Eskiden pazara çıkarken herkes eline filesini alır aldıklarını bu fileye doldurur evlerine öyle dönerlerdi. File pazara çıkanlar için vazgeçilmez eşyaların başında gelirdi.
Bu nedenle file imalatı geleneksel el sanatlarından biri olarak görülür, adeta bir kazanç kapısı olurdu. Hatta gerek ilk okullarda, daha sonra da ortaokullarda İş Bilgisi, El İşi derslerinin önemli konularından biri de file örme idi. İlkokulda veya Ortaokulda file örmesini öğrenir ailemizin ihtiyacı olan fileyi de o minik fakat becerikli ellerimizle kendimiz yapardık. Bu bizlere faydalı bir iş başarmanın zevkini de doyasıya tattırırdı. İşte yine mazinin o unutulmaz zevkli günlerine dönüyoruz diyebilirim.
Poşetin parayla satılması konusundaki kanuni düzenlemeye getirmek için bu girizgahı yaptım değerli okurlarım. Bilindiği gibi yaptığımız alışverişlerde aldığımız eşyaları koymak için satıcı hemen poşet verir eşyalarımızı onun içine koyardık. Kolaylık değil mi? Elbette ki büyük kolaylıktı, ama o kadar israfa daldık ki en küçük bir alışverişimizde bile mutlaka poşet bekler olduk. Hatta anlatılması çok zor olsa bile bir gerçeği işaret etmek zorundayım: Özellikle büyük marketlerde kasiyerler biraz da bonkör davranarak ihtiyaçtan fazla poşet sürünce önümüzde eşyalarımızı koyduktan sonra kalan poşeti de ihtiyacımız olur diyerek poşetlere sokuşturduğumuz olmuyor mu? İşte bu savurganlığın daniskası oluyordu. Ama artık bu savurganlığa sıkıysa devam edelim... Yapılan son yasal düzenlemeyle aldığımız her poşetin bedeli olarak satıcıya en az 25 kuruş ödemek zorundayız.
Bu konudaki bir iki anımı nakletmek isterim size; Bir büyük alışveriş merkezinde ilk alışverişimi yapmış kasaya gelmiştim. Kasadaki görevli poşet alıp almayacağımı sordu ve poşetin ücretli olduğunu belirtti. Bedava olsaydı belki ihtiyacımdan fazlasını bile isterdim ama paralı olduğunu duyunca hayır istemiyorum cevabını verdim. Ama itiraf etmeliyim ki oldukça da sinirlenmiştim. Kendi kendime söylenirken bir de baktım ki arkamda mezun öğrencilerimden biri de aynı uygulamadan rahatsızlık duymuş, O da söylene söylene geliyor. Biz hemen tepkimizi dile getirmek üzere birer pusula yazıp şikayet kutusuna atmaya karar verdik. Pusulaya aynen şunları yazmıştık “Küçük hesaplar peşinde koşan büyük marketinizden bundan sonra asla alışveriş yapmayacağım.” Tepkimiz bu olmuştu ama uzun sürmedi ondan sonra da defalarca alışveriş yaptım o marketten, hala da devam ediyor. Onlar da paralı poşet uygulamasına devam ediyor. Yani tepkimize kulak bile asılmamıştı. Yine Almanya’ya yaptığımız bir aile ziyareti sırasında girdiğimiz bütün alışveriş merkezlerinde poşetleri para ile satıyorlardı. Biz Almanlardan daha mı zenginiz ki bu savurganlığı alabildiğine sürdürüyoruz.
Çok basit bir konuymuş gibi gelebilir ama biraz sakin düşündüğümüzde bunun önemini herkes kabul edecektir sanırım. Bu savurganlığın ekonomimize getirdiği yük hiç de azımsanmayacak kadar büyük rakamlara ulaşmaktadır. Her konuda olduğu gibi buradaki savurganlık da sona erdirilmeliydi , umarım bu yasa değişikliğiyle inşallah mümkün olabilir. Diğer taraftan poşetler çevreye de büyük zarar veriyor, her yer poşet artıklarıyla dolu.
Sonuç: Zorunlu olduğu durumlarda paramıza kıyıp poşetimizi alacağız, ama iş paradan da önemli olduğuna göre eskiden olduğu gibi filelerimizle çarşıya, pazara çıkacağız. Veya bezden keseler hazırlayıp sürekli o keselerle alışverişe gideceğiz.
Ben bu işin hafife alınıp, gülüp geçilmesine razı değilim. Bundan da tasarruf mu olur diye düşünmüyorum. Bizim kuşak lüzumsuz bir tek kağıt harcamanın ülke ekonomisine getireceği zarar ziyanı öğreten eğitimcilerin elinde yetiştik, öğretmen olarak da sık sık bunun hesabını öğrencilerimle yapma gayretinde oldum.
Unutmayalım ki “İşten artmaz dişten artarmış”