Yine bir hain tuzak, yine bir alçakça saldırı ve şehit düşen gencecik fidanlar. Kimisi evli, kimisi nişanlı, kimisi de geleceğe umutla bakan, istikbal vadeden pırıl pırıl insanlar. Bir hiç uğruna değil, vatanın selameti, milletin huzur ve güveni için şehadet şerbetini içiyorlar.
“Ağlarsa anam ağlar, gayrısı yalan ağlar “atasözü gerçeği ifade etmekle birlikte artık eskisi kadar geçerli değil. Bir kısım alçaklar hariç Milletçe ağlıyoruz, Milletçe kahroluyoruz. Yurdumuzun dört bir yanında ebediyete uğurlanan şehitlerimizin ardından gerçekten büyük bir öfke, büyük bir isyan var. Bu acıyı sadece analar,babalar eş ve çocuklar değil milletçe, her bir fert olarak hissetmediğimiz takdirde geleceğe güvenle bakabilmemiz mümkün olamayacaktır.
Vatanımız ve devletimiz üzerinde hain emeller besleyen bir takım karanlık güçler bu güzelim ülkeyi karanlığa boğmak için elbirliği, sözbirliği etmişçesine kalleşçe saldırıyorlar.
Ama yağma yok;biz bu ülkeyi böldürmeyecek ve devletimizi kurda kuşa yem ettirmeyeceğiz. Çünkü biz bu devleti kanla irfanla kurduk.Biz bu vatanı sokakta bulmadık,
Mithat Cemal Kuntay bir şiirinde;
“ Bayrakları Bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır”Diyor.
Ne kadar doğru ve ne kadar bizim için gerçek bir söz. Bayrağımızın rengi şehit ve gazilerimizin kanlarıyla yoğrulmuştur. Bu cennet vatan uğrunda canlarını seve seve feda etmiş kahraman şehitlerimizin ve gazilerimizin yüzü suyu hürmetine bizlere vatan olmuş, armağan olarak intikal etmiştir.
Şehitlerimiz var , gazilerimiz var, bu hainler var oldukça belki yenileri de olacaktır. Ama hainler bilmelidir ki Türk Milleti, seksen milyon kişi yok edilmedikçe emellerine ulaşamayacaklardır. Biz bu topraklar için Çanakkale’de 250 bin, Kafkaslarda 100 bin diğer cephelerde de binlerce, Kurtuluş Savaşımızda on binlerce şehit vermiş bir Milletiz. Terör alçaklığına da son 30 yılda 50 bin civarında vatan evladını kaybetmişiz. Gerekirse yine vermeye devam edeceğiz. Bütün bu sözlerimiz hamasi birer nutuk değildir.
Yalnız bir itirazımız var; bu fedakarlığı milletçe yapmak şartıyla. Zaman zaman ortaya atılan bedelli askerlik aldatmacasını bir daha duymak bile istemiyor bu millet. Çünkü uygulamayürekleri parçalıyor, isyanlara vesile oluyor. Bu ülkede yaşıyorsak, havasını soluyorsak, nimetleri eşit paylaşıyorsak külfetler de ortaklaşa omuzlamak mecburiyetindeyiz. Bu ülke için kimisi canını feda ederek şehadet mertebesine ulaşırken parası olanın 15 -20 bin lira vererek şehadet mertebesinden mahrum kalmasına kimse razı değil.
Bir de terörü minimize edecek bir devlet politikasını derhal tesis etmek mecburiyetindeyiz. Şimdiye kadar uygulanan veya hiç etkili olmayan, palyatif tedbirlerle terörü önleyemeyen politikalardan vazgeçip Milli iradenin tecelligahı olan TBMM’de gerçekçi politikalar üretip bu terör belasından Türkiye’mizi kurtarmak zorundayız.