Ünlü şair ve yazar Peyami Safa diyor ki : " Tarihinin sürekliliğini kaybeden bir millet, her şeyini kaybetmeye mahkumdur. Hafızası parça parça kopmuş bir akıl hastası gibi, geçmişiyle, hatıralarıyla ve benliğini terkip eden bütün varlık unsurlarıyla ilgisi kesilmiştir. Yabancı tesir ve müdahalelere, yabancı korumaya hazır ve muhtaç bir halde, önce bağımsızlığını sonra da bütün milli şahsiyetini ve varlığını kaybeder."
Karl Marx da "Tarihte ilk kez meydana gelen olay dram, aynı olay ikinci kez tekrarlanırsa komedi olur " diyor.
Tarih bilincinin önemini en güzel anlatan sözlerden bazılarıyla başladım söze. Her iki düşünürün sözlerinde tarihten ders almanın önemine işaret edilmektedir.Tarih bir masal değil, ibret alınması, dersler çıkarılması gereken olaylar zinciridir.
Sözlerim özellikle gençlere ve kendini genç hissedenlere olacaktır. Tarihimizi biliyor muyuz? Tarihimizden ders alıyor muyuz?
Üzülerek belirtmeliyim ki bu konuda büyük eksikliklerimiz bulunmaktadır. Her şeyden önce, okumuyoruz,, düşünmüyoruz, olayların sebep ve sonuçlarına kafa yormuyoruz. Olayları çoğu zaman dar çerçevede, felsefi ve doğmatik inanışlardan ve daha da kötüsü siyasi tutkularımızın esiri olarak bağnazlık kıskaçı içersinde küçük penceremizden bakmayı marifet sayıyoruz.
Ağustos ayı tarihimizin zaferlerle süslü olduğu bir aydır. Malazgirt Zaferi, Otukbeli Zaferi, Çaldıran Zaferi, Mercidabık Zaferi, Mohaç Zaferi, Belgrad'ın Fethi, Kıbrıs'ın Fethi, Erzurum Kongresi, Sakarya Zaferi ve Büyük Taarruz Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve Zaferi hep Ağustos ayında gerçekleşmiştir. Bu zaferlerin hepsi de tarihimizin önemli dönüm noktaları olmuştur.
ZAFERLERİMİZİN HEPSİ DE ÖNEMLİDİR
Hiçbirini önemsizmiş gibi göremeyiz veya görmezlikten gelemeyiz. Sözgelişi 29 Mayıs 1453 yılında İstanbul'u fethederek devletimize nasıl büyük hizmet etmiş olan Fatih'e bu nedenle saygı ve sevgi duyuyorsak, Mondros Ateşkes antlaşmasının ardından 16 Mart 1920 tarihinde, galip devletlerin işgaline uğrayan cennet İstanbul'umuzun 4 Yıl 10 Ay 23 gün süren ve işgal devletlerinin akıl almaz zulmünden kurtulduğu 6 Ekim 1923 tarihini önemsizmiş gibi görüp gösteremeyiz. Bir başka örnek; Malazgirt Meydan Muharebesi zaferimizle sonuçlanınca Anadolu'nun kapılarının bize ardına kadar açılmasını ve bizim için ikinci bir yurt haline gelmesini sağladığı için nasıl önemsiyor , seviniyor, bayram olarak kutluyorsak, Alparslan'ı nasıl bağrımıza basıyorsak, Birinci Dünya Savaşı ardından müstevlilerin yurdumuzu fütursuzca ve insafsızca işgal edip bize yaşama hakkı tanımayan mezalimine karşı mazlum Türk Milletine önderlik yapan ve Kurtuluş Savaşımızı 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesini zaferle sonuçlandıran Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e aynı muhabbetle saygımızı gösterip bu günün önemine uygun kutlamalar yapmak bizim bir namus borcumuzdur.
FETİH ÖNEMLİDİR AMA...
Gençler! Aklınızı çelmeye çalışan, bir sürü olumsuz fikirlerle, akıl almaz yalanlarla doldurmaya çalışan bir takım meczuplara kulak asmayın, sizden bir iki dakikanızı ayırıp aklı selimle, soğuk kanlılıkla ve sıcak duygularla düşünmeye davet ediyorum.
Kurtuluş Savaşımız zaferle sonuçlanmasaydı bugünkü Türkiye'mizin dörtte üçü başka ellerde olsaydı Malazgirt zaferimizin ne değeri kalır, bu zaferimizi aynı coşkuyla kutlayabilir miydik.
Yine 30 Ağustosla taçlandırdığımız Kurtuluş Savaşımızı kazanmasaydık ve bu zaferimizin bir sonucu olarak 6 Ekim 1923 tarihinde İstanbul'u düşmanlardan temizlemeseydik İstanbul'un Fatih tarafından fethinin ne önemi kalırdı?
Asla unutmayacağımız bir hususu açık ve net bir şekilde, bütün kalbimle haykırıyorum. Bir Tarih Öğretmeni olarak Alparslan benim gurur duyduğum, minnetle anmam gereken bir Türk büyüğüdür. Saygıyla anıyor, nurlar içinde yatmasını Yüce Allah'tan niyaz ediyorum. 21 yaşındaki genç Padişah Fatih'in çağlar değiştiren büyük fethini ve bize böyle bir yurt parçasını armağan ettiği için İstanbul sevdalısı bir kişi olarak en derin şükranlarımla aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Alparsan ve Fatih'in bu aziz hatıralarına aklıyla, stratejik zekasıyla, askeri dehasıyla, engin siyasi yaratılışıyla ve sarsılmaz inancıyla mücadele edip bir devletin enkazı üzerinde yepyeni bir devlet; Türkiye Cumhuriyetini kurup ebedi olarak Türk Geçliğinin bükülmez ellerine emanet ederek, bizi kurtuluşa ulaştıran Büyük Önder Atatürk'e sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
Hepinizin bu eserlere ve bu tarihi gerçeklere sahip çıkacağı ümidiyle 26 Ağustos Malazgirt Zaferimizi ve 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve Büyük Zaferimizi kutlamaya ,o sevinci, o muhteşem gururu yaşamaya , yaşatmaya davet ediyorum.