı suçlu, polis suçlu, avukat suçlu, öğretmen suçlu, işçi suçlu, gençlik suçlu, çiftçi suçlu, memur suçlu, esnaf suçlu, asker suçlu, muhalefet hepten suçlu, AKP’ye 400 MİLLETVEKİLİ VERMEYEN MİLLET suçlu, velhasıl ülkede suçlu olmayan yok, pardon bir kendileri bir de kendileri gibi düşünenler suçsuz, maşallah hepsi sütten çıkmış ak kaşık.
Hatta son günlerde şehitler bile suçlu, “Ne diye polis olurlar, ne diye asker olurlar? Onlar da başka bir meslek seçselerdi olmaz mıydı.?
Ben artık bugün isyan ediyorum, feryat ediyorum. Yeter artık herkesi suçlamayı bırak.
SUÇLU AYAĞA KALK !...