bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Cüneyt Tanyeri
Köşe Yazarı
Cüneyt Tanyeri
 

İKİ SAVAŞ ARASINA SIKIŞMIŞ BİR HAYAT

Dostlar, bu hafta Heybeliada Bahriye Okulunun son sınıfındayken başlayan Osmanlı-Rus Savaşı'na okuldan ayrılıp gönüllü olarak katılan Ressam Hasan Rıza’dan söz etmek istiyorum.   Hasan Rıza’nın ismi pek bilinmez ama tablolarını mutlaka görmüşsünüzdür. Ressamın ilginç bir yaşam öyküsü var: Okuldan ayrılıp gönüllü olarak savaşa katılınca er olarak Rus sınırındaki bir alaya gönderilir ve savaşı yakından izleyip resimlemekle görevli İtalyan bir gazetecinin muhafızlığını yapma görevi verilir. Savaşı her yönüyle izleyip, gerçek savaş sahnelerini ustalıkla resmeden gazeteciden çok etkilenen Hasan Rıza, bir gün yaşlı gazetecinin karakalem portresini yapıp ona gösterir. Rütbesiz gönüllü bir asker tarafından çizilen bu portre karşısında İtalyan gazeteci çok şaşırır. O günden sonra aralarında başlayan dostluk, savaş sonrasında da devam eder. Savaş sona erdiğinde tekrar Heybeliada'ya, okuluna dönen Hasan Rıza aynı adada yaşamakta olan İtalyan gazeteciyi sık sık ziyaret ederek resim konusundaki bilgisini artırır.   Bahriye'nin son sınıfında okurken, Sultan Abdülhamid'in yatının kamaralarında bulunan resimleri onarmak ve bozulan süslemeleri yenilemekle görevlendirilir. Bu işi büyük bir zevk ve ustalıkla yapan Hasan Rıza'yı devrin Bahriye Nazırı, başarısından dolayı ödüllendirir ve onu, mezun olmasını beklemeden subay yapar. Ancak, büyük bir ressam olmayı kafasına koyan Hasan Rıza, o yıl okuldan ayrılır ve İtalyan gazetecinin de teşvikiyle İtalya'ya gider. On yıl boyunca Napoli, Roma ve Floransa'da çeşitli ressamların atölyelerinde eğitim alarak sanatını geliştirir. İtalya'dan Mısır'a geçerek iki yıl da Mısır sanatı üzerine çalışır. Toplam on iki yılın ardından Türkiye'ye dönen Hasan Rıza, kendini tamamen resme verebilmek için Edirne Karaağaç'ta bir atölye kurup çalışmalarına burada devam eder.   Ünlü kişilerin portrelerini ve tarihî olayları anlatan tablolarının birçoğunu Karaağaç'ın sakin ortamında resmeden Hasan Rıza, özellikle Osmanlı tarihindeki önemli olay ve savaşların betimlendiği tablolardan oluşan bir seri yapmak için kolları sıvar. Konusunu tarihten alan çok sayıda tabloyu kısa sürede ustalıkla tamamlar. Fakat ne yazık ki, bu seriden günümüze çok az tablo ulaşabilmiştir. İstanbul Askeri Müzesi'ndeki “Viyana Kuşatması” ve “Belgrad Meydan Muharebesi” tabloları, İstanbul Deniz Müzesi'ndeki “İstanbul'un Kuşatılması için Fatih'in Gemilerin Karadan Denize İndirilmesine Nezareti” ve “Fatih'in Ordusuyla Edirne'den İstanbul'a Yürüyüşü” tabloları, Ankara Orduevi'ndeki “Eğri Kuşatması” ve “Mohaç Meydan Muharebesi” tabloları bu seriden günümüze ulaşabilen eserlerinden bazıları.   Resimlerinden derin bir tarih bilgisine sahip olduğu anlaşılan ressamın çok güçlü anatomi bilgisi de hemen göze çarpar. En karışık savaş sahnelerini bile başarılı bir gerçekçilikle resmeder, eserlerinde karakalem, çini, pastel ve yağlıboya tekniklerini kullanır. Edirne'de resim çalışmalarının yanında sosyal olarak da hayatın içinde yer alırken aynı zamanda sanat okulunun müdürlüğünü de yapar.   Bu görevi sırasında birçok öğrenci yetiştirir. Balkan Savaşı sırasında da Edirne Hastanesi'nin müdürlüğünü üstlenen Hasan Rıza, Bulgar Ordusu'nun şehre girmesi üzerine atölyesinde bulunan ve yıllarını verdiği resimlerini kurtarmak için hastaneden Karaağaç'a gitmek üzere yola çıkar. Ancak, yolda şehit olur. İşte, Hasan Rıza'nın yaşamındaki tüm yolları kapatan ikinci savaş budur.   Atölyesindeki resimlerin bir kısmı Bulgarlar tarafından parçalanır ve yağmalanır. Bazıları da Sofya'ya götürülür. Daha sonra birkaç eseri Viyana Müzesi'nde ortaya çıkar. Kurtarılabilen eserlerinden bazıları İstanbul'a getirilir ancak çoğu eseri kurtarılamaz. Günümüze ulaşabilen eserleri İstanbul Askeri Müzesi, İstanbul Deniz Müzesi ve Resim Heykel Müzesi'nde sergilenmekte olan ressamın iki eseri Ankara Orduevi’nde, birkaç eseri de özel koleksiyonlarda bulunmaktadır.   Dostlar, edebiyatla kalın ama umutsuz kalmayın.  
Ekleme Tarihi: 06 Eylül 2019 - Cuma

İKİ SAVAŞ ARASINA SIKIŞMIŞ BİR HAYAT

Dostlar, bu hafta Heybeliada Bahriye Okulunun son sınıfındayken başlayan Osmanlı-Rus Savaşı'na okuldan ayrılıp gönüllü olarak katılan Ressam Hasan Rıza’dan söz etmek istiyorum.

 

Hasan Rıza’nın ismi pek bilinmez ama tablolarını mutlaka görmüşsünüzdür. Ressamın ilginç bir yaşam öyküsü var: Okuldan ayrılıp gönüllü olarak savaşa katılınca er olarak Rus sınırındaki bir alaya gönderilir ve savaşı yakından izleyip resimlemekle görevli İtalyan bir gazetecinin muhafızlığını yapma görevi verilir. Savaşı her yönüyle izleyip, gerçek savaş sahnelerini ustalıkla resmeden gazeteciden çok etkilenen Hasan Rıza, bir gün yaşlı gazetecinin karakalem portresini yapıp ona gösterir. Rütbesiz gönüllü bir asker tarafından çizilen bu portre karşısında İtalyan gazeteci çok şaşırır. O günden sonra aralarında başlayan dostluk, savaş sonrasında da devam eder. Savaş sona erdiğinde tekrar Heybeliada'ya, okuluna dönen Hasan Rıza aynı adada yaşamakta olan İtalyan gazeteciyi sık sık ziyaret ederek resim konusundaki bilgisini artırır.

 

Bahriye'nin son sınıfında okurken, Sultan Abdülhamid'in yatının kamaralarında bulunan resimleri onarmak ve bozulan süslemeleri yenilemekle görevlendirilir. Bu işi büyük bir zevk ve ustalıkla yapan Hasan Rıza'yı devrin Bahriye Nazırı, başarısından dolayı ödüllendirir ve onu, mezun olmasını beklemeden subay yapar. Ancak, büyük bir ressam olmayı kafasına koyan Hasan Rıza, o yıl okuldan ayrılır ve İtalyan gazetecinin de teşvikiyle İtalya'ya gider. On yıl boyunca Napoli, Roma ve Floransa'da çeşitli ressamların atölyelerinde eğitim alarak sanatını geliştirir. İtalya'dan Mısır'a geçerek iki yıl da Mısır sanatı üzerine çalışır. Toplam on iki yılın ardından Türkiye'ye dönen Hasan Rıza, kendini tamamen resme verebilmek için Edirne Karaağaç'ta bir atölye kurup çalışmalarına burada devam eder.

 

Ünlü kişilerin portrelerini ve tarihî olayları anlatan tablolarının birçoğunu Karaağaç'ın sakin ortamında resmeden Hasan Rıza, özellikle Osmanlı tarihindeki önemli olay ve savaşların betimlendiği tablolardan oluşan bir seri yapmak için kolları sıvar. Konusunu tarihten alan çok sayıda tabloyu kısa sürede ustalıkla tamamlar. Fakat ne yazık ki, bu seriden günümüze çok az tablo ulaşabilmiştir. İstanbul Askeri Müzesi'ndeki “Viyana Kuşatması” ve “Belgrad Meydan Muharebesi” tabloları, İstanbul Deniz Müzesi'ndeki “İstanbul'un Kuşatılması için Fatih'in Gemilerin Karadan Denize İndirilmesine Nezareti” ve “Fatih'in Ordusuyla Edirne'den İstanbul'a Yürüyüşü” tabloları, Ankara Orduevi'ndeki “Eğri Kuşatması” ve “Mohaç Meydan Muharebesi” tabloları bu seriden günümüze ulaşabilen eserlerinden bazıları.

 

Resimlerinden derin bir tarih bilgisine sahip olduğu anlaşılan ressamın çok güçlü anatomi bilgisi de hemen göze çarpar. En karışık savaş sahnelerini bile başarılı bir gerçekçilikle resmeder, eserlerinde karakalem, çini, pastel ve yağlıboya tekniklerini kullanır. Edirne'de resim çalışmalarının yanında sosyal olarak da hayatın içinde yer alırken aynı zamanda sanat okulunun müdürlüğünü de yapar.

 

Bu görevi sırasında birçok öğrenci yetiştirir. Balkan Savaşı sırasında da Edirne Hastanesi'nin müdürlüğünü üstlenen Hasan Rıza, Bulgar Ordusu'nun şehre girmesi üzerine atölyesinde bulunan ve yıllarını verdiği resimlerini kurtarmak için hastaneden Karaağaç'a gitmek üzere yola çıkar. Ancak, yolda şehit olur. İşte, Hasan Rıza'nın yaşamındaki tüm yolları kapatan ikinci savaş budur.

 

Atölyesindeki resimlerin bir kısmı Bulgarlar tarafından parçalanır ve yağmalanır. Bazıları da Sofya'ya götürülür. Daha sonra birkaç eseri Viyana Müzesi'nde ortaya çıkar. Kurtarılabilen eserlerinden bazıları İstanbul'a getirilir ancak çoğu eseri kurtarılamaz. Günümüze ulaşabilen eserleri İstanbul Askeri Müzesi, İstanbul Deniz Müzesi ve Resim Heykel Müzesi'nde sergilenmekte olan ressamın iki eseri Ankara Orduevi’nde, birkaç eseri de özel koleksiyonlarda bulunmaktadır.

 

Dostlar, edebiyatla kalın ama umutsuz kalmayın.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.