Anayasa devletin temel taşıdır. Ö rgütlenmiş bir toplumda devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama erklerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların hak ve ödevlerini, özgürlüklerini saptayan ve düzenleyen, temel bir yasadır. Tüm toplumu ilgilendiren bir yasa olduğu için toplumsal bir mutabakatla kabul görmelidir. Bu kabul mevcut değilse o toplumun huzur içinde yaşaması mümkün olamaz.
Bizde ilk anayasa 1876 yılında Teşkilat- ı Esasiye adıyla kabul edilmiş ancak uzun ömürlü olmamıştı. Kurtuluş Savaşı devam ederken 20 Ocak1921'de Birinci Büyük Millet Meclisi, 20 Nisan 1924'te de İkinci Anayasayı 2. Büyük Millet Meclisi hazırladı.
27 Mayıs ihtilalinden sonra Kurucu Meclis'in hazırladığı üçüncü anayasa, 9 temmuz 1961'de halk oyuna sunulup milletçe kabul edildi. 12 Eylül 1980 yılında yapılan askeri darbenin ardından da Kurucu Meclis tarafından hazırlanan şu an yürürlükte olan 1982 Anayasası yine 7 Aralık 1982 tarihinde halk oyuna ( referandum ) sunularak kabul edildi.
1982 Anayasasının halk oylaması sonucu, 1.626.431 "red" (yüzde 8.63) oyuna karşılık, 17.215.559 "kabul" (yüzde 91.37) oyuyla kabul edildi.
Hayır oyu veren yüzde 8.63 içinden biri de bendim. Cumhuriyet İlkokulunda kurulan sandıklardan birinde sandık kurulu başkanı olarak ilk oyu vermiş ve tercihim hayır olmuştu.
Neden hayır demiştim;
1 - Bu anayasa ile Devlet Başkanı Kenan Evren’e 7 yıl daha Cumhurbaşkanlığı görevini vermiş olacaktım.
2 – Darbeyi yapan Kuvvet Komutanlarını Cumhurbaşkanlığı Konseyi olarak görevlendirmiş olacaktım.
3- Yaptıkları her icraatı sineye çekecek, herhangi bir cezai kovuşturmaya uğramayacaklarını onaylamış olacaktım.
4 – Eski siyasilerin on yıl süreyle siyasi faaliyetlerde bulunamayacakları hükmünü kabul etmiş olacaktım.
Başka itirazlarım da vardı ama en önce bu hususları demokrasi anlayışımla bağdaştıramadığım için 1982 Anayasasına hayır demiştim.
Nitekim beş yıl geçmeden 1987 yılında siyasi yasakların kaldırılması için ilk değişiklik yapılması istemiyle bir referanduma gidilmiş bu değişikliğe de huzurla, gönül rahatlığı içinde evet demiştim.( Aslında referanduma bile gidilmeden düzeltilmesi gereken bir yanlışı referanduma götüren rahmetli Özal’ı da bu yüzden affedemiyorum.)
% 92 halk oyuyla kabul edilen bir anayasanın , sayısı 25 leri geçen değişikliklerle yamalı bohça haline getirilmesine rağmen değişiklik arzusu bir türlü sonlandırılamamıştı. Anayasamızın son değişikliği de hatırlanacağı gibi 2010 yılında gerçekleştirilmişti. Bu değişiklikle başta HSYK ve Anayasa Mahkemesi dahil olmak üzere tüm yüksek yargı organlarının yapısı büyük ölçüde değiştirilmişti. O günlerde bir birleriyle kan kardeşi görünümündeki iktidar ve Gülen cemaati ( Bugünün Fetö’sü) bu değişikliği öylesine savunmuşlardı ki referandumda mezardaki ölülerin bile kaldırılıp oy kullandırılması tasarlanmıştı. Buna rağmen ancak % 58 oy oranıyla kabul edilmişti. Bu günlere gelen 1982 Anayasasını, daha doğrusu devlet yönetimini temelinden sarsacak bir anayasa değişikliği teklifi önümüze sürülüyor.
Peşinen söylüyorum; bu anayasaya da evet demem mümkün değil. Niçin? Önyargı ile değil, kişisel tepkilerim için değil, siyasi muhalefet için değil, gerçekleri gördüğüm ve geleceğin karanlığını hissettiğim ve kaygılandığım için hayır diyeceğim.
Anayasa değişiklik maddelerini tek tek, madde madde ele alıp, açıklamaya çalışacağım.
Beni izlemeye devam etmenizi diliyorum. Saygılarımla…