Hikaye bu ya hep iyiyi , hep güzeli seçecek değiliz ya, diyerek günlerden bir gün , kasabalardan birinde bu yıl da en kötüyü seçelim bari demişler.
Neyin kötüsünü diyecek olursanız onu da hemen belirteyim: Kasaba yetiştirdiği nefis üzümleri nedeniyle şarap üretiminde de hayli meşhurmuş,Dedik ya, iyisini seçmekten bıkmış olacaklar ki bir de en kötüyü seçelim adımız bir de böyle dillensin demişler.
Gerekli duyurular yapılmış, hatta afiş ve pankartlar asılmış ,bir şenlik havasında seçim yapılacak güne gelinmiş,herkes meydanda toplanmış. Merakla sonucu beklemeye başlamışlar.
Meydana bir büyükçe masa hazırlanmış, üzerine de 10 kadeh sıralanmış içinde de çeşitli firmalara ait şaraplar doldurulmuş.
Kasabanın şaraptan en iyi anlayan kişisini tek seçici olarak görevlendirmişler. Jüri yetkili emin adımlarla gelmiş, şöyle bir kasılmış, etrafına da bir göz atmış en baştaki şarap kadehini kaldırarak şaraptan bir yudum tatmış,yüzünü de ekşiterek kadehi masaya hızlıca bırakmış, meraklı gözlerle sonucu bekleyen vatandaşlara dönerek '' En kötüsü bu'' demiş.Etrafta itiraz sesleri yükselir olmuş, homurdananlar çıkmış''Ya nereden anladın bunun en kötüsü olduğunu diğerlerine bakmadın bile'' diyenler çıkmış .Adam gayet emin bir şekilde ''Bundan daha kötüsü olamaz ''diyerek kararının doğru olduğunda ısrarcı davranmış.
Sizler jüri üyesi olarak zaman zaman görevler yapıyorsunuz.Jüri üyeliğinde ne derece isabetli kararlar verdiğinizi sorguluyor musunuz? Vicdanen rahat ve huzurlu musunuz? Hiç kimse unutmasın ki Jüri üyeliği sorumluluk ister.