bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Tanju Çığranış
Köşe Yazarı
Tanju Çığranış
 

Tanju’nun Güncesinden;

Merhaba, Sizlere, 3 gün arayla yaşadığım ciddi sağlık sorunlarını yazıp, Türkiye’de nasıl bir sağlık sistemi içinde yaşadığımızı başıma gelen dramatik olaylar zinciri ile siz okurlara aktarmak istiyorum. Ben, hipertansiyon hastasıyım. 14 yıldır tansiyon ilacı kullanmaktayım. Yıl içinde, sonbahar mevsimine girerken ve kış aylarından çıkıp bahar aylarına girerken, tansiyonum da dalgalanmalar olur. .Takviye tansiyon ilaci desteği ile bu süreci atlatmaya çalışırım. Atlatamadığım zamanlarda acil tıp’a başvururum. 28 ocak 2024 Pazar akşamı da 19’a çıkan tansiyonum için Tire Devlet Hastanesininim Acil tıp polikliniğine başvurdum. Beni karşılayıp tedavimi yapan doktor’a ( Lübnan’lı olduğunu öğrendim ) Nitelikli ve donanımlı doktorlar yurt dışına giderken, onların boşluğunu da 3.dünya Ülkelerinden nitelikleri ve donanımları belirsiz  doktorlar dolduruyor. Evde, 1 ‘er saat arayla ½ dilaltı hapı aldığımı söyledim. O’da ½ dil altı hapının fayda sağlamayacağını öne sürerek 1 adet dil altı hapı verdi. 45 dk. Sonra tansiyonum ölçüldüğünde, 19/10’da stabil kaldığını görünce, kalça’dan idrar söktürücü enjeksiyon yapıldı. 45 dk. Sonra tansiyon yine düşmeyince, kalçadan bir iğne daha ve dil altından bir hap daha verildi. 45 dk. Sonra tansiyonumun 17’ye düştüğü nü gören Lübnanlı  dr. 17 tansiyonla beni evime gönderdi.  (kendini iyi hissediyorsan gidebilirsin diyerek) Yukarıdaki satırlarda bahsettiğim gibi 14 yıllık tansiyon hastasıyım ve acil tıp’ta 17 tansiyonla hastanın gönderilmeyeceğini iyi bilirim.   Gece’yi 17 tansiyonla sıkıntılı bir şekilde uyuyup uyanarak geçirerek sabahladım. Kalktığımda Tansiyonum 16’a düşmüştü.. gün içinde tölere edilebilir bir yere geldi.  Pazartesi günü iyileşince şunu düşündüm; Neredeyse 30 yıldır her gün düzenli olarak Deltacortril isminde bir ilaç kullanıyorum. Böbrek üstü bezlerimin salgılamadığı yada az salgıladığı kortizon hormonunu yerine koyan ikame edici bir ilaç. Bu ilaç zamanla vücutta bir birikime yol açabiliyor. Vücutta tuz ve sıvı birikimine neden oluyor. Bu da tansiyonu arttırıyor. Yılda 1 defa kontrole gittiğim uzmanlık alanı Endokrinoloji olan,  Dç. Dr. İsmail Saklamaz’ın 14 yıldır hastasıyım. Dr. İsmail Bey’e w.shapp’dan şu mesaji yazdım; Merhaba  Ali Bey, uzun süredir stabil  (sabit ) giden tansiyonum dün 19’a çıkınca tıbbi yardım aldım. Dün gece vücudumun beden ve ayak bölgelerinde rahatsız edici kramplar olunca, D.cortril’in yan etkisini hatırladım.kortizon biliyorsunuz zamanla vücutta sıvı ve tuz birikmesine neden oluyor. 1 hafta kadar ½ tablet kullanmsam mı ne dersiniz? Cevap; tuzu tamamen kesin ve 1/2 tablet alın . Tanju bey, diye yazınca, Bende bir havaya girdim… Vay be!.. Ben de yarım doktor sayılırım artık. Zaten doktorun vereceği cavabı beklemeden sabah yarım doz almıştım. ½ doz aldığım günün akşamında vücudum ilk sinyalini verdi. ‘’ kısa bir bulantı atağı ‘’  ama ben bu uyarıyı ciddiye almadım. Ertesi sabah saat 10’da ciddi bir bulantı atağıyla uyandım. Geçmiş yıllardaki tecrübelerimden biliyorum. 1 gün önce bu ilacı yanlışlıkla almayı unutursam. Vücut, ilacın eksikliğini  bulantı atağı şeklinde gösteriyor. Bu bulantı atağını kesmenin bir formülünü de bulmuştum. Tam limonun yarısı kesilecek. Yarım limonun üstüne biraz tuz serpilip kabuğuyla birlikte tüketilecek. Bu formül bulantıyı kesip mideyi rahatlatıp, bulantıyı kesiyor. Nitekim formül işe yaradı. Aradan 2 saat geçti. Saat 12;00 gibi kahvaltıyı hazırlarken, kendimi o kadar kötü hissediyorum ki, kendi kendime, sanki bayılacağım diyorum. ( Biraz sonra başıma gelecekleri öngörürür gibi )  Kahvaltının bitimine doğru midemde müthiş bir ağrı ve bulantı hissettim. Mutfak’tan kalkıp banyo’ya doğru koşarken… Bir anda gözüm karardı… Usturuplu bir şekilde kendimei yere attım. ( bu ilaç aynı zamanda akşam saatlerinde kan şekerinide yükseltiyor. 2 yıl öncdede doktora danışmadan bu ilacı 1 gün önce almamış ve benzer semptomlar yaşamıştım ) Kendimi yere atar atmaz da bilincimi kaybetmişim. Aradan ne kadar zaman geçtiğini hatırlamıyorum. 5 yada 10 dakika olmalı… Gözümü açtığımda kendi kendime sordum? Neredeyim? Cevap; evdeyim Soru; evin neresindeyim? Cevap; koridordayım. Soru; neden yerde yatıyorum? Cevap; Biraz önce kendimi yere atmıştım. 1-2 dakika kadar yerde yattıktan sonra… Bir baktım ki üstüm başım batmış… 4 yıl önce birlikte yaşadığımız annemi kaybettiğimden bu yana evde yalnız yaşıyorum. haliyle, evde beni kaldıracak kimse yok!.. Kendi kendime, Ha gayret Tanju!.. Dedim ve yerden kalktım. Üstümü, başımı ve iç çamaşırlarımı değiştirirken farkettim ki? Ben tabiri caizse, hem alttan hem üstten gitmişim… Çabucak bir duş aldım ve temiz giysiler giyip kendimi yatağa attım. Yatak ta 1-2 saat kadar yattım. Midemdeki bulantı bir türlü geçmiyordu. Saat 14;00 sularında, karşı komşum Ramazan bey’i telefonla aradım. Telefonu açtı. Ben alo dedikten sonra, geçmiş olsun Tanju Bey dedi. ( sesim çok kötü çıkıyordu herhalde? ) durumumu kısaca anlattım. ben şu an çarşıdayım. 10-15 dk. Sonra geliyorum dedi. nitekim 15-20 dk.sonra kapım çalındı. Yataktan kalkarak açtım. Ramazan Bey, Hadi gidelim Tanju Bey dedi. Bende cevaben; Ramazan bey, midem çok kötü, otomobille acile giderken, istifra edip arabanı batırılabilirim. Sen en iyisi 112’yi ara, ambulans beni alsın. Sende arabanla Acil’e gelip bana refakat edersin dedim. Bir anekdot;  Sağlık açısından zor durumda olduğunuzda yanınızda size refaket edecek birinin olmasının elzem olduğunu geçmiş tecrübelerimden biliyorum.  2011 yılının soğuk bir ocak ayında… Yükselen tansiyonumun tedavisi için sabahın 6,30’unda arkadaşım Özer Tekeler’i telefonla aradım. Açtı ve beni Acil’e götürmesini rica ettim. Üşenmeden beni otomobiliyle aldı ve götürdü. Tedavim sonlanana kadar da yanımdan ayrılmadı. Hatta 9,30-10,00 gibi Acil polikliğininden ayrılırken, çıkışta bana; ‘’ Ömrüm seni Sevmekle Nihayet Bulacaktır ‘’  şarkısını bile söyletti. Ramazan bey, 112’yi aradı ve adres verdi.Nitekim 10-15 dakika sonra acil tıp sağlık görevilileride geldiler. Ben koridorda sandalyenin üstünde oturuyorum. Tansiyonumu ve kan şekerimi ölçtüler. Tansiyonum; 8/5 çıktı.Kan şekerimde düşük çıktı. Acil tıp elemanlarıda bir alem, 2 kişiydiler. Erkek olanı, ölçümlerden sonra, Tansiyonunuz ve kan şekeriniz düşmüş. Sizn bir şeyler yemeniz lazım.. ‘’ la havle vela kuvvete ‘’ Dedim ki; Benim şu anda midem bulanıyor. Bir şey yiyecek halim yok. Lütfen beni acil’e götürürmüsünüz? Cavap; Kızmayın Beyefendi, biz size bilgi veriyoruz. Ben de anlayışınız için teşekkür ederim dedim. O günde, aksilik bu ya!... Apartmanın asansörüde bozuk değilmi? Bir koluma sağlık görevlisi, diğer koluma Ramazan bey, girerek, aşağıya inip ambulans’a götürüldüm. Hastane’nin acil girşinde Ambulans’tan indirildim ve yürüyerek acil polikliniğine girdik. Aaa… Bir de ne göreyim? , Beni 2 gün evvel 17/10 tansiyonla evime gönderen Lünnanlı Doktor karşımda!.. Demedim tabii, beni, 17 tansiyonla evime gönderen doktor. Aaaa dedim. Beni 19 tansiyonla geldiğim poliklinikte tedavi eden doktor… Doktor’a bayıldım dedim. Oturduğu yerden istifini hiç bozmadan, Kullandığın tansiyon ilaçlarmı,  fazla geldi acaba? Dedi. Bilmiyorum dedim. Yanındaki yatağı göstererek, Geç, yat bakalım şu yatağa tedavini başlatalım dedi. Dediğini yaptım. Hemşire önce kan aldı.Sonra serum takıldı ve beni hastaların durumlarının güya takip edildiği ‘’ Müşade odası ‘’ dedikleri bir bölüme aldılar. 2 saat boyunca orada bir yatakta yattım. Arada bir gelip nasılsın? Nasıl oldun? Diyen bir Allah’ın kulu gelip sormadı. İçerisi oldukça iyi ısıtıldığı halde ben sağlık durumumdan durumu üşüdüğüm için montumu üzerime atmıştım.Bir ara sızmışım.Bir hemşire beni dürttü. Doktor gidebilirsin diyor dedi. Bende arkadaşıma telefon edeyim beni gelsin alsın dedim. Bu arada Ramazan Bey’in gelmesini beklerken, tuvalet’e gittim. Dönüşümde Doktor Bey’de Müşahade odası dedikleri bölümün ofis bölümündeydi. Doktoru hitaben; Bulantım ve ishalim devam ediyor. Siz bu durumda iken beni çıkartıyorsunuz dedim. Cavaben;  Tahlillerin iyi ama dedi. Bir müddet sonra Ramazan Bey’de geldi. Halimi görünce Doktor’a,; Ya adam, tir tir titriyor. Bir bakasanıza demiş. Dr. Bey Lütfen gelip ateşimi ölçtü. Herhalde biraz yüksek çıkmış olmalıki, Hemşire, kalçadan ateş düşürücü bir iğne yaptı ve dediki; Bu gece istirahat edin.Şikayetiniz geçmezse, yarın enfeksiyon bölümüne müracaat edersiniz. Neyse, saat 18:00 gibi hastaneden çıktık. Doktorun verdiği ilaçlarıda eczane’den aldıktan sonra, eve geldik. Vurdum kafayı yattım. Uyumuşum. Saat 20:00 gibi kapım ısrarla çalındı. Kalktım açtım. Baktım karşımda Ramazan bey; Tanju bey, nasıl oldun? Dedi. Biraz daha iyiyim dedim. Sordu? Açmısın? Aç’ım dedim. Hanımı bir tepsi içinde, bir tabak tarhana çorbası hazırlamış. Teşekkür edip aldım. O hasta halimle o çorbanın ne kadar hora geçtiğini anlatamam. Yaşayan bilir. Çorbayı içtikten sonra, sabaha kadar uyumuşum. Kalktım. kahvaltıyı-hazırladım. Kahvaltıda, 2-3 Ajda bardak çay içen ben, 1 br. Çayı zor içebildim. Tekrar yattım ve akşama kadar uyukladım. ( Öğlen saatlerinde Ramazan bey, kapımı çalarak beni yoklamayı da ihmal etmedi.) Akşam 18:00 gibi alt komşum M.Ali bey, beni telefonla aradı. ( tansiyonum 19’a çıktığında beni acil’e götüren kişi ) Tanju Abi, sana ne yaptırayım ne istersin? dedi. ( Apartmanın altında Şok market var ) Şok’tan tavuk alıp, Hanıma kızarttırayıımmı dedi. Vallahi dedim. Çok iyi olur. 2 saat sonra kapım çalındı. M.Ali Bey, bir tepsi içinde, 2 parça kızarmış tavuk bud’u 2 dilim ekmek ve 1 kase yoğurt ile çıkageldi. Yemeği büyük bir iştah ile yedim ve yerken, kendi kendime şunu terennüm ettim. Eski insanlar; Boşunamı? Komşu komşunun külüne muhtaçtır, ev alma komşu al dememişler. Komşularımdan Allah Razı Olsun..  
Ekleme Tarihi: 23 Şubat 2024 - Cuma

Tanju’nun Güncesinden;

Merhaba,

Sizlere, 3 gün arayla yaşadığım ciddi sağlık sorunlarını yazıp, Türkiye’de nasıl bir sağlık sistemi içinde yaşadığımızı başıma gelen dramatik olaylar zinciri ile siz okurlara aktarmak istiyorum.

Ben, hipertansiyon hastasıyım.

14 yıldır tansiyon ilacı kullanmaktayım. Yıl içinde, sonbahar mevsimine girerken ve kış aylarından çıkıp bahar aylarına girerken, tansiyonum da dalgalanmalar olur.

.Takviye tansiyon ilaci desteği ile bu süreci atlatmaya çalışırım.

Atlatamadığım zamanlarda acil tıp’a başvururum.
28 ocak 2024 Pazar akşamı da 19’a çıkan tansiyonum için Tire Devlet Hastanesininim
Acil tıp polikliniğine başvurdum. Beni karşılayıp tedavimi yapan doktor’a
( Lübnan’lı olduğunu öğrendim )

  • Nitelikli ve donanımlı doktorlar yurt dışına giderken, onların boşluğunu da 3.dünya Ülkelerinden nitelikleri ve donanımları belirsiz  doktorlar dolduruyor.

Evde, 1 ‘er saat arayla ½ dilaltı hapı aldığımı söyledim. O’da ½ dil altı hapının fayda sağlamayacağını öne sürerek 1 adet dil altı hapı verdi.
45 dk. Sonra tansiyonum ölçüldüğünde,
19/10’da stabil kaldığını görünce, kalça’dan idrar söktürücü enjeksiyon yapıldı.
45 dk. Sonra tansiyon yine düşmeyince,
kalçadan bir iğne daha ve dil altından bir hap daha verildi.
45 dk. Sonra tansiyonumun 17’ye düştüğü nü gören Lübnanlı  dr. 17 tansiyonla beni evime gönderdi.

 (kendini iyi hissediyorsan gidebilirsin diyerek)
Yukarıdaki satırlarda bahsettiğim gibi 14 yıllık tansiyon hastasıyım ve acil tıp’ta 17 tansiyonla
hastanın gönderilmeyeceğini iyi bilirim.

 

Gece’yi 17 tansiyonla sıkıntılı bir şekilde uyuyup uyanarak geçirerek sabahladım.
Kalktığımda Tansiyonum 16’a düşmüştü.. gün içinde tölere edilebilir bir yere geldi.
 Pazartesi günü iyileşince şunu düşündüm; Neredeyse 30 yıldır her gün düzenli olarak
Deltacortril isminde bir ilaç kullanıyorum. Böbrek üstü bezlerimin salgılamadığı yada az salgıladığı kortizon hormonunu yerine koyan ikame edici bir ilaç.

Bu ilaç zamanla vücutta bir birikime yol açabiliyor. Vücutta tuz ve sıvı birikimine neden oluyor. Bu da tansiyonu arttırıyor. Yılda 1 defa kontrole gittiğim uzmanlık alanı Endokrinoloji
olan,  Dç. Dr. İsmail Saklamaz’ın 14 yıldır hastasıyım.
Dr. İsmail Bey’e w.shapp’dan şu mesaji yazdım;
Merhaba  Ali Bey, uzun süredir stabil  (sabit ) giden tansiyonum dün 19’a çıkınca tıbbi yardım aldım. Dün gece vücudumun beden ve ayak bölgelerinde rahatsız edici kramplar olunca,
D.cortril’in yan etkisini hatırladım.kortizon biliyorsunuz zamanla vücutta sıvı ve tuz birikmesine neden oluyor. 1 hafta kadar ½ tablet kullanmsam mı ne dersiniz?

Cevap; tuzu tamamen kesin ve 1/2 tablet alın . Tanju bey, diye yazınca,
Bende bir havaya girdim…
Vay be!..

Ben de yarım doktor sayılırım artık. Zaten doktorun vereceği cavabı beklemeden sabah yarım doz almıştım. ½ doz aldığım günün akşamında vücudum ilk sinyalini verdi.
‘’ kısa bir bulantı atağı ‘’  ama ben bu uyarıyı ciddiye almadım.
Ertesi sabah saat 10’da ciddi bir bulantı atağıyla uyandım.
Geçmiş yıllardaki tecrübelerimden biliyorum. 1 gün önce bu ilacı yanlışlıkla almayı unutursam. Vücut, ilacın eksikliğini  bulantı atağı şeklinde gösteriyor.
Bu bulantı atağını kesmenin bir formülünü de bulmuştum.
Tam limonun yarısı kesilecek. Yarım limonun üstüne biraz tuz serpilip kabuğuyla birlikte tüketilecek. Bu formül bulantıyı kesip mideyi rahatlatıp, bulantıyı kesiyor.

Nitekim formül işe yaradı. Aradan 2 saat geçti. Saat 12;00 gibi kahvaltıyı hazırlarken,
kendimi o kadar kötü hissediyorum ki, kendi kendime, sanki bayılacağım diyorum.
( Biraz sonra başıma gelecekleri öngörürür gibi )
 Kahvaltının bitimine doğru midemde müthiş bir ağrı ve bulantı hissettim.
Mutfak’tan kalkıp banyo’ya doğru koşarken…
Bir anda gözüm karardı…
Usturuplu bir şekilde kendimei yere attım.
( bu ilaç aynı zamanda akşam saatlerinde kan şekerinide yükseltiyor. 2 yıl öncdede doktora danışmadan bu ilacı 1 gün önce almamış ve benzer semptomlar yaşamıştım )
Kendimi yere atar atmaz da bilincimi kaybetmişim.

Aradan ne kadar zaman geçtiğini hatırlamıyorum. 5 yada 10 dakika olmalı…
Gözümü açtığımda kendi kendime sordum?

Neredeyim?
Cevap; evdeyim
Soru; evin neresindeyim?
Cevap; koridordayım.
Soru; neden yerde yatıyorum?
Cevap; Biraz önce kendimi yere atmıştım.
1-2 dakika kadar yerde yattıktan sonra…
Bir baktım ki üstüm başım batmış…
4 yıl önce birlikte yaşadığımız annemi kaybettiğimden bu yana evde yalnız yaşıyorum.
haliyle, evde beni kaldıracak kimse yok!..
Kendi kendime,
Ha gayret Tanju!..
Dedim ve yerden kalktım.
Üstümü, başımı ve iç çamaşırlarımı değiştirirken farkettim ki?
Ben tabiri caizse, hem alttan hem üstten gitmişim…
Çabucak bir duş aldım ve temiz giysiler giyip kendimi yatağa attım.
Yatak ta 1-2 saat kadar yattım. Midemdeki bulantı bir türlü geçmiyordu.
Saat 14;00 sularında, karşı komşum Ramazan bey’i telefonla aradım.
Telefonu açtı. Ben alo dedikten sonra, geçmiş olsun Tanju Bey dedi.
( sesim çok kötü çıkıyordu herhalde? )
durumumu kısaca anlattım.
ben şu an çarşıdayım. 10-15 dk. Sonra geliyorum dedi.
nitekim 15-20 dk.sonra kapım çalındı.

Yataktan kalkarak açtım.
Ramazan Bey, Hadi gidelim Tanju Bey dedi.
Bende cevaben; Ramazan bey, midem çok kötü, otomobille acile giderken, istifra edip arabanı batırılabilirim. Sen en iyisi 112’yi ara, ambulans beni alsın. Sende arabanla Acil’e gelip bana refakat edersin dedim.
Bir anekdot;
 Sağlık açısından zor durumda olduğunuzda yanınızda size refaket edecek birinin olmasının elzem olduğunu geçmiş tecrübelerimden biliyorum.
 2011 yılının soğuk bir ocak ayında…
Yükselen tansiyonumun tedavisi için sabahın 6,30’unda arkadaşım Özer Tekeler’i telefonla aradım. Açtı ve beni Acil’e götürmesini rica ettim.
Üşenmeden beni otomobiliyle aldı ve götürdü.
Tedavim sonlanana kadar da yanımdan ayrılmadı.
Hatta 9,30-10,00 gibi Acil polikliğininden ayrılırken, çıkışta bana;
‘’ Ömrüm seni Sevmekle Nihayet Bulacaktır ‘’  şarkısını bile söyletti.

Ramazan bey, 112’yi aradı ve adres verdi.Nitekim 10-15 dakika sonra acil tıp sağlık görevilileride geldiler. Ben koridorda sandalyenin üstünde oturuyorum.
Tansiyonumu ve kan şekerimi ölçtüler.
Tansiyonum; 8/5 çıktı.Kan şekerimde düşük çıktı.
Acil tıp elemanlarıda bir alem, 2 kişiydiler. Erkek olanı, ölçümlerden sonra,
Tansiyonunuz ve kan şekeriniz düşmüş. Sizn bir şeyler yemeniz lazım..
‘’ la havle vela kuvvete ‘’
Dedim ki; Benim şu anda midem bulanıyor. Bir şey yiyecek halim yok.
Lütfen beni acil’e götürürmüsünüz?
Cavap; Kızmayın Beyefendi, biz size bilgi veriyoruz.
Ben de anlayışınız için teşekkür ederim dedim.
O günde, aksilik bu ya!...
Apartmanın asansörüde bozuk değilmi?
Bir koluma sağlık görevlisi, diğer koluma Ramazan bey, girerek, aşağıya inip ambulans’a götürüldüm.
Hastane’nin acil girşinde Ambulans’tan indirildim ve yürüyerek acil polikliniğine girdik.
Aaa…
Bir de ne göreyim?
, Beni 2 gün evvel 17/10 tansiyonla evime gönderen Lünnanlı Doktor karşımda!..
Demedim tabii, beni, 17 tansiyonla evime gönderen doktor.
Aaaa dedim. Beni 19 tansiyonla geldiğim poliklinikte tedavi eden doktor…
Doktor’a bayıldım dedim. Oturduğu yerden istifini hiç bozmadan,
Kullandığın tansiyon ilaçlarmı,  fazla geldi acaba? Dedi.
Bilmiyorum dedim.

Yanındaki yatağı göstererek,
Geç, yat bakalım şu yatağa tedavini başlatalım dedi.
Dediğini yaptım.

Hemşire önce kan aldı.Sonra serum takıldı ve beni hastaların durumlarının güya takip edildiği
‘’ Müşade odası ‘’ dedikleri bir bölüme aldılar.
2 saat boyunca orada bir yatakta yattım.
Arada bir gelip nasılsın? Nasıl oldun? Diyen bir Allah’ın kulu gelip sormadı.
İçerisi oldukça iyi ısıtıldığı halde ben sağlık durumumdan durumu üşüdüğüm için montumu
üzerime atmıştım.Bir ara sızmışım.Bir hemşire beni dürttü. Doktor gidebilirsin diyor dedi.
Bende arkadaşıma telefon edeyim beni gelsin alsın dedim.
Bu arada Ramazan Bey’in gelmesini beklerken, tuvalet’e gittim.
Dönüşümde Doktor Bey’de Müşahade odası dedikleri bölümün ofis bölümündeydi.
Doktoru hitaben; Bulantım ve ishalim devam ediyor. Siz bu durumda iken beni çıkartıyorsunuz dedim.
Cavaben;  Tahlillerin iyi ama dedi.
Bir müddet sonra Ramazan Bey’de geldi.
Halimi görünce Doktor’a,; Ya adam, tir tir titriyor. Bir bakasanıza demiş.
Dr. Bey Lütfen gelip ateşimi ölçtü. Herhalde biraz yüksek çıkmış olmalıki,
Hemşire, kalçadan ateş düşürücü bir iğne yaptı ve dediki;
Bu gece istirahat edin.Şikayetiniz geçmezse, yarın enfeksiyon bölümüne müracaat edersiniz.
Neyse, saat 18:00 gibi hastaneden çıktık.
Doktorun verdiği ilaçlarıda eczane’den aldıktan sonra, eve geldik. Vurdum kafayı yattım.
Uyumuşum. Saat 20:00 gibi kapım ısrarla çalındı. Kalktım açtım. Baktım karşımda
Ramazan bey; Tanju bey, nasıl oldun? Dedi. Biraz daha iyiyim dedim.
Sordu? Açmısın?
Aç’ım dedim.
Hanımı bir tepsi içinde, bir tabak tarhana çorbası hazırlamış.
Teşekkür edip aldım.
O hasta halimle o çorbanın ne kadar hora geçtiğini anlatamam. Yaşayan bilir.
Çorbayı içtikten sonra, sabaha kadar uyumuşum. Kalktım. kahvaltıyı-hazırladım.
Kahvaltıda, 2-3 Ajda bardak çay içen ben, 1 br. Çayı zor içebildim.
Tekrar yattım ve akşama kadar uyukladım.
( Öğlen saatlerinde Ramazan bey, kapımı çalarak beni yoklamayı da ihmal etmedi.)
Akşam 18:00 gibi alt komşum M.Ali bey, beni telefonla aradı.
( tansiyonum 19’a çıktığında beni acil’e götüren kişi )
Tanju Abi, sana ne yaptırayım ne istersin? dedi.
( Apartmanın altında Şok market var )
Şok’tan tavuk alıp, Hanıma kızarttırayıımmı dedi.
Vallahi dedim. Çok iyi olur. 2 saat sonra kapım çalındı.
M.Ali Bey, bir tepsi içinde, 2 parça kızarmış tavuk bud’u 2 dilim ekmek ve 1 kase yoğurt ile çıkageldi.
Yemeği büyük bir iştah ile yedim ve yerken, kendi kendime şunu terennüm ettim.
Eski insanlar; Boşunamı? Komşu komşunun külüne muhtaçtır, ev alma komşu al dememişler.
Komşularımdan Allah Razı Olsun..
 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.