- I. Cumhurbaşkanı
- II. A. Nitelikleri ve tarafsızlığı
MADDE 101-MEVCUT HALİ (………..Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.
MADDE 7: 2709 sayılı Kanunun 101 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 101 : YENİ HALİ
"……………….. Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer. …………..”
Bu maddede yapılan en önemli değişiklik Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa PARTİSİ İLE İLİŞKİSİ KESİLİR HÜKMÜDÜR.
Eski şekilde Cumhurbaşkanını partili ise partisinden istifa etmesi şarttır. Anayasayı hazırlayanların bu şartı koymasının elbette bir sebebİ vardır..Cumhurbaşkanlığı makamı parlamenter sistem de sembolik bir makamdır. Devletin birlik ve beraberliğini temsil eder, muhalefet ile iktidar arasında veya devlet organları arasında uyumlu çalışmayı sağlamakla görevlidir. Bir nevi sigorta görevi görmektedir.
Şimdi herkesi düşünmeye davet ediyorum: Sözgelişi adaylardan biri % 50 +1 oy aldı ve partisini unutup, arkasına bakmadan anayasadaki yemin metnine sadık kalırsa herkesin Cumhurbaşkanı olma hakkını elde eder, saygı duyar. Ancak % &0- 70 hatta seksen oy alsa bile seçilişinin ardından doğruca partisinin başına geçen, kendi partisi hariç ne kadar muhalefet partisi varsa her gün onları eleştirip, çatan, hatta hakarete varan söylemlerde bulunan bir Cumhurbaşkanının bütün toplum kesimleri tarafından saygıyla anılması mümkün olabilir mi? O ülkede huzurlu bir ortam tesisi edilebilir mi?
Önceki Cumhurbaşkanlarından Özal ve Demirel bir partinin genel başkanlığından gelmesine rağmen Cumhurbaşkanlığına seçilmesiyle partisinden istifa ederek tarafsız kalmaya gayret etmişlerdir. Özellikle Demirel Cumhurbaşkanı seçildikten sonra “ Dönüp te arkama bakmam” diyerek tarafsız Cumhurbaşkanlığına güzel bir örnek teşkil etmiştir.
Getirilmek istenen anayasaya göre seçilen cumhurbaşkanının varsa partisiyle ilişiğini kesmesi söz konusu olmayacak. Hatta partili değilse gidip bir partinin başkanı bile olabilecektir.
Anayasa değişikliğine gitmenin en temel nedenlerinden biri de bu husustur. Cumhurbaşkanı hem devletin başkanı hem de partisinin Genel Başkanı yapılmak istenmektedir.
Anayasanın 103. Maddesi aynen yerinde durmaktadır.
C. Cumhurbaşkanının Andiçmesi
MADDE 103- Cumhurbaşkanı, görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde andiçer: “Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”
Tekrar düşünelim; partili bir Cumhurbaşkanı bu yeminine sahip çıkabilecek midir? Partili Cumhurbaşkanının tarafsız olabilmesi mümkün olabilecek midir? Tarafsız olamayan bir Cumhurbaşkanının ülkede huzur ve güveni sağlayabilmesi mümkün müdür?
Herkes elini vicdanının üzerine koyup Evet veya Hayır oyu verirken partili bir Cumhurbaşkanının bu yemini yerine getirip getirmeyeceğini düşünmek zorundadır.
Seçmenlerin dikkat etmesi gereken hususların en başında bu değişiklik gelecektir, gelmelidir.
D. Görev ve yetkileri
MADDE 104 – Mevcut Hali Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. Bu amaçlarla Anayasanın ilgili maddelerinde gösterilen şartlara uyarak yapacağı görev ve kullanacağı yetkiler şunlardır:
a) Yasama ile ilgili olanlar:
b) Yürütme alanına ilişkin olanlar:
c) Yargı ile ilgili olanlar
Bunları burada ayrıntılı olarak belirtmek hem zaman hem yer bakımından müsait olamayacağı için yazmayı gereksiz görüyorum. Şu kadarını söyleyebilirim. 1982 yılında hazırlanan mevcut anayasada Cumhurbaşkanının görevleri parlamenter sistemde olmaması gereken kadar fazladır.O günün güçlü adamı Evren Paşa kendine göre bir elbise diktirmiş ve çok büyük yetilerle donatılmıştı. Bugün bu yetkileri bile fersah fersah geçen: yeni bir elbise dikilmek istenmektedir.
MADDE 8: 2709 sayılı Kanunun 104 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;
İŞTE YENİ 104. MADDE
“MADDE 104: Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir. Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder. Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapar. Ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclise mesaj verir. Kanunları yayımlar. Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Kanunların, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinde iptal davası açar. Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atar ve görevlerine son verir. Üst kademe kamu yöneticilerini atar, görevlerine son verir ve bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenler. Yabancı devletlere Türkiye Cumhuriyetinin temsilcilerini gönderir, Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul eder. Milletlerarası antlaşmaları onaylar ve yayımlar. Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunar. Milli güvenlik politikalarını belirler ve gerekli tedbirleri alır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil eder. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verir. Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle kişilerin cezalarını hafifletir veya kaldırır. Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir. Cumhurbaşkanı, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilir. Kararnameler ve yönetmelikler, yayımdan sonraki bir tarih belirlenmemişse, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girer. Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.”
Bu madde ile Başbakanlık ortadan kaldırılmakta ve tüm yetkiler CUMHURBAŞKANI GÖRÜNÜMLÜ BAŞKANA bırakılmaktadır. Parlamenter sistemde Cumhurbaşkanının görevleri ve yetkileri zaten fazladır. Şimdi tüm yetkiler daha da artırılmakta ve kuvvetler ayrılığına elveda denmektedir.
Bu yetkiler bir kişi için düşünülüyor olabilir ama yapılacak değişikliklerin gelecekte ülkenin başına ne gibi gaileler açabileceğini göz ardı etmemek, her vatandaşın en önemli endişe kaynağı olmalıdır.
Bir zamanlar maziye bak,
Neler neler demiştin?
YORUMSUZ!..
Bahçeli 9 Mayıs 2015'te Manisa'da konuşuyor: 'Erdoğan, yasama organı Meclis’in kendi kontrolüne sokulduğu, denge, denetim ve fren sistemi olmayan, tek adam diktatörlüğü, tahtsız ve taçsız sultanlık peşinde koşmaktadır'
'Recep Tayyip Erdoğan tipi başkanlık sistemi Türkiye'nin bölünme reçetesidir'
Bahçeli, 10 Mayıs 2012 tarihli yazılı açıklamasında, “Erdoğan diktatör olmak istiyor!” uyarısında bulundu ve şöyle devam etti: “Erdoğan’ın gizli gündem ve hedefinin liste başında bulunan ‘tek adam’ olma isteği adım adım ilerletilmektedir. Şahlık, sultanlık, tiranlık, krallık ve emirlik hayalleri Başbakan Erdoğan’ın aklını başından almış ve bu unvanlara ulaşma çabası şuurunu kaybettirmiştir.”
NUMAN KURTULMUŞ'UN 2023 VİZYONU HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİNE BİR BAKAR MISINIZ? Başbakan Türkiye için 2023 yılını hedef gösteriyor. Numan Kurtulmuş'un 2023 hedefi için söylediklerini öğrenmek ister misiniz? İşte Numan Kurtulmuş'un gözüyle 2023 teki AKP'li Türkiye görüntüsü: 1 – Kredi kartları borcu yüzünden Türkiye'de evine icra gelmedik kimse kalmayacak. Bu devran böyle gitmez, artık güneş doğdu ( Has Parti ) Artık bu güneş meclise girecek halkın sesi yükselecektir. |