Tire’de Devlet Demir Yolları Garı altında ulu bir çınar var. Ve onun altında da günümüzde seksenli yaşlarını yaşamakta olan sevgili resim öğretmenim Seha Gidel… Seha hocam, yarım asrı aşkın bir süredir Tire’nin adeta güzel sanatlar akademisini tek başına temsil ediyor. O, tüm Tirelilerin Ressam Seha öğretmeni. Ortaokulu ve liseyi okuyup da yazı, resim ve sanat tarihi derslerini onda görenler ne kadar şanslı bir bilseniz.
Sıcak bir haziran öğlesinde kendisini ziyarete gittiğimde, Tire Devlet Demir Yolları Garı altındaki ulu Çınarlardan birinin altında yine öğrencileri ile sohbet ederken buldum O’nu. Her zamanki gibi eski okul anılarını tazeliyorlardı.
Sevgili Seha hocamın ellerini hürmetle öptüm. Sevdiği öğrencilerini karşısında her görüşünde ne kadar seviniyor bir bilseniz. Kendini resim dersinde ders veriyormuş gibi hissediyor hala. Felsefe bilmeyen felsefeden uzak duran bir insanı düşünmek bile istemiyor.
Bir ressamın fotoğraf makinesinden farklı olması, resmine duygu ve düşüncelerini katmasını, bir tarzı olmasını anlatıyor biz öğrencilerine. Salvador Dali’yi salık veriyor mesela. Bizim ressamlarımızdan Hoca Ali Rıza’nın kara kalemciliğinden bahsediyor. Süleyman Seyit ile birlikte Üsküdar’da çeşme başlarında tarihi yerlerde resim yapmalarını, Hoca Ali Rıza ve Süleyman Seyit’in resim malzemelerini, nevalelerini ve seccadelerini merkeplerine yükleyip sabahın erken saatlerinde resim yapacakları yerlere gitmelerinden bahsediyor. Dedesinin Üsküdar mutasarrıfı olduğunu, Tokat’a tayin olup bir müddet görev yaptığını ve orada vefat ettiğini söylüyor. Ekonomik zorluklar nedeniyle babasının marangoz çıraklığı yaptığını da ekliyor.
Hocamızın anlattıklarını dinlerken, Üsküdar’daki evlerinde büyük bir piyano olduğunu ve “Ayşem” operetinin bestekârının evlerine gelip piyano çaldığını da öğrenmiş oluyorum.
Seha Gidel Hoca tüm Tirelilerin saygı gösterdiği, Atatürk hayranı bir sanatçı. Ayrıca batı müziğinden de hoşlanıyor. “yaşlı çınar ağacının altında otururken, gözlerindeki gri bölgelerde gökyüzünün uçsuz bucaksız maviliği adeta O’nun, gençliğinin İstanbul’undaki Haliç’in, Boğaz’ın Marmara denizinin maviliği ile özdeşleşiyor.
Bir ara siyah tükenmez kalemle bir Atatürk profili çiziyorum. Seha Gidel Öğretmenim de elleri titremesine rağmen, öğrencilerinden birine tam kırk yıl sonra bazı düzeltmelerde bulunarak resim dersi vermenin hazzını yaşıyor adeta...
Hocamın ellerini öpüp yanından ayrılırken, Tire’nin daha uzun yıllar ona ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Çünki O, Tire’nin cumhuriyet tarihindeki en önemli sanatsal hafızasını temsil ediyor.
M.Sadık Medin…TİRE