İki kişinin bildiği bir konu sır olmaktan çıkmıştır.
13 yıldır iktidarda kalan AKP yöneticileri öyle şeyler söyledi ki o söylenen sözlerin bir tanesi bile bir hükümeti yıkacak kadar etkili olduğunu bildikleri için çoğu zaman söylediklerini inkar ettiler. Ama gerçekler eninde sonunda gün yüzüne çıkar ve söyleyenleri toplumun yüzüne bakamayacak duruma düşürür. 13 yıldır söyledikleri sözleri ve gerçekleri alt alta yazsak inanın bir ansiklopediye sığmaz.
Ben burada satırbaşlarıyla bazı sözleri ve ardındaki gerçekleri dile getirerek iktidar sahiplerinin çizdiği zigzagları gözler önüne sermek ve niyetlerini komu oyunun dikkatlerine sunmak istiyorum .
NAMUSSUZ VE ŞEREFSİZLİK
1 - “Oslo’da teröristlerle görüştüğümüzü ıspat edemezlerse namussuzdurlar, şerefsizdirler.” Muhalefet liderlerinin iddiaları için Recep Tayyip Erdoğan’ın inkar sözleriydi bunlar.
2- Üç ay sonra “Teröristlerle hükümet değil, devlet görüştü” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın itirafı.
3 - Altı ay sonra aynı konuda gerçeğin bizzat başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ifşası. “ Oraya görüşmeleri için ben gönderdim, gerekirse yine gönderirim.” Gerçek üç aşamada ortaya çıkmıştır.
Böylelikle teröristlerle AKP iktidarı Oslo’da görüşüyorlar diyen muhalefet liderlerinin namus ve şerefi kurtulmuştur.
KUMPAS
1 - Recep Tayyip Erdoğan “ Ergenekon, Balyoz davaları için “ Ben bu davaların savcısıyım” dedi. Gerçeği gören aydınlar “ Bu davalar Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı kurulmuş düzmece davalardır “ dedi, R. T. Erdoğan ve iktidar yandaşları inandırılamadı. Kumpası gören bizler Ergenekoncu sayıldık.
2 - Yüzlerce TSK mensubu yıllarca tutsak edilip zindanlarda çürütüldü. Sonunda Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan TSK’ya kumpas kuruldu” dedi. Başbakan R.T. Erdoğan ise “ aldatıldık “ dedi. Savcısı olduğu davanın günahını başkalarının üzerine yıkıverdi. Bazılarına da “Allah bu ülkeyi aldatılan savcılardan korusun “ demek düştü.
DENİZ FENERİ
Almanya’da temiz ve yardımsever insanlardan fakirlere ulaştırılmak üzere yardım toplandı. Yardımların büyük bölümü yerine ulaştırılmayıp toz oldu. Alman Savcısı Almanya’daki şüphelileri yargıladı mahkum etti. Yolsuzluğun büyük ayağı Türkiye’de olduğu iddia edildi. Ama savcılar ve hakimler değiştirilerek davalar sonuçlandırıldı. Şüphelilerin tertemiz olduğu hükmüne varıldı. Gerçekler şimdilik anlaşılamadı.
17 - 25 ARALIK
Bakanların ve Başbakanın çocuklarının telefonları dinlendi bakan çocuklarının evlerine baskınlar düzenlendi . İnanılmaz görüntü ve telefon tapelerine ulaşıldı. Paralar ortalığa saçıldı. Ama bu paraları buralara polisler koymuştu. ( ! ) Savcılar, hakimler, polisler, polis müdürleri hallaç pamuğu gibi savruldu. Sonunda takipsizlik kararı verildi. TBMM de soruşturma önergesi AKP’li milletvekillerinin oylarıyla aklandı. Polislerin koyduğu söylenen paralar Pazar arabalarına yüklenerek faizleriyle birlikte götürüldü. Rüşvet almadılarsa bile koymadıkları bu paraları alıp götürmekle şimdi hırsızlık yapmış olmadılar mı? Şimdilik dava kapanmış durumda.
GEZİ
1 - Başbakan Dolmabahçe camiine eylemciler girdi içki içtiler “dedi. Cami imamı “ Ben din adamıyım yalan söyleyememem ,böyle terbiyesizlik görmedim” dedi. İddia ortada kaldı. Zavallı imam Türkiye kazan O kepçe köşe bucak sürüldü.
2 – Sayın Başbakanımız “Üstleri çıplak 80 – 100 kişi Kabataş vapur iskelesinde kucağında çocuğu olan başörtülü bir kardeşimize saldırdılar, hatta üstünü pislediler, elimizde belgeler var ” dedi. Belge gösterilmedi. Müdde - i iddiasını ıspatlamakla mükelleftir sözünü çok benimseyip herkesten iddiasını ıspatlamayı bekleyen Başbakanımız iddiasını ıspatlamak için ciddi bir çaba harcamadı. İddia ortada kaldı.
MİT TIRLARI KAFAMI TIRLATTI
MİT tırları Suriye’ye silah sevk ediyor diye durduruldu. Soruşturmanın savcısı, hakimi, polisi, polis müdürü darmadağın edildi. Vatana ihanetten yargılanıyorlar. İnsani yardım taşıyan tırları durdurup, aramaya kalmak niçin vatana ihanet olsun aklım ermedi. İnsani yardım taşımak suç mu? Ben olsam kapılarını ardına kadar açar, aha burada ilaç var, nohut var, fasulye, pirinç var diye gerine gerine gösterir, bunca dedikoduya sebep olmazdım. Milletin içine şüphe katmazdım, bunca insanın canını yakmazdım.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin AKTAY “ MİT tırları Suriye’deki muhaliflere Özgür Suriye Ordusuna silah taşıyordu.” Dedi. Hiç kimse oralı olmadı, ne diyorsun sen? diyen de çıkmadı. Can Dündar tırların fotoğraflarını yayınladı dünya neredeyse başına yıkılacak. Cumhurbaşkanı “ Ben O’nun yanına bırakmam “ diyor. Yasin Aktay’ın yanında mı kalacak Sayın Cumhurbaşkanım?