Güçlü kadın özgüvenlidir, pes etmezler, başkalarına bağımlı değillerdir, kendilerini geliştirirler, başkalarına rol model olurlar, nazik, merhametli ve hoşgörülüdür.
Ben bu özelliklerin hepsini Sayın Meral Akşener’de görüyorum. Atmış yaşını aşmış bir kadının siyasi parti kurup Cumhurbaşkanlığına aday olması ve böyle meşakkatli, zor bir yola girmesi her babayiğitin harcı değildir. İçinde azim ve mücadele gücü olmayan, memleket sevgisi, millet aşkı bulunmayan bir kişinin bu kadar engebeli bir hedefe yönelmesi akla ziyandır.
Ama işte Sayın Meral Akşener bu işi başarmak için ihlasla yola çıkmış bir kahraman kadındır. Cesaretine ve özgüvenine şapka çıkarmak herkesin görevi olmalıdır.
Daha yolun başından beri Meral Hanımı izliyorum. Hemen belirtmeliyim ki önüne konulan engeller, yapılan haksızlıklar karşısında “Hadi bana eyvallah demeyecek bir ademoğlu ( lafın gelişi; daha doğrusu adem insanı ) yoktur. İşte bunu demeyip, yola devam eden Meral Hanımın liderlik vasfı burada kendini göstermektedir.
Vay sen misin bunu isteyen? Akla hayale gelmeyecek hakaretlere maruz kaldı. İftira , karalama ve tehditler siyasi tarihimizde ciltler dolusu kitaplara konu olacak kadar çoktur. Hele yirmi yıldır MHP’nin başına karabasan gibi çökmüş, kuru ve içi boş sözlerle hiçbir iddiası olmadığını gösteren bir Genel Başkan parti içi demokrasiyi gerçekleştirmek varken demokrasiyi katlederek MHP’yi zor bir duruma soktu. Birileri bir şeyler yapmalıydı. O kahraman da Meral Hanım oldu.
50 yıllık MHP barajın altında kalma tehlikesini gördüğü için ağza alınmayacak küfürlerle saldırdığı AK partiye iltica ederken daha yeni kurulmuş, seçime sokmamak için akıl almaz engeller çıkartılan İYİ PARTİ de 20 lere tırmandıysa bunda İyi Partinin doğru yolda olmasının payı büyüktür.
İyi Parti ve genel başkanı neler diyor; bir Kulak verelim. OHAL DERHAL KALDIRILACAKTIR. OHAL KÖPEKSİZ KÖYDE DEĞNEKSİZ GEZMEK GİBİDİR. Halkın hukuki güvencesi yoktur, yarın kimin başına nasıl bir çorap örülecektir, kimse bilememektedir.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ TESİS EDİLECEKTİR: 16 Nisan referandumunda anayasaya “HukuK bağımsızdır ifadesinin yanına tarafsızdır ibaresini eklemekle hukuk ne bağımsız olmuş ne de tarafsız olmuştur. Hukuka olan güven vatandaşlar nezdinde yerlerde sürüklenmektedir. Halbuki “Adalet mülkün temelidir” temel çökmek üzeredir. Herkese lazım olan hukukun yeniden saygın hale getirilmesi şarttır. İYİ parti bunu vaat etmektedir.
YANLIŞ EKONOMİK KARARLAR TÜRK EKONOMİSİNİ BATMA NOKTASINA GETİRMİŞTİR. Bugün ekonominin düzgün yönetildiğini hükümet bile savunamamaktadır.İYİ PARTİ BUNUN DERHAL DÜZELTİLECEĞİNİ VAAT ETMEKTEDİR.
DIŞ POLİTİKA YALAN ve YANLIŞLARLA SÜRDÜRÜLMEKTEDİR, SURİYE POLİTİKASI İSE BAŞLI BAŞINA FACİADIR. TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİ TEHDİT EDEN EN BÜYÜK TEHLİKEDİR.
Komşularla barış yoluyla bu meseleyi halledip Suriyeli sığınmacıların güvenle ülkelerine geri dönmelerini temin edeceklerini söylemektedir İYİ PARTi. Sadece bunu gerçekleştirse bile ülkeye büyük hizmet olacaktır.
İSRAF ÖNLENECEKTİR DİYOR İYİ PARTİ. İsraf var mı? DİZ BOYU. AKP’nin özgül ağırlığı olan Bülent Arınç’ı “ Öyle israf ediyoruz, etmeseydik vatandaşlardan vergi bile almamıza gerek kalmazdı” diyor. Ne diyelim Arınç bile isyan ediyor, haksız mı? Bir örnekle yetinelim. Unutmayalım ki Cumhurbaşkanının Güney Amerika gezisinde bir saat kullanmak üzere askeri kargo uçağıyla zırhlı mercedesi götürmek için 200 bin TL masraf edildiği bir ülkede yaşıyoruz.
Yanlış ihalelerle ülkenin geleceğinin ipotek altına alındığına işaret ediyor İYİ PARTİ. ( Bu konuya ayrı bir yazımda değineceğim ) Bunları gözden geçireceğini, gerekli düzenlemeyi yapacağını vaat ediyor.
Üretmekten vazgeçip her şeyi ithal etmenin yanlışlığına işaret ediyor ve ithalatı azaltıp, üretimi artıracağını, iş alanların çoğaltacağını vaat ediyor. İthalatın çözüm olmadığı ortaya çıkmış, Hayvancılığın geliştirmesi varken Sırbistan’dan beş bin ton et almanın çözüm olmayacağı anlaşılmıştır herhalde.
Her şeyden önce HUZUR vaat ediyor. Huzurun kalmadığı, çeşitli sebeplerle bölük pörçük bir hale getirilen Türkiye’de bundan rahatsızlık duymayan bir vatandaşın olabileceğine ihtimal vermiyorum.
Bu söylemler, MİLLET İTTİFAKINA mensup bütün partilerin neredeyse ortak söylemleri gibi. 16 Yıldır tek başına ülkeyi yönetenlerin ülkemizi getirdiği nokta ortadadır. Yanlışta ısrar etmemek gerektiğini düşünüyorum. Demokrasi fazilet rejimidir. Yönetime seçimle gelinir seçimle değiştirilir.
Türkiye’nin önünde güzel bir fırsat var, sorunlarımız büyük, ama çözümsüz değil. Türkiye’nin sorunlarına bir de kadın gözüyle bakıp, kadın eliyle çözmeyi denemeye ne dersiniz. Birilerine 16 yıl katlanırken, bir kadına da bir beş yıl katlanamaz mıyız.?