Bu yazıyı yazmamak için epeydir direniyordum. Çünkü bir umudun tükenişine destek olmak istemiyordum. Yazımda Meral Hanım’dan ve İyi Partinin geleceği konusuna değinmek istiyorum. Tanıdığım ve bildiğim kadarıyla Meral Hanım mert ve delikanlı bir kadındır. Milliyetçi, muhafazakar , akılcı, çözüm odaklı görüşleri vardır. 1980 lerden beri yokluğunu hissettiğimiz merkez sağın yeniden tesisi için en güçlü aday görünümündedir.   İyi partiyi kurdu, çok da iyi  yaptı. Kısa zamanda büyük bir kesimin ümidi ve moral kaynağı oldu Bu sayede oylarını % 15 lere çıkarmış, % 20 lere doğru da yelken açıyordu. Son yerel seçimlerde yapılan ittifakla da başta İstanbul ve Ankara olmak üzere  birçok sehirlerde belediye başkanlıkları kazanılmış yapılacak ilk  genel seçimde iktidarın el değiştirebileceği ümidi doğmuştu.   Genel seçimlere gidilirken oluşturulan genişletilmiş ittifakla bu umut artarak devam etmişti. İttifak ortakları, bozulan devler çarkını yeniden düzene koymak için her alanda ciddi çalışmalar yapıp çözüm önerileri ortaya koymuşlardı. Ancak Cumhurbaşkanlığı adayının belirlenmesinde büyük bir hataya düşüldü.”Geliyor gelmekte olan” söylemiyle Sayın  Kılıçdaroğlu aday olduğunu apaçık söylerken  Meral Hanım da “ Seçilebilecek bir adayla seçime gideceğiz “derken gönlündeki adayların Mansur Yavaş veya  Ekrem İmamoğlu olduğunu belli etmişti. buihtimali Mısır’daki sağır sultan bile duyuyor ve anlıyordu.   Her sorulduğunda adayı erken açıklarsak yıpratılır bahanesi ile son dakikaya kadar ağzındaki baklaları çıkarmayan iki lider seçimlere 10 kala, istekleri yerine getirilmediği için Meral Hanım ‘ın ani bir hareketle masadan fırlayıp kalkmasıyla tüm umutlar  yerle bir olmuştu. A mübarekler diyeceğim, siz kendi aranızda aday konusunda  anlaşıp ta kamuoyuna duyurmasaydınız, bu yıkıma sebep olmasaydınız daha doğru olmaz mıydı?   Bu yanlışın bedeli Meral Hanım’ın söylemiyle partilerine %7-10 arasında oy kaybına neden olduğuna göre Cumhurbaşkanlığını Recep Tayyip Erdoğana altın tepsi içersinde sunmanın nasıl mümkün olduğu apaçık ortaya çıkmaktadır. ( Daha pek çok sebeple, adil olmayan  ve antidemokratik yöntemlerle seçimin kaybedilmesi söz konusudur.) Halbuki  kamuoyu araştırmalarıyla altılı masada bu dağınıklık olmadan önce hangi adayla seçime gidilirse gidilsin seçimi Millet İttifakı adayı kazanacaktı.   Gelelim bu günlere; beş ay sonra yerel seçimlere gideceğiz. Meral Hanım yine büyük bir yanlışa imza atacak gibi görünüyor. “İttifak yok 81 ilde kendi adaylarımızla seçime gideceğiz. Boyumuzun ölçüsünü alacağız, ağırlığımızı ölçeceğiz. Biz iyi Parti’yi CHP nin adaylarını seçtirmek için mi kurduk? “ diyor  Meral Hanım bu seçimler boy ölçüsünü almak için yapılmayacak , mevcut iktidarın gidişatının doğru mu yanlış mı olduğuna işaret edecek. En kalabalık partinin lideri MHP ile ve minnacık partilerle işbirliğini sürdürürken, muhalefet ayrışmaya devam ederse bugünü değil yarını da kaybetme ihtimali çok yüksektir.   Meral Hanım siz daha parti kurmadan önce Büyük Tire Gazetemizde “ Ne varsa öğretmenlerde var”, “ Bir kadın eli değmeli “ diye  iki makalemi yayınlamış ve sizden sitayişle bahsetmiştim. Tire ziyaretiniz sırasında aynı okulun öğrencisi olduğumuzu öğrenince koltuğunuzdan kalkıp yanıma kadar gelip tokalaşıp, sarmaşarak “ Siz bizim okul abimizsiniz “ diye övgü dolu sözler söylemiştiniz. Bu davranışınız benim için asla unutulmayacak büyük bir onur olarak belleğimde kalacaktır.   Bu özgüvenle acizane bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum. Lütfen kabul buyurunuz. 1- Yaklaşan yerel seçimler sıradan bir seçim olmayacaktır. 2- Tek adam yönetiminin perçinlenmesine veya dur bakalım burada millet iradesinin üstünlüğü var demek olacaktır. 3- Son genel seçimde aldığınız oy , almanız gereken oy değildir. Seçimden sonraki gelişmeler ve söylemler partinizin daha da gerilediğini işaret etmektedir. 4 -Mevcut ortamda “Yalnız gezeni kurt kapar” atasözü gerçeklik ifade etmektedir. 5- Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday göstermeyi düşündüğünüz adayların karşısına aday çıkartıp bir de kaybetmelerine sebep olursanız inanın bunun vebalini kimseye anlatamazsınız. 5 -Seçimleri kaybetmenin sonucu ilk genel seçimlere kadar partinizi bir umut partisi olmak yerine marjinal bir parti durumuna düşürebilir. 6- Partinizde çeşitli alanlarda çok değerli, mutlaka devlet yönetiminde görev alıp söz sahibi olması gereken yetişmiş değerleriniz vardır ve bu değerlerin yönetime gelme imkanından mahrum kalmaması arzu edilir. Meral Hanım haddım olmadan duygu ve düşüncelerimi paylaştım, bazı önerilerde bulundum. Takdir sizindir.   Son söz olarak bir atasözümüzü daha paylaşmak istiyorum.  “ Dost acı söyler ama doğruları  söyler” miş.