bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Şevket Bahçelioğlu
Köşe Yazarı
Şevket Bahçelioğlu
 

GALİP SAYILIR BU YOLDA MAĞLUP

Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapıldığı günün akşam saatlerinde ilk seçim sonuçları verilmeye başlayıp, durum ortaya çıkmaya başladığında yakın çevremde bulunanlara “Galip sayılır bu yolda mağlup.” şeklinde görüşümü dile getirmiştim.  Bu sözümden bir saat kadar sonra Ekmel Bey de benzer bir söz sarf edince çevremdekilerin tepkisi “Hocam, Ekmel Bey de aynı şekilde düşünüyor“ dediler.  Ekmel Bey kendi açısından haklıydı; ilk siyasi mücadelesinde % 40’a yakın bir oy almıştı. Ekmel Bey her şeye rağmen galip sayılırdı. Ancak benim galip olarak gördüğüm muhalefet partilerinin geleceği idi. Daha dört ay önce yapılan seçimlerde toplam % 45 oy alan CHP ve MHP’nin desteklediği bir adayın % 39 civarında bir oyla yarışı kaybetmesi Ekmel Bey için değil ama Ekmel Beyi destekleyen partiler için gerçek bir hezimet olarak algılanmalıydı. Bu gerçeği gören mağlup partilerin kendilerine bir çeki düzen verme ihtiyacını duyacağını ve muhtemelen yeni bir ruhla, yeni bir heyecanla bir yıl sonraki genel seçimlerde çok daha başarılı sonuçlar alacağını düşünmüştüm. Çünkü iki parti de şimdiye kadar girdikleri bütün seçimlerde aldıkları sonuçlarla iktidar alternatifi olamadıklarını, olamayacaklarını göstermişti. Burada görünüşte güç birliği yapmış olmalarına rağmen  yaşadıkları  bu son hezimet kendilerine gelmeleri için bir fırsat yaratabilirdi. Ama galiba yanılmışım. Çatı adayını destekledikleri için “Risk aldık” diyen Sayın Kılıçdaroğlu bu hezimetin sorumluluğunu başkalarına yüklemekle meşgul, Sayın Bahçeli de kendilerinde bir suç olmadığını söylemeye çalışıyor. Valla başarısızlığın elbette pek çok sebebi var, ama nedense Genel Başkanlar başta olmak üzere iki partinin de yöneticilerinin hiç suçu yok. (!) Galiba eski tas eski hamam devam edecek. CHP mevcut delegelerle yapılacak bir Kurultayda yönetim değişikliğini gerçekleştirmekten uzak görünüyor. MHP de ise olağanüstü bir toplantı yapılması ve yönetimin değişmesi söz konusu bile değildir. Sayın Bahçeli kendi partisinden çok ortağı görünümündeki CHP’nin avukatlığına soyunmuş vaziyette; CHP’li muhaliflerin acele etmemelerini tavsiye ediyor. Belki de Tayyip Erdoğan’sız bir AKP’nin karşısında zafer kazanma ihtimalinin belirdiğini ima etmeye çalışıyor. Şeytanın bacağını 2015 te yapılacak genel seçimde kıracaklarını ümit ediyor olmalı. İşim gereği Ege bölgesinin pek çok yerinde binlerce kişiyle yaptığım görüşmelerde Türkiye’nin Recep Tayyip Erdoğan’la iyi yönetilmediğini anlatmaya çalıştığımda en çok karşılaştığım söz “Peki Hocam biz de Tayyip Beyden memnun değiliz. Ona oylarımızı vermeyelim tamam da Kılıçtaroğlu’na mı, verelim, Bahçeli’ye mi verelim” idi.  Bu sözlerle karşılaştığım da inanın söyleyecek söz bulamıyordum. CHP ve MHP’ye oy vermeyenlerin Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli’nin kişilikleri, dürüstlükleri konusunda,  bir söz söyleyecek durumda olmadıklarını da biliyorum. Dostlarım bu sözleriyle her iki Genel Başkanı liderlik vasıfları nedeniyle eleştiriyorlardı. Karşılarında ise her durumda, en zor şartlarda bile zeytinyağı gibi üste çıkmasını becerebilen bir söz ve hitabet ustası bulunmakta idi. Bu nedenle başarı şansları da zor görünüyordu. Belki Napolyon gibi yenile yenile yenmesini de öğrenmiş olabilirler. Şimdi Cumhurbaşkanı makamına oturan Tayyip Erdoğan Anayasadaki görev sınırlarını tanımazsa bir kaos ortamının müsebbibi olacaktır. Hem Cumhurbaşkanı, hem Başbakanlık görevini üstlenmeye kalkarsa buna emanetçi bir Başbakanın bile uzun süre tahammül edebileceğini sanmıyorum. Yetkisiz fakat sorumlu bir Başkanın karşısında, yetkili fakat sorumsuz bir Cumhurbaşkanı yönetiminde Türkiye huzurlu bir gün göremeyecektir.       
Ekleme Tarihi: 18 Ağustos 2014 - Pazartesi

GALİP SAYILIR BU YOLDA MAĞLUP

Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapıldığı günün akşam saatlerinde ilk seçim sonuçları verilmeye başlayıp, durum ortaya çıkmaya başladığında yakın çevremde bulunanlara “Galip sayılır bu yolda mağlup.” şeklinde görüşümü dile getirmiştim.  Bu sözümden bir saat kadar sonra Ekmel Bey de benzer bir söz sarf edince çevremdekilerin tepkisi “Hocam, Ekmel Bey de aynı şekilde düşünüyor“ dediler.  Ekmel Bey kendi açısından haklıydı; ilk siyasi mücadelesinde % 40’a yakın bir oy almıştı. Ekmel Bey her şeye rağmen galip sayılırdı.

Ancak benim galip olarak gördüğüm muhalefet partilerinin geleceği idi. Daha dört ay önce yapılan seçimlerde toplam % 45 oy alan CHP ve MHP’nin desteklediği bir adayın % 39 civarında bir oyla yarışı kaybetmesi Ekmel Bey için değil ama Ekmel Beyi destekleyen partiler için gerçek bir hezimet olarak algılanmalıydı. Bu gerçeği gören mağlup partilerin kendilerine bir çeki düzen verme ihtiyacını duyacağını ve muhtemelen yeni bir ruhla, yeni bir heyecanla bir yıl sonraki genel seçimlerde çok daha başarılı sonuçlar alacağını düşünmüştüm.

Çünkü iki parti de şimdiye kadar girdikleri bütün seçimlerde aldıkları sonuçlarla iktidar alternatifi olamadıklarını, olamayacaklarını göstermişti. Burada görünüşte güç birliği yapmış olmalarına rağmen  yaşadıkları  bu son hezimet kendilerine gelmeleri için bir fırsat yaratabilirdi. Ama galiba yanılmışım.

Çatı adayını destekledikleri için “Risk aldık” diyen Sayın Kılıçdaroğlu bu hezimetin sorumluluğunu başkalarına yüklemekle meşgul, Sayın Bahçeli de kendilerinde bir suç olmadığını söylemeye çalışıyor.

Valla başarısızlığın elbette pek çok sebebi var, ama nedense Genel Başkanlar başta olmak üzere iki partinin de yöneticilerinin hiç suçu yok. (!) Galiba eski tas eski hamam devam edecek. CHP mevcut delegelerle yapılacak bir Kurultayda yönetim değişikliğini gerçekleştirmekten uzak görünüyor. MHP de ise olağanüstü bir toplantı yapılması ve yönetimin değişmesi söz konusu bile değildir. Sayın Bahçeli kendi partisinden çok ortağı görünümündeki CHP’nin avukatlığına soyunmuş vaziyette; CHP’li muhaliflerin acele etmemelerini tavsiye ediyor. Belki de Tayyip Erdoğan’sız bir AKP’nin karşısında zafer kazanma ihtimalinin belirdiğini ima etmeye çalışıyor. Şeytanın bacağını 2015 te yapılacak genel seçimde kıracaklarını ümit ediyor olmalı.

İşim gereği Ege bölgesinin pek çok yerinde binlerce kişiyle yaptığım görüşmelerde Türkiye’nin Recep Tayyip Erdoğan’la iyi yönetilmediğini anlatmaya çalıştığımda en çok karşılaştığım söz “Peki Hocam biz de Tayyip Beyden memnun değiliz. Ona oylarımızı vermeyelim tamam da Kılıçtaroğlu’na mı, verelim, Bahçeli’ye mi verelim” idi.  Bu sözlerle karşılaştığım da inanın söyleyecek söz bulamıyordum.

CHP ve MHP’ye oy vermeyenlerin Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli’nin kişilikleri, dürüstlükleri konusunda,  bir söz söyleyecek durumda olmadıklarını da biliyorum. Dostlarım bu sözleriyle her iki Genel Başkanı liderlik vasıfları nedeniyle eleştiriyorlardı. Karşılarında ise her durumda, en zor şartlarda bile zeytinyağı gibi üste çıkmasını becerebilen bir söz ve hitabet ustası bulunmakta idi. Bu nedenle başarı şansları da zor görünüyordu. Belki Napolyon gibi yenile yenile yenmesini de öğrenmiş olabilirler.

Şimdi Cumhurbaşkanı makamına oturan Tayyip Erdoğan Anayasadaki görev sınırlarını tanımazsa bir kaos ortamının müsebbibi olacaktır. Hem Cumhurbaşkanı, hem Başbakanlık görevini üstlenmeye kalkarsa buna emanetçi bir Başbakanın bile uzun süre tahammül edebileceğini sanmıyorum. Yetkisiz fakat sorumlu bir Başkanın karşısında, yetkili fakat sorumsuz bir Cumhurbaşkanı yönetiminde Türkiye huzurlu bir gün göremeyecektir.

    

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.