Yıkılan koca bir imparatorluğun külleri arasından yepyeni bir devletin kuruluşuna öncülük eden, dünyanın gerçek lideri ve mazlum milletlerin ilham kaynağı olan büyük önder Mustafa Kemal Atatürk bizi sadece düşmanlardan kurtaran bir lider değildir. O askeri zaferin ardından çürümüş ve kokuşmuş bir yönetim tarzı olan monarşik yönetimi yıkarak insanlık tarihinin en olgun, insanlık idealine en uygun yönetim tarzı olan Cumhuriyet yönetimini Türk toplumuna kazandırmış muhteşem bir devlet adamıdır.
Bu yüzden Mustafa Kemal Atatürk “ Benim en büyük eserim Cumhuriyettir” diye nitelendirmiştir. Evet Atatürk'ün en büyük eseri Cumhuriyettir. Cumhuriyet fazilettir, erdemli olmaktır. Çağdaşlıktır, kardeşliktir, onurlu yaşamaktır, insan olmanın bilincine varmaktır. Hak ve adaletin tesisidir, ileri gitmektir, eşitliktir, ülke kazanımlarını birlikte paylaşmaktır. Cumhuriyet halkın birliğidir, özgürlüğün insan haklarının güvencesidir. Cumhuriyet sevince ve kedere ortak olmaktır, acıları birlikte paylaşmaktır. Kısaca Cumhuriyet insanca yaşamaktır.
Tabii ki sözünü ettiğimiz Cumhuriyet, demokrasi ile yoğrulmuş ise , demokrasinin bütün kurallarıyla işlemesiyle anlam kazanır. Gerçek demokratik cumhuriyetten söz ederken, devletin üç temel erki olan yasama, yürütme ve yargının anayasalarla farklı kurumlara veya kişilere verilmesi anlamına gelen “Kuvvetler ayrılığı ilkesinin “ geçerli olduğu ülkelerden bahsediyorum. Bütün yetkilerin bir tek kişinin elinde toplandığı yönetim tarzına, adına cumhuriyet dense bile demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Bu özellikler yoksa Cumhuriyet sadece bir şekilden ibaret kalır. Bu tür adı cumhuriyet olan ülkeler de günümüzde hala yaşamaktadır. Bunlara cumhuriyet adı verilse bile aslında bunlar birer totaliter rejimden ibarettir.
91. yılını kutladığımız Cumhuriyetimizin gerçek anlamda Demokratik Cumhuriyete ulaşıp ulaşılmadığını merak edenlere tavsiyem; etrafınızda olup bitenlere objektif bir gözle bakın derim. Anayasamızda tarif edilen devletin üç temel fonksiyonu olan yasama ( Kanun yapma), yürütme ( Devlet işlerini yasalara göre yürütme), yargı ( Yasalara uygun davranmayanların mahkemelerce yargılanıp cezalandırılması) yetkilerinin yine anayasamızda belirtilen organlar tarafından kullanılıp kullanılmadığını gözlemleyin bu yetkiler Anayasamızda belirtilen farklı organlar tarafından kullanılıyorsa o zaman bizim cumhuriyetimiz demokratik Cumhuriyet anlayışına yaklaşmış demektir. ( Tam anlamıyla Demokratik Cumhuriyetten söz edebilmek için daha pek çok unsura göz atmak gerekiyor elbette.) Teşhisi ve takdiri okurlarımın engin tecrübelerine ve takdirlerine bırakıyorum.
Atatürk en büyük eserini "Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. CUMHURİYET'İ biz kurduk, O'nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz."
Diyerek Cumhuriyeti Türk gençliğinin uyanık bekçiliğine emanet etmiştir
Türk genci Atasının eserlerini kanının son damlasına kadar koruma ve savunma bilinciyle yetiştirilmelidir. Bu görev hem devletin hem de toplumun en temel görevleri arasındadır.
Anasayfa
Yazarlar
Şevket Bahçelioğlu
Yazı Detayı
Bu yazı 992+ kez okundu.
CUMHURİYET DİLDE DEĞİL GÖNÜLLERDE OLMALIDIR
Yıkılan koca bir imparatorluğun külleri arasından yepyeni bir devletin kuruluşuna öncülük eden, dünyanın gerçek lideri ve mazlum milletlerin ilham kaynağı olan büyük önder Mustafa Kemal Atatürk bizi sadece düşmanlardan kurtaran bir lider değildir. O askeri zaferin ardından çürümüş ve kokuşmuş bir yönetim tarzı olan monarşik yönetimi yıkarak insanlık tarihinin en olgun, insanlık idealine en uygun yönetim tarzı olan Cumhuriyet yönetimini Türk toplumuna kazandırmış muhteşem bir devlet adamıdır.Bu yüzden Mustafa Kemal Atatürk “ Benim en büyük eserim Cumhuriyettir” diye nitelendirmiştir. Evet Atatürk'ün en büyük eseri Cumhuriyettir. Cumhuriyet fazilettir, erdemli olmaktır. Çağdaşlıktır, kardeşliktir, onurlu yaşamaktır, insan olmanın bilincine varmaktır. Hak ve adaletin tesisidir, ileri gitmektir, eşitliktir, ülke kazanımlarını birlikte paylaşmaktır. Cumhuriyet halkın birliğidir, özgürlüğün insan haklarının güvencesidir. Cumhuriyet sevince ve kedere ortak olmaktır, acıları birlikte paylaşmaktır. Kısaca Cumhuriyet insanca yaşamaktır. Tabii ki sözünü ettiğimiz Cumhuriyet, demokrasi ile yoğrulmuş ise , demokrasinin bütün kurallarıyla işlemesiyle anlam kazanır. Gerçek demokratik cumhuriyetten söz ederken, devletin üç temel erki olan yasama, yürütme ve yargının anayasalarla farklı kurumlara veya kişilere verilmesi anlamına gelen “Kuvvetler ayrılığı ilkesinin “ geçerli olduğu ülkelerden bahsediyorum. Bütün yetkilerin bir tek kişinin elinde toplandığı yönetim tarzına, adına cumhuriyet dense bile demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Bu özellikler yoksa Cumhuriyet sadece bir şekilden ibaret kalır. Bu tür adı cumhuriyet olan ülkeler de günümüzde hala yaşamaktadır. Bunlara cumhuriyet adı verilse bile aslında bunlar birer totaliter rejimden ibarettir. 91. yılını kutladığımız Cumhuriyetimizin gerçek anlamda Demokratik Cumhuriyete ulaşıp ulaşılmadığını merak edenlere tavsiyem; etrafınızda olup bitenlere objektif bir gözle bakın derim. Anayasamızda tarif edilen devletin üç temel fonksiyonu olan yasama ( Kanun yapma), yürütme ( Devlet işlerini yasalara göre yürütme), yargı ( Yasalara uygun davranmayanların mahkemelerce yargılanıp cezalandırılması) yetkilerinin yine anayasamızda belirtilen organlar tarafından kullanılıp kullanılmadığını gözlemleyin bu yetkiler Anayasamızda belirtilen farklı organlar tarafından kullanılıyorsa o zaman bizim cumhuriyetimiz demokratik Cumhuriyet anlayışına yaklaşmış demektir. ( Tam anlamıyla Demokratik Cumhuriyetten söz edebilmek için daha pek çok unsura göz atmak gerekiyor elbette.) Teşhisi ve takdiri okurlarımın engin tecrübelerine ve takdirlerine bırakıyorum.Atatürk en büyük eserini "Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. CUMHURİYET'İ biz kurduk, O'nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz."Diyerek Cumhuriyeti Türk gençliğinin uyanık bekçiliğine emanet etmiştirTürk genci Atasının eserlerini kanının son damlasına kadar koruma ve savunma bilinciyle yetiştirilmelidir. Bu görev hem devletin hem de toplumun en temel görevleri arasındadır.
Ekleme
Tarihi: 29 Ekim 2014 - Çarşamba
CUMHURİYET DİLDE DEĞİL GÖNÜLLERDE OLMALIDIR
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.