Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayını bugün muhtemelen belirleyecek, fakat kamuoyuna açıklamayı 10 Mart günü bütün ittifak liderlerinin katılımıyla görkemli bir sunum ile kamuoyuna duyuracak.
Benim adayımı şimdiden duyurayım : KEMAL KILIÇDAROĞLU
Neden mi? Açıklayayım: 20 yıldır şöyle veya böyle Türkiye'nin kaderini elinde bulunduran Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın birçok badireyi atlatarak , sayısız ihlaller ve ihmallerle bu makamlarda oturabilmesi dünya siyasi tarihinde eşine rastlanamayacak bir başarı öyküsü olarak değerlendirilebilir. Onun yerine bir başkası olsaydı makamını onlarca kez kaybetmiş olurdu diye düşünüyorum.
Maşallah hala yeniden seçim kazanabileceğini ,hala geniş bir taraftar kitlesine inandırabilmektedir. Bu her babayiğitin başarabileceği bir iş değildir.
Bu gerçeği gören Sayın Kılıçdaroğlu bir yıl kadar önce üç partiden oluşan bir ittifakın temelini attı,daha sonraki katılımlarla sayı altıya çıktı ve son mutabatlarıyla Altılı Masa diye küçümsenen, hatta illet- zillet deyimleriyle alaya alınmaya çalışılan Millet İttifakının oluşumuna büyük emek sarfetti. Bu iş başlı başına büyük bir maharet gerektirmektedir ve sabırla bu birliktelik ilmek ilmek dokunarak bu günlere gelindi.
Millet İttifakı, demokrasi, hak, adalet, insan hakları , Cumhuriyetin temel ilkeleri, Atatürk'ün inkılapları , demokratik hayatın tüm kural ve kurumlarıyla yaşatılması konularında tam bir mutabakatla bu düzenin böyle devam edemeyeceği anlayışında birleşti. Demokratik Cumhuriyete giden yolda ciddi çalışmalar yapıldı ve izlenecek yol haritası da belirlendi.
En büyük sorunun da Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinde çıktığı görülüyor. Başlangıçta İstanbul seçimlerinin galibi İmamoğlu ve Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı için en önemli adaylar olarak görüldü. Uzun süredir Kılıçdaroğlu'nun aday olmak istediğine dair söylemlerini izliyoruz. Millet İttifakının ikinci büyük unsuru olan İyi Parti Lideri Akşener'in dilinden de ısrarla " Kazanacak bir adayla seçime gideceğiz " söylemleri eksik olmadı. Akşener'in gönlünde de Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş olduğu gün gibi aşikardı.
Kılıçdaroğlu da haklı olarak İmamoğlu ve Yavaş'ın belediye başkanı olarak iki önemli şehrimizde daha yapacakları çok işleri var diyerek. Buna onay vermeyeceğini anlatmaya çalıştı. Bazıları anladı, bazıları da anlayamadı. İmamoğlu İstanbul Belediye Başkanlığını unutarak Cumhurbaşkanlığı için Anadolu'da seçim turları atmaya başlamıştı ( Bir Facebook mesajımda İmaoğlu'nun bu mitinglerini Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinden sonraya bırakması gerektiğini dile getirmiştim .)
Mansur Yavaş ise Ankara'da bir tesisinin temel atma töreninde Genel Başkanımı bu tesisin açılışında Cumhurbaşkanı olarak ağırlamak istiyorum." diyerek genel başkanın önüne geçmek istemediğini belirterek civanmertliğini göstermişti. İmamoğlun'dan henüz böyle bir jest göremedik. Eğri oturalım doğru konuşalım. Bu iki belediye başkanın görevlerinde başarılı olduğunu düşünüyorum. Ancak CHP lideri bu iki adayın cevher olduklarını herkesten önce görmüş birini İstanbul'un Beylikdüzü'nden, diğerini de Ankara'nın Beypazarı'dan bulup çıkardığında herkes garipsemişti. Yoksa ikisi de henüz birer ilçe başkanı olarak kalacakları muhtemeldi.
Neyse gelelim Kılıçdaroğlu'na :
Ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı hariç CHP'ye hiç oy vermedim.
Günün birinde Kılıçdaroğlu'nu özellikle CHP'li kardeşlerime öveceğimi hiç düşünemezdim. Yok efendim Kılıçdaroğlu sekiz seçim kaybetmiş, yok O Cumhurbaşkanlığına layıkmıy mış? Yok aleviymiş, yok SSK'yı batırmışmış da Cumhurbaşkanlığına aday olabilir miymiş? Bal gibi olur. Hırsızlık mı yapmış , dolandırıcılık mı yapmış? Devlet malın zimmetine geçirip beline mi dolamış? ihaleye fesat mı karıştırmış? Cumhuriyete ihanet mi etmiş, Atatürk'ün kurduğu Laik , Demokratik Türkiye Cumhuriyetini yıkmaya mı kalkışmış?Fikir hürriyetine darbe mi vurmuş?
Bir Ekmelettin İhsanoğlu vakası vardı bir zamanlar, Cumhurbaşkanı adayı yapılmıştı.Hiç miting yapmadan Sarıyer sırtlarında kahve ziyaretleriyle % 38 oy alabildiği bu ülkede Kılıçdaroğlu'nun %68 oy alması bir kayıp sayılmalıdır. Üstelik CHP oyları % 30 lardayken, % 20 ye yaklaşan oy oranıyla İyi Parti yanındayken,Deva,Gelecek, Demokrat ve Saadet Partilerinin kenetlendiği bir seçimde Millet İttifakı adayının Cumhurbaşkanlığını kaybetmesi akla ziyan bir durum olacaktır.
Demokrasinin en önemli özelliklerinden biri halkın iradesinin geçerli olmasıdır. İktidarlar seçimle işbaşına gelir, seçimle görevden uzaklaştırılır. Seçeceğimiz Cumhurbaşkanı ve ekibi ülkemiz için faydalı işler yapamazsa beş yıl sonra yenisini seçeriz. Üstelik yirmi yıl bile beklemeden , hemen ." Mahkeme kadıya mülk değildir."çünkü.
Ziya Paşa'nın Terkib-i Bend'inde dediği gibi " Ol saltanatının yeller eser bir gün yerinde" diyerek O'nu da uğurlarız.