bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Şevket Bahçelioğlu
Köşe Yazarı
Şevket Bahçelioğlu
 

ATATÜRK DEYİNCE...

“Atatürk deyince aklıma, Çalışmak gelir. Zorlu savaşlara,çetin işlere, Alışmak gelir, Öfkelerin, kavgaların üstünde, Barışmak gelir, Uygarca, insanca yaşamak için, Kendi kendimizle yarışmak gelir.” Atatürk deyince tıpkı değerli eğitimci Özbek İncebayrak’tar gibi bunlar geliyor aklıma. Atatürk’ü anlamak, O’nu sevmek için bunlardan  başka inanın hiçbir şey gerekmez,  Atatürk sevgisi bundan daha güzel  anlatılamaz.  “ Türk  öğün, çalış, güven” diyen Atatürk bizden çalışmamızı istiyor. Zorlu savaşlara hazır olmamızı, öfke ve kavgalardan uzak durmamızı öğütlüyor.     Atatürk sadece Kurtuluş Savaşımızın  en büyük kahramanı olarak  değil bu yüce milleti çağdaş uygarlığa götürecek ilke ve inkılaplarıyla da Türk Milletinin gönlünde taht kurmuş bir liderdir. Bu sevgi seli  dünya durdukça, Türk Milleti var oldukça var olmaya devam edecektir.      Ülkeyi yangın yerinden çıkarıp, pırıl pırıl bir devlet kuran büyük  önder bir sihirbaz değil, bir proje adamı ve aklı, ilmi düşünceyi  ön  planda tutan bir dahidir.Onun başardığı sonuç sarsılmaz bir inancın  zaferidir.     Atatürk'ü anlamak onun ilke ve inkılaplarını çok iyi bilmek ve  uygulamak demektir.O’da bu gerçeği bildiği için “Beni görmek  demek sadece yüzümü görmek değildir, benim düşüncelerimi ve duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.”  diyor.     Kendisini Türk milletinin bağımsızlık mücadelesine adayan  hayatını milletinin varlığına adayan Atatürk hiçbir zaman kişisel çıkarlarını düşünmemiş, milletin çıkarları doğrultusunda hareket  etmeyi ilke edinmiştir.    Atatürk'ü her 10 Kasım'da anmak elbetteki önemlidir, ancak  O’nu anmak kadar anlamak da önemlidir. Bunun için de Atamızı ve  düşünceleriniiyi anlamak ve anlatmak hepimizin görevi olmalıdır.  Bizden sonraki nesillerimiz onu daha iyi anlasın. Şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış bu aziz vatanın nasıl ayakta kaldığını  öğrensin ki, bayrağına ve vatan toprağına daha çok sahip  çıksın. Her türlü iç ve dış düşmanlara karşı uyanık ve hazırlıklı olabilsin. 10 Kasım'ı ağlama, sızlanma günü olarak değerlendirmek  büyük bir yanılgıdır. O bizden böyle bir anmayı asla istememiştir. Benim naciz vucudum elbet bir gün toprak olacaktır “ diyen bir liderin arkasında bizlere düşen O’nun eserlerin izinde,  ülkeyi daha da ileriye götürebilmek adına neler yapılabileceğinin  ortaya konulması gereken bir gün olarak görmeliyiz. Ölümünden 80 yıl sonra aynı heyecan ve sevgiyle, hayır dualarla, minnet ve şükran duygularıyla anılan bir lider elbette fikren  ölümsüzlüğe ulaşmış demektir. O’nu unutturmaya çalışan fikirler  başarısız olmaya mahkumdur. O tıpkı Cumhuriyetimiz gibi  Cumhuriyetin aydınlık savunucularının kalbinde ebediyyen  yaşayacaktır.Aramızdan ayrılışının 80 . yılında rahat uyu atam  eserlerinin bekçisiyiz. Ne mutlu O’na ve ne mutlu böyle bir lidere sahip olan yüce  Türk Milletine. Not : Feyz almaktan gurur duyduğum Gökçeada Atatürk  İlköğretmen okulundan mezun olduktan bir iki yıl sonra bu okulun  müdürlüğüne atanan Özbek öğretmenin öğrencisi olamadığım için   üzgünüm.   
Ekleme Tarihi: 12 Kasım 2018 - Pazartesi

ATATÜRK DEYİNCE...

“Atatürk deyince aklıma,
Çalışmak gelir.
Zorlu savaşlara,çetin işlere,
Alışmak gelir,
Öfkelerin, kavgaların üstünde,
Barışmak gelir,
Uygarca, insanca yaşamak için,
Kendi kendimizle yarışmak gelir.”


Atatürk deyince tıpkı değerli eğitimci Özbek İncebayrak’tar gibi
bunlar geliyor aklıma. Atatürk’ü anlamak, O’nu sevmek için bunlardan 
başka inanın hiçbir şey gerekmez,  Atatürk sevgisi bundan daha güzel 
anlatılamaz.
 “ Türk  öğün, çalış, güven” diyen Atatürk bizden çalışmamızı istiyor.
Zorlu savaşlara hazır olmamızı, öfke ve kavgalardan uzak durmamızı
öğütlüyor.
    Atatürk sadece Kurtuluş Savaşımızın  en büyük kahramanı olarak 
değil bu yüce milleti çağdaş uygarlığa götürecek ilke ve inkılaplarıyla
da Türk Milletinin gönlünde taht kurmuş bir liderdir. Bu sevgi seli 
dünya durdukça, Türk Milleti var oldukça var olmaya devam edecektir.

     Ülkeyi yangın yerinden çıkarıp, pırıl pırıl bir devlet kuran büyük 
önder bir sihirbaz değil, bir proje adamı ve aklı, ilmi düşünceyi  ön 
planda tutan bir dahidir.Onun başardığı sonuç sarsılmaz bir inancın 
zaferidir.
    Atatürk'ü anlamak onun ilke ve inkılaplarını çok iyi bilmek ve 
uygulamak demektir.O’da bu gerçeği bildiği için “Beni görmek 
demek sadece yüzümü görmek değildir, benim düşüncelerimi
ve duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” 
diyor.
    Kendisini Türk milletinin bağımsızlık mücadelesine adayan 
hayatını milletinin varlığına adayan Atatürk hiçbir zaman kişisel
çıkarlarını düşünmemiş, milletin çıkarları doğrultusunda hareket 
etmeyi ilke edinmiştir.
   Atatürk'ü her 10 Kasım'da anmak elbetteki önemlidir, ancak 
O’nu anmak kadar anlamak da önemlidir. Bunun için de Atamızı ve 
düşünceleriniiyi anlamak ve anlatmak hepimizin görevi olmalıdır. 
Bizden sonraki nesillerimiz onu daha iyi anlasın. Şehitlerimizin
kanlarıyla sulanmış bu aziz vatanın nasıl ayakta kaldığını 
öğrensin ki, bayrağına ve vatan toprağına daha çok sahip 
çıksın. Her türlü iç ve dış düşmanlara karşı uyanık ve hazırlıklı
olabilsin.
10 Kasım'ı ağlama, sızlanma günü olarak değerlendirmek 
büyük bir yanılgıdır. O bizden böyle bir anmayı asla istememiştir.
Benim naciz vucudum elbet bir gün toprak olacaktır “ diyen bir
liderin arkasında bizlere düşen O’nun eserlerin izinde, 
ülkeyi daha da ileriye götürebilmek adına neler yapılabileceğinin 
ortaya konulması gereken bir gün olarak görmeliyiz.
Ölümünden 80 yıl sonra aynı heyecan ve sevgiyle, hayır dualarla,
minnet ve şükran duygularıyla anılan bir lider elbette fikren 
ölümsüzlüğe ulaşmış demektir. O’nu unutturmaya çalışan fikirler 
başarısız olmaya mahkumdur. O tıpkı Cumhuriyetimiz gibi 
Cumhuriyetin aydınlık savunucularının kalbinde ebediyyen 
yaşayacaktır.Aramızdan ayrılışının 80 . yılında rahat uyu atam 
eserlerinin bekçisiyiz.
Ne mutlu O’na ve ne mutlu böyle bir lidere sahip olan yüce 
Türk Milletine.

Not : Feyz almaktan gurur duyduğum Gökçeada Atatürk 
İlköğretmen okulundan mezun olduktan bir iki yıl sonra bu okulun 
müdürlüğüne atanan Özbek öğretmenin öğrencisi olamadığım için  
üzgünüm. 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.