bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Şevket Bahçelioğlu
Köşe Yazarı
Şevket Bahçelioğlu
 

SUÇLU AYAĞA KALK !...

Dün 16, bugün 15 şehit, yarınki sayı meçhul… Allah bu millete  sabır versin,  ateş bu sefer sadece düştüğü yeri yakmadı,  bütün yurtta yangın var,   yüreklerimiz kor gibi yanıyor. Bu acıya dayanılmaz, bu kalleş saldırılar karşısında koca Türk Devleti diz de çökmez, aman ne istiyorsanız verelim yeter ki  kalleşliklere son verin demek de mümkün değil. Bu alçakların beklediği bir sonuç.Böyle bir sonuca bu millet razı olamaz. O halde tek yol var eşkiyaya haddini bildirmek. Onların anladığı dilden, anladıkları usulden. Şu an suçlu aramanın zamanı değil, ama gelinen   noktada hala suçu başkaları üzerine yıkmak eğilimini gördükçe onlara da sorumluluklarını hatırlatmak farz oluyor. Terörün başlaması AKP’nin  suçu değil ama, bu günlere gelinmesinin müsebbibi AKP hükümetidir. “Kürt sorununu çözme  mimarı benim” diye övünçle ortalıkta gezinen Cumhurbaşkanı bu sorunu çözme basiretini gösterebilseydi en büyük kahraman kim olacaktı? Şüphesiz Erdoğan… işler sarpa sarınca da sorumlusu tartışmasız Erdoğan’dır. Erdoğan ne diyor ; “ Biz çözüm için  uğraşırken PKK silah ve cephane depolamakla meşguldü” PES DOĞRUSU,  BU TERÖRÜN AZMASININ SORUMLUSU BİZİZ DEMEK  DEĞİL Mİ?   Bu çözüm sürecini çok kötü bir şekilde ve amatörce sürdürdünüz. Böyle bir milli meseleyi tek başınıza ve içeriğini kimseyle paylaşmadan, kimseye danışmadan halledelim de bundan büyük bir kazanç elde edelim düşüncesindeydiniz ve  yanlışlar komedyasını oynadınız.  Parlamento üyeleri, muhalefet liderleri olan biteni öğrenemedi.  Kendi milletvekilleriniz bile terör örgütüyle neler konuştuğunuzu bilmeden size destek verdi. Vatandaş ise ne yaptığınızın farkına bile varamadı. Oslo’da terör örgütüyle masaya oturdunuz. “Teröristlerle  görüştüğümüzü  ispatlamayan namussuzdur, şerefsizdir” dediniz.  Suçlu olduğunuz halde  güçlü görünmeye çalıştınız. Teröristleri resmen devletin muhatabı haline getirdiniz ve onları güçlendirdiniz. Böylelikle onları terörist gibi değil, özgürlük savaşçıları konumuna getirerek gülerine güç kattınız. Sonradan pişkin pişkin PKK ile görüştüğünüzü kabul etmek zorunda kaldınız. Görüştüğünüzü söyleyenlerin namussuz ve şerefsiz olmadığı böylece ortaya çıkmış oldu. Şerefsizlikle itham ettiğiniz kimselere ve Türk Milletine  bir özür borcunuz olmasına rağmen oralı bile olmadınız. Sonra İmralı – Kandil arasında HDP’yi özel ulak tayin ettiniz, milletin parasıyla alınan devletin gemisiyle bu şahısları İmralı’ya habire  taşıdınız. Terörist başını kurtarıcı pozisyonuna soktunuz. Mektuplarını meydanlarda dillendirmek üzere  mitingler düzenlenmesine çanak tuttunuz. Habur da özel mahkemeler kurdunuz, devleti tehdit eden teröristlere  selam durdunuz. Hainlerin tehdit dolu sözlerini duymazlıktan geldiniz.  Diyarbakır Belediye başkanının şahsınıza “H…..ktir yolundaki hakaretlerini yalayıp yuttunuz. Elindeki silahı bırakmak bir yana  bu silahı ensenize dayayan  teröristlerle görüşmelere  devam ederek onlara cesaret verdiniz.  Yanlış başlayıp, hatalarla sürdürdüğünüz çözüm sevdanız nedeniyle yıllarca silahlı kuvvetlerimizle omuz omuza mücadele veren  köy korucularını dımdızlak ortada bıraktınız. Onların pek çoğunu hain PKK’lılara  yem ettiniz. Türk  Silahlı Kuvvetlerini “Sizin iç güvenlikte göreviniz yok siz ancak dışarıdan gelecek tehditlere karşı sorumlusunuz “diyerek elini kolunu bağlayıp kışlasına hapsettiniz.  Askerlerimizi uydurma Ergenekon, Balyoz, Casusluk davalarıyla canından bezdirdiniz, doğduklarına, asker olduklarına pişman ettiniz. Dünyada kendi ordusunu demoralize duruma düşürüp çökerten bir başka devlet var mıdır? bilmiyorum. Ama sanmıyorum. Görevdeki Genelkurmay Başkanını terör örgütü başkanı saymak ve yıllarca cezaevinde tutmak bir orduyu yıkmakla eşdeğer olduğunu görmediniz. Kendinizden başka herkesi suçlu gördünüz ve ezmek için demokrasiyle asla bağdaşmayan yöntemleri kullandınız. Hakim suçlu, savcı suçlu, polis suçlu, avukat suçlu, öğretmen suçlu, işçi suçlu, gençlik suçlu, çiftçi suçlu, memur suçlu, esnaf suçlu, asker suçlu, muhalefet hepten suçlu, AKP’ye 400 MİLLETVEKİLİ VERMEYEN MİLLET suçlu, velhasıl ülkede suçlu olmayan yok, pardon bir kendileri bir de kendileri gibi düşünenler suçsuz, maşallah hepsi sütten çıkmış ak kaşık. Hatta son günlerde şehitler bile suçlu, “Ne diye polis olurlar, ne diye asker olurlar?  Onlar da başka bir meslek seçselerdi olmaz mıydı.? Ben  artık bugün isyan ediyorum, feryat ediyorum. Yeter artık herkesi suçlamayı bırak.  SUÇLU AYAĞA KALK !...
Ekleme Tarihi: 09 Eylül 2015 - Çarşamba

SUÇLU AYAĞA KALK !...

Dün 16, bugün 15 şehit, yarınki sayı meçhul… Allah bu millete  sabır versin,  ateş bu sefer sadece düştüğü yeri yakmadı,  bütün yurtta yangın var,   yüreklerimiz kor gibi yanıyor. Bu acıya dayanılmaz, bu kalleş saldırılar karşısında koca Türk Devleti diz de çökmez, aman ne istiyorsanız verelim yeter ki  kalleşliklere son verin demek de mümkün değil. Bu alçakların beklediği bir sonuç.Böyle bir sonuca bu millet razı olamaz. O halde tek yol var eşkiyaya haddini bildirmek. Onların anladığı dilden, anladıkları usulden.

Şu an suçlu aramanın zamanı değil, ama gelinen   noktada hala suçu başkaları üzerine yıkmak eğilimini gördükçe onlara da sorumluluklarını hatırlatmak farz oluyor. Terörün başlaması AKP’nin  suçu değil ama, bu günlere gelinmesinin müsebbibi AKP hükümetidir. “Kürt sorununu çözme  mimarı benim” diye övünçle ortalıkta gezinen Cumhurbaşkanı bu sorunu çözme basiretini gösterebilseydi en büyük kahraman kim olacaktı? Şüphesiz Erdoğan… işler sarpa sarınca da sorumlusu tartışmasız Erdoğan’dır. Erdoğan ne diyor ; “ Biz çözüm için  uğraşırken PKK silah ve cephane depolamakla meşguldü” PES DOĞRUSU,  BU TERÖRÜN AZMASININ SORUMLUSU BİZİZ DEMEK  DEĞİL Mİ?   Bu çözüm sürecini çok kötü bir şekilde ve amatörce sürdürdünüz. Böyle bir milli meseleyi tek başınıza ve içeriğini kimseyle paylaşmadan, kimseye danışmadan halledelim de bundan büyük bir kazanç elde edelim düşüncesindeydiniz ve  yanlışlar komedyasını oynadınız.  Parlamento üyeleri, muhalefet liderleri olan biteni öğrenemedi.  Kendi milletvekilleriniz bile terör örgütüyle neler konuştuğunuzu bilmeden size destek verdi. Vatandaş ise ne yaptığınızın farkına bile varamadı. Oslo’da terör örgütüyle masaya oturdunuz. “Teröristlerle  görüştüğümüzü  ispatlamayan namussuzdur, şerefsizdir” dediniz.  Suçlu olduğunuz halde  güçlü görünmeye çalıştınız. Teröristleri resmen devletin muhatabı haline getirdiniz ve onları güçlendirdiniz. Böylelikle onları terörist gibi değil, özgürlük savaşçıları konumuna getirerek gülerine güç kattınız. Sonradan pişkin pişkin PKK ile görüştüğünüzü kabul etmek zorunda kaldınız. Görüştüğünüzü söyleyenlerin namussuz ve şerefsiz olmadığı böylece ortaya çıkmış oldu. Şerefsizlikle itham ettiğiniz kimselere ve Türk Milletine  bir özür borcunuz olmasına rağmen oralı bile olmadınız.

Sonra İmralı – Kandil arasında HDP’yi özel ulak tayin ettiniz, milletin parasıyla alınan devletin gemisiyle bu şahısları İmralı’ya habire  taşıdınız. Terörist başını kurtarıcı pozisyonuna soktunuz. Mektuplarını meydanlarda dillendirmek üzere  mitingler düzenlenmesine çanak tuttunuz. Habur da özel mahkemeler kurdunuz, devleti tehdit eden teröristlere  selam durdunuz. Hainlerin tehdit dolu sözlerini duymazlıktan geldiniz.  Diyarbakır Belediye başkanının şahsınıza “H…..ktir yolundaki hakaretlerini yalayıp yuttunuz. Elindeki silahı bırakmak bir yana  bu silahı ensenize dayayan  teröristlerle görüşmelere  devam ederek onlara cesaret verdiniz.  Yanlış başlayıp, hatalarla sürdürdüğünüz çözüm sevdanız nedeniyle yıllarca silahlı kuvvetlerimizle omuz omuza mücadele veren  köy korucularını dımdızlak ortada bıraktınız. Onların pek çoğunu hain PKK’lılara  yem ettiniz. Türk  Silahlı Kuvvetlerini “Sizin iç güvenlikte göreviniz yok siz ancak dışarıdan gelecek tehditlere karşı sorumlusunuz “diyerek elini kolunu bağlayıp kışlasına hapsettiniz.  Askerlerimizi uydurma Ergenekon, Balyoz, Casusluk davalarıyla canından bezdirdiniz, doğduklarına, asker olduklarına pişman ettiniz. Dünyada kendi ordusunu demoralize duruma düşürüp çökerten bir başka devlet var mıdır? bilmiyorum. Ama sanmıyorum. Görevdeki Genelkurmay Başkanını terör örgütü başkanı saymak ve yıllarca cezaevinde tutmak bir orduyu yıkmakla eşdeğer olduğunu görmediniz.

Kendinizden başka herkesi suçlu gördünüz ve ezmek için demokrasiyle asla bağdaşmayan yöntemleri kullandınız. Hakim suçlu, savcı suçlu, polis suçlu, avukat suçlu, öğretmen suçlu, işçi suçlu, gençlik suçlu, çiftçi suçlu, memur suçlu, esnaf suçlu, asker suçlu, muhalefet hepten suçlu, AKP’ye 400 MİLLETVEKİLİ VERMEYEN MİLLET suçlu, velhasıl ülkede suçlu olmayan yok, pardon bir kendileri bir de kendileri gibi düşünenler suçsuz, maşallah hepsi sütten çıkmış ak kaşık.

Hatta son günlerde şehitler bile suçlu, “Ne diye polis olurlar, ne diye asker olurlar?  Onlar da başka bir meslek seçselerdi olmaz mıydı.?

Ben  artık bugün isyan ediyorum, feryat ediyorum. Yeter artık herkesi suçlamayı bırak.

 SUÇLU AYAĞA KALK !...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.