Ülkemizde her şey o kadar ters yüz edildi ki hak, hukuk hak getire, yetki neredeyse tek kişinin elinde, üstelik sorumsuz bir makamda oturan kişide. Cumhurbaşkanının hoşuna gitmeyen her şey yanlış, hatalı. En sonunda Anayasa Mahkemesinin bir kararına da uymuyorum, tanımıyorum diyebiliyor."Ben bu Anayasayı tanımıyorum" diyen bir İçişleri Bakanımız vardı, şimdi de "Ben bu Anayasa Mahkemesinin kararını tanımıyorum." diyen bir Cumhurbaşkanımız oldu. İnsanın " Aklıma mukayyet ol ya rabbim " diyesi geliyor. Ya, daha dün Sayın Cumhurbaşkanı "Hukuka güvenmeliyiz, biz güvenmezsek başkalarının güvenmesini nasıl bekleyebiliriz?"diye nutuk irat buyurmamış mıydı?
Sn Cumhurbaşkanı Ergenekon, Balyoz vs. davalarının en kuvvetli savunucularından biri değil miydi? O zaman hukukun üstünlüğüne inanıyordu da şimdi niye inanmıyor? Üstelik en yüksek mahkemenin, üstelik kendi dönemlerinde şekillendirilen, üstelik tamamının kendi dönemlerinde seçilerek atanmış ülkemizin konusunda en uzmanlaşmış yargıçlarından oluştuğu düşünülen yüce mahkemenin üçe karşı 12 üyesinin oylarıyla alınan bir karar nasıl yanlış görülebilir? Üstelik bu kararla söz konusu yargılama henüz bitmiş değil, sadece tutukluluk halleri kaldırıldı. Şüphelilerin yargılanmasına devam edilecek.Maksat suçluyu cezalandırmaksa bu karar bu yolu tıkamış değil, yok eğer sonunda beraat olacaksa bile yargısız infazla kişileri cezalandırmaksa amaç kararı beğenmemekte haklısınız.
Anlaşıldığı kadarıyla Cumhurbaşkanı %52 oy almış olmakla her şeyi ben bilirim noktasına gelmiş bulunuyor.
Devletin üç temel fonksiyonu, üç önemli erki var; biri yasama ( kanun yapma ) diğeri yürütme ( yasalara uygun devlet işlerini yapma ) diğeri de yargı ; ( hukuka uymayanlara gereken müeyyideyi uygulama )
Sayın Cumhurbaşkanı Yasamayı da , Yürütmeyi de adeta kendi bünyesinde toplamış görünüyor. Yargıyı da kendine bağlarsa sıkıntı kalmayacak zannediyor olmalı. Daha önce "Yargı ayak bağı oluyor " anlamındaki sözleriyle bunu zaten teyit etmiş değil miydi?
Türk Tipi Başkanlık ( Nasıl olacağını bilen yok ) sistemini ısrarla istemesinin sebebi belki de bu olmalı.Ben daha fazla yorum yapmayayım. Sizleri Anayasanın yargı ile ilgili hükümleriyle baş başa bırakıyorum.
ANAYASA MADDE 6- Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.
IX. Yargı yetkisi
ANAYASA MADDE 9- Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
Yargı
I. Genel hükümler
A. Mahkemelerin bağımsızlığı
MADDE 138- Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Görev ve Yetkileri
MADDE 148 C Fıkrası (Değişik: 12/9/2010-5982/18 md.) Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar.
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/18 md.) Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar.
İŞTE CUMHURBAŞKANI İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin kararlarını iştiyakla savunurken en üst mahkeme olan Anayasa Mahkemesinin kararını şiddetle eleştiriyor.
Değerlendirme ve yorum sizin değerli okurlarım.