Binali Yıldırım çok hoş bir başbakan, konuşması ağır aksak gidiyor ama inanın çok inandırıcı konuşuyor. Geçtiğimiz günlerde anayasa değişikliği konusunda niçin evet denmesi gerektiğini öyle güzel anlatıyordu ki neredeyse beni bile ikna edecekti ( ! ) Bakın bu anayasaya niçin evet denmeliymiş: Hani 22 üyeli HSYK vardı ya onun 13 üyeye düşürülmesinin gerekçesi tasarruf etmek imiş. Sayın Başbakan diyor ki; “Devletimiz 9 üyeye niçin para harcamak zorunda kalsın? Biz bu 9 üyeye fazladan para harcamak istemiyoruz, onun için sayıyı 22 den 13’e düşürüyoruz.” Valla doğru, meşhur bir sözümüz var; işten artmaz dişten artar diye. Devlet büyüklerimizin aklı başına gelmiş, paranın değerini anlamış, tasarruf etmenin gereğini kavramış diye cidden sevindim. 9 üyenin azaltılmasıyla devlet kasasında o kadar çok para birikecek ki sormayın, yapamadığımız fabrikaları yapabilecek, iş imkanları bulamayan gençlerimize istihdam imkanı sağlayacağız, diye öyle bir sevindim ki artık EVET demek vacip oldu diyecektim ki bir başka anayasa değişiklik maddesi aklıma geliverdi. Ya biz bu anayasaya evet demekle etkisi ve yetkisi budanmış, itibarı azaltılmış TBMM si üye sayısını 550 den 600 ‘e çıkarmıyor muyuz? Diye düşündüm. Böyle çelişkili tutum ve davranışları tarif etmek üzere söylenen “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” deyimi aklıma geliverdi.
Yok yok, ben bu anayasa değişikliğinin samimiyetine inanamıyorum. Bu anayasa değişikliğin her maddesini enine boyuna inceledim, araştırdım, düşündüm, taşındım. Evet diyebileceğim hiçbir yönünü göremedim. Vatan haini değil, terörist hiç değilim, vatanımı, bayrağımı, milletimi, devletimi çok seviyorum. Bu sevgimin bir gereği olarak bu anayasa değişikliğine HAYIR DİYORUM.
YİNE “BU NE PERHİZ, BU NE LAHANA TURŞUSU DİYECEĞİM
Geçtiğimiz günlerde ne amaçla Türkiye’ye geldiği apaçık ortaya çıkan Mesut Barzani’nin İstanbul ve Ankara ‘da ağırlandığı mekanlarda gönderlere çekilen PKK yandaşı bez parçasının asılmasına izin veren ve Bahçeli’nin sözde itirazına rağmen ısrarla bu bez parçasının asılmasını teamül gereği olarak gösteren Sayın Başbakan aynı bez parçasının Kerkük’teki resmi kurumlara asılmasına yarım ağızla itiraz ediyor ve diyor ki; “Bu bir emrivakidir hoş olmamıştır.” Yok ya, İstanbul’da, Ankara’da asılınca hoş oluyor da Kerkük’te asılınca mı hoş olmuyor?” Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu “
“Bugüne dek dayandım, takatten düşüyorum,
Ölümlerle doluyor, ölümle yaşıyorum,
Nasıl böyle duyarsız olursun, şaşıyorum,
Bir bildiğin var diye teselli oluyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.
………………………………………………….
Kayıp etmedim asla umudumu hiç kayıp,
Hep gelmeni bekledim günleri sayıp sayıp
Bıçak artık kemikte, durumumu anlayıp,
Geleceksen gel, gel, gelmeni diliyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum. “
Sayın Başbakan bak Türkmen kardeşlerimiz Ozan Arif diliyle
soruyor , ne diyorsunuz?” Bu bir emrivakidir, hoş olmamıştır” demekle mi yetineceksiniz