Anne ve babalar doğumdan itibaren çocukları ile iletişim halindedir. Hatta bu iletişim anne ile anne karnındaki bebek arasında gebelik döneminde başlar. Bu iletişimin gücü tüm yaşam boyu etkili olmaktadır. Etkileşim ne kadar kuvvetli olursa anne, baba ve çocuk birbirini o kadar çok dinler, birbirine değer verir. Birey duygusu daha kuvvetli olur, çocukta özgüven gelişimi güçlenir, kişiler arası saygı artar, iletişim kurma becerisi gelişir. Birbirlerini olduğu gibi kabul ederler. Bu nedenle bebekle ve çocukla her daim konuşmak gerekir. Ona bir birey olduğunu htirmek gerekir ve bu his sevgi ile sağlanabilir. Anne ve baba ne kadar sevgi dolu yaklaşım sergilerse çocuklarımızın geleceği ve insanlar arasındaki ilişkileri de o kadar olumlu, sevgi dolu ve güçlü olur. Ev içi iletişimin olumlu olması, zamanın keyifli geçmesi demektir, yaşamdan haz almak demektir. Çocuğun yaşına bakmaksızın ona erişkin bir birey gibi muamele yapmak onun kişilik gelişimi için çok önemlidir.
Çocuklarımızla iletişim kurarken ona değer verdiğimizi, can kulağı ile dinlediğimizi göstermeli ve htirmeliyiz. Göz teması ve aynı göz seviyesine gelerek konuşmak ilk yapılacak adımdır. Televizyon izliyorsanız, gazete okuyorsanız, telefon ve tabletle uğraşıyorsanız bunlara lütfen ara veriniz. On dakikanızı çocuğunuza ayırınız ve etkin iletişime geçiniz. Ona önemsediğinizi htiriniz. Özellikle ergenlik döneminde özel bazı konular konuşmak isteyebilirler. Onlara zaman ayırmalı, karşılıklı konuşmalı ve bu konuyu başkası ile paylaşmamalısınız. Çocuklarımızın elbette sevmediğimiz huyları olabilir. Bunları incitmeden ve onları doğru yönlendirerek açıklamalıyız. Kalabalık ve yabancı kişilerin bulunduğu ortamlarda bu durumu gündeme getirmemeli ve onları incitmemeliyiz.
En büyük yaptığımız hatalardan biri de çocuklarımıza bağırmak, onları yargılamak ve cezalandırmaktır. Elbette onları saygılı, anlayışlı, özgüveni yüksek, karşı tarafın hakkına müdahale etmeyen bir birey olarak yetiştireceğiz. Çocuklar sınırlarını bildiği sürece daha doğru ve evrensel bir kişilik sahibi olurlar. Onlara sınır koymak, onların sınırlarını çizmek çok önemlidir. Bunu bağırmadan, azarlamadan, rencide etmeden, konuşarak, ceza vermeden, olumlu ve olumsuz yönleri anlatarak yapmalıyız. Çocuklarımızı dinlemeli ve sözlerini bitirmelerine müsaade etmeliyiz. “Neden böyle yaptın?” diyerek onu yargılamamalı, “Neden ?” şeklindeki suçlayıcı sorulardan uzak durmaya çalışmalıyız. Çocuklarımızın her yaşta yaşına özgü bazı sorunları olabilir. Bu problemleri çözmeleri için zaman vermeli, onlar adına hemen çözüm üretmemeliyiz. Onları dinlemeli ve onların yerine kendimizi koymalıyız, yani empati kurmak yaşamımızın her alanında bizlere çok şey kazandırır. “Empati”yi çocuklarımıza da öğretmeliyiz. Dolayısıyla aile içi iletişimin güçlü olduğu, birbirine saygı duyan ve birbirini dinlemeyi bilen, empati yeteneği güçlü aile ortamında yetişen çocuklar ileriki yaşantılarında da gerek arkadaş, gerek eş, gerekse iş ilişkilerinde saygın, hukuka bağlı, iletişimi güçlü bir yaşam sergilerler. Kısaca özetlemek gerekirse anne ve babalar olarak çocuklarımıza doğumdan itibaren her konuda gerekli özeni göstermeliyiz. Onların kendilerine, ülkelerine, topluma yararlı, saygın, üretken ve tutarlı bireyler olmalarının temelleri bizlerin onlarla olan iletişimi ile şekillenmektedir. Kendi ile barışık, mutlu yarınlara sahip çocuklar yetiştirmek dileğiyle. Esen kalın.
Dr. Ramazan Soylar
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı