bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Şevket Bahçelioğlu
Köşe Yazarı
Şevket Bahçelioğlu
 

HAKLILIĞINA GÜVENME

Üzülecek o kadar neden var ki çevremizde, hangi birine değineceğimize şaşırıyor insan. Eğitim, sağlık, geçim sıkıntısı başta olmak üzere güncel pek çok nedenle günlerimiz neredeyse zehir oluyor.   Saydığım bu nedenlerle birlikte beni en çok üzen konuların başında trafık sorunu ve trafik kazalarıdır. Epeydir dile getirmeyi düşündüğüm bu konularda İstanbul’dan bir genç dostumun serzenişi bu konuyu ele almamı kaçınılmaz yaptı diyebilirim. Sosyal medya sayfalarımızın müdavimi olan bu genç “ Şevket Amca nedir Tire’deki bu trafik kazalarının sebebi” deyince eee bu konuyu yazmam şart oldu diye düşündüm.   Değerli dostlar gerek Büyük Tire Gazetemizde, gerekse sosyal medya hesaplarımızda haberlerin yarısına yakını trafik kazaları oluşturuyor. Biz bu haberleri yapmaktan inanın büyük üzüntü duymaktayız. Bu konu üzerinde herkesin kafa yorması kaçınılmaz oldu diyebilirim. Ben de aklımın erdiğince bu konuyu kamuoyuyla paylaşıp bazı uyarılarda bulunmayı bir görev biliyorum. İnşallah faydalı olurum.   1986 yılında aldığım ehliyetle bugüne kadar her yıl Ekvator uzunluğunda 40 bin km lik bir yol kat ettim. Bu hesapla bu güne kadar dünya etrafında 34 tur yapmış sayılırım, 40 binle çarptığımızda yaklaşık olarak bir milyon km nin üzerinde yol yapmışım. Dile kolay bunca yol yapmama rağmen önemli bir kazaya ne karıştım ne de sebebiyet verdim. Zaten çok önemli bir hatayapmak ikinci bir hata yapmanıza fırsat vermeyebilir. Bu tecrübeler sebebiyle trafik konusunda dostlarıma nasihat edebilme hakkını kendimde görebiliyorum. Tıpkı sigaranın zararları konusunda öğrencilerime ve dostlarıma uyarılarda bulunma hakkını kendimde görebildiğim gibi. ( Sigara konusunda da tam 41 yıldır perhizliyim.)   Bu uzun peşrevden sonra  sadede gelmek istiyorum. Büyük Tire Gazetesi olarak trafik kazaları haber yaptığımız konuların başında geliyor. Yukarda da değindiğim gibi biz bu tür haberleri ne duymak istiyor ne de duyurmaktan zevk alıyoruz. İnanın keşke bu haberleri yapacağımıza hemşehrilerimize daha güzel, daha ferah haberler verebilsek.   Peki bu kazalar niçin oluyor? Nedeni pek çok ama en önemlisi dikkatsizlik ve kurallara uymamak denebilir. Ben bugün sadece ikisinin üzerinde durmakla yetineceğim.   Son zamanlarda kurallarda iki önemli değişiklik yapıldı. Bunlardan biri yaya geçitlerinde ve ışıklı kavşaklarda yayaya geçiş üstünlüğü tanınmak, ikincisi ise döner kavşaklarda kavşakta dönmekte olan aracın geçiş üstünlüğüne sahip olmasıdır. Uygulamaya baktığımızda tam bir facia ile karşılaşıyoruz. Yayaların geçiş üstünlüğüne sahip olduğuna aldırış eden yok denecek kadar az olduğunu görüyorum.   Direksiyon başına oturan beyler , hanımefendiler  hiç aldırış etmeden, yaya geçidinden geçmeye hazırlanan vatandaşları adeta görmek istemeyen bir tavırla  tam gaz gidiyorlar. Yol benim deyip geçmeye kalkışan yayanın vay haline. Aman dikkat ; pervasız, kural tanımaz bir sürücünün kurbanı olabilirsiniz.Bir de işin tersi olabiliyor, geçenlerde sosyal medyadan bir vatandaşın paylaşımına göre yaya geçidinden geçmekte olan bir yaya elindeki cep telefonundan gözlerini ayırmadan Kordon boyunda geziye çıkmış gibi salına salına geçiyorsa o da bir hakkı istismar ediyor demektir. En doğrusunu yine Uzakdağu'dan bir video kaydını izleyince görüyoruz:  Yaya geçidinde araç sürücüsü  duruyor, yayanın geçişine izin veriyor, yaya emin adımlarla ve hızlıca karşıya geçiyor, sonra da dönüp  başıyla referans yapıp, saygı gösterisinde bulunuyor. Bu bir centilmenlik ve medeniyet ölçüsü olmalıdır.   Geleyim döner kavşak meselesine: Aman dikkat; döner kavşaklardaki sürücüler, geçiş üstünlüğü bana ait ben önce yoluma devam etmeliyim diye düşünüyorsanız yanılırsınız. Bu husus henüz kavranabilmiş değil eskiden olduğu gibi sağdan gelen her halükarda basıp yoluna devam ediyor. Yaşadığım olaylardan sadece bir iki örnek vermem bu konudaki doğru ve yanlışlara merhem olur kanaatindeyim. şehrimizin önemli döner kavşaklarından birinde dönmeye hazırlanıyorum. Kavşağın içindeyim, kurallara göre önce benim geçmem gerek, ama ne mümkün,  sağdan gelen bir bayan sürücü baston yutmuş gibi sağına soluna bakmadan tam gaz önümden geçip gidiyor. Yol benim diye düşünsem tam orta yerden beni ikiye bölecek.   Bir başka yaşadığım olaya işaret etmek istiyorum; Bayındır'da bir döner kavşaktayım. Solumda tam döner kavşağın ortasında ağır yüküyle bir tır yol almaya çalışıyor. Ben duble yoldan gelmeme rağmen durup onun geçmesini bekliyorum. Tır şoförü davranışımı beğenmiş olmalı ki eğilip eliyle selam veriyor.  O geçtikten sonra ben de döner kavşakta dönerek İzmir istikametinde ilerliyorum çok kısa bir süre sonra da O'nu  sollayıp geçmek üzerindeyken bakıyorum şoför yine eliyle selam veriyor. Demek ki davranışımı ziyadesiyle beğenmiş ki tekrar tekrar teşekkür ediyor.   Değerli dostlar kendimi methetmiş gibi olmadım değil mi ? Böyle anlaşıldıysan özür dilerim. Niyetim sadece bir kötü bir de iyi örnek sunmaktı. Onu da kendimden verdim o kadar.   Tekrar edeyim trafikte yüzde yüz haklı da olabilirsiniz, ama kazaya karışırsanız ve kötü bir sonuçla biterse bu kaza haklılığınız neye yarar?   Sonuç olarak trafik ve yaşadığımız hayat bir kurallar sistemidir. Kurallara uyduğumuz sürece hem kendimiz mutlu oluruz, hem de çevremize mutluluk veririz.     Benden size bir ağabey, bir baba nasihati ; kurallara uyun , kurallara uymayanlarla karşılaşırsanız onlara hatasını telafi edebilecekleri bir fırsat verin. Özellikle kavşaklarda hızınızı mutlaka azaltın. Haklılığınıza hiç güvenmeyin. Yoksa kaza kaçınılmaz olur.   Allah hepinizi kazalardan , belalardan korusun.
Ekleme Tarihi: 17 Aralık 2020 - Perşembe

HAKLILIĞINA GÜVENME

Üzülecek o kadar neden var ki çevremizde, hangi birine değineceğimize şaşırıyor insan. Eğitim, sağlık, geçim sıkıntısı başta olmak üzere güncel pek çok nedenle günlerimiz neredeyse zehir oluyor.

 

Saydığım bu nedenlerle birlikte beni en çok üzen konuların başında trafık sorunu ve trafik kazalarıdır. Epeydir dile getirmeyi düşündüğüm bu konularda İstanbul’dan bir genç dostumun serzenişi bu konuyu ele almamı kaçınılmaz yaptı diyebilirim. Sosyal medya sayfalarımızın müdavimi olan bu genç “ Şevket Amca nedir Tire’deki bu trafik kazalarının sebebi” deyince eee bu konuyu yazmam şart oldu diye düşündüm.

 

Değerli dostlar gerek Büyük Tire Gazetemizde, gerekse sosyal medya hesaplarımızda haberlerin yarısına yakını trafik kazaları oluşturuyor. Biz bu haberleri yapmaktan inanın büyük üzüntü duymaktayız. Bu konu üzerinde herkesin kafa yorması kaçınılmaz oldu diyebilirim. Ben de aklımın erdiğince bu konuyu kamuoyuyla paylaşıp bazı uyarılarda bulunmayı bir görev biliyorum. İnşallah faydalı olurum.

 

1986 yılında aldığım ehliyetle bugüne kadar her yıl Ekvator uzunluğunda 40 bin km lik bir yol kat ettim. Bu hesapla bu güne kadar dünya etrafında 34 tur yapmış sayılırım, 40 binle çarptığımızda yaklaşık olarak bir milyon km nin üzerinde yol yapmışım. Dile kolay bunca yol yapmama rağmen önemli bir kazaya ne karıştım ne de sebebiyet verdim. Zaten çok önemli bir hatayapmak ikinci bir hata yapmanıza fırsat vermeyebilir. Bu tecrübeler sebebiyle trafik konusunda dostlarıma nasihat edebilme hakkını kendimde görebiliyorum. Tıpkı sigaranın zararları konusunda öğrencilerime ve dostlarıma uyarılarda bulunma hakkını kendimde görebildiğim gibi. ( Sigara konusunda da tam 41 yıldır perhizliyim.)

 

Bu uzun peşrevden sonra  sadede gelmek istiyorum. Büyük Tire Gazetesi olarak trafik kazaları haber yaptığımız konuların başında geliyor. Yukarda da değindiğim gibi biz bu tür haberleri ne duymak istiyor ne de duyurmaktan zevk alıyoruz. İnanın keşke bu haberleri yapacağımıza hemşehrilerimize daha güzel, daha ferah haberler verebilsek.

 

Peki bu kazalar niçin oluyor? Nedeni pek çok ama en önemlisi dikkatsizlik ve kurallara uymamak denebilir. Ben bugün sadece ikisinin üzerinde durmakla yetineceğim.

 

Son zamanlarda kurallarda iki önemli değişiklik yapıldı. Bunlardan biri yaya geçitlerinde ve ışıklı kavşaklarda yayaya geçiş üstünlüğü tanınmak, ikincisi ise döner kavşaklarda kavşakta dönmekte olan aracın geçiş üstünlüğüne sahip olmasıdır. Uygulamaya baktığımızda tam bir facia ile karşılaşıyoruz. Yayaların geçiş üstünlüğüne sahip olduğuna aldırış eden yok denecek kadar az olduğunu görüyorum.

 

Direksiyon başına oturan beyler , hanımefendiler  hiç aldırış etmeden, yaya geçidinden geçmeye hazırlanan vatandaşları adeta görmek istemeyen bir tavırla  tam gaz gidiyorlar. Yol benim deyip geçmeye kalkışan yayanın vay haline. Aman dikkat ; pervasız, kural tanımaz bir sürücünün kurbanı olabilirsiniz.Bir de işin tersi olabiliyor, geçenlerde sosyal medyadan bir vatandaşın paylaşımına göre yaya geçidinden geçmekte olan bir yaya elindeki cep telefonundan gözlerini ayırmadan Kordon boyunda geziye çıkmış gibi salına salına geçiyorsa o da bir hakkı istismar ediyor demektir. En doğrusunu yine Uzakdağu'dan bir video kaydını izleyince görüyoruz:  Yaya geçidinde araç sürücüsü  duruyor, yayanın geçişine izin veriyor, yaya emin adımlarla ve hızlıca karşıya geçiyor, sonra da dönüp  başıyla referans yapıp, saygı gösterisinde bulunuyor. Bu bir centilmenlik ve medeniyet ölçüsü olmalıdır.

 

Geleyim döner kavşak meselesine: Aman dikkat; döner kavşaklardaki sürücüler, geçiş üstünlüğü bana ait ben önce yoluma devam etmeliyim diye düşünüyorsanız yanılırsınız. Bu husus henüz kavranabilmiş değil eskiden olduğu gibi sağdan gelen her halükarda basıp yoluna devam ediyor. Yaşadığım olaylardan sadece bir iki örnek vermem bu konudaki doğru ve yanlışlara merhem olur kanaatindeyim. şehrimizin önemli döner kavşaklarından birinde dönmeye hazırlanıyorum. Kavşağın içindeyim, kurallara göre önce benim geçmem gerek, ama ne mümkün,  sağdan gelen bir bayan sürücü baston yutmuş gibi sağına soluna bakmadan tam gaz önümden geçip gidiyor. Yol benim diye düşünsem tam orta yerden beni ikiye bölecek.

 

Bir başka yaşadığım olaya işaret etmek istiyorum; Bayındır'da bir döner kavşaktayım. Solumda tam döner kavşağın ortasında ağır yüküyle bir tır yol almaya çalışıyor. Ben duble yoldan gelmeme rağmen durup onun geçmesini bekliyorum. Tır şoförü davranışımı beğenmiş olmalı ki eğilip eliyle selam veriyor.  O geçtikten sonra ben de döner kavşakta dönerek İzmir istikametinde ilerliyorum çok kısa bir süre sonra da O'nu  sollayıp geçmek üzerindeyken bakıyorum şoför yine eliyle selam veriyor. Demek ki davranışımı ziyadesiyle beğenmiş ki tekrar tekrar teşekkür ediyor.

 

Değerli dostlar kendimi methetmiş gibi olmadım değil mi ? Böyle anlaşıldıysan özür dilerim. Niyetim sadece bir kötü bir de iyi örnek sunmaktı. Onu da kendimden verdim o kadar.

 

Tekrar edeyim trafikte yüzde yüz haklı da olabilirsiniz, ama kazaya karışırsanız ve kötü bir sonuçla biterse bu kaza haklılığınız neye yarar?

 

Sonuç olarak trafik ve yaşadığımız hayat bir kurallar sistemidir. Kurallara uyduğumuz sürece hem kendimiz mutlu oluruz, hem de çevremize mutluluk veririz.

 

 

Benden size bir ağabey, bir baba nasihati ; kurallara uyun , kurallara uymayanlarla karşılaşırsanız onlara hatasını telafi edebilecekleri bir fırsat verin. Özellikle kavşaklarda hızınızı mutlaka azaltın. Haklılığınıza hiç güvenmeyin. Yoksa kaza kaçınılmaz olur.

 

Allah hepinizi kazalardan , belalardan korusun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.