Tire'nin girişine büyük bir trafik tabelâsı koymalı: Dikkat! Ağaç çıkabilir! Ve kaldırımlara yüz adımda bir: Dikkat! Ağaç var! Rahatsız etmeyin!
Peki bu ağaçlar nasıl yetişmiştir? Kimler dikip, nasıl büyütmüştür?..
Şimdi sizi hepinizin bildiği bir yere götüreceğim: İstasyon Parkı. Hepimizin İstasyon Parkıyla hatırası vardır. Hatıralar uyanıp, o masum duygular, bir bir kanat çırptıkça içim burkulur. Öylesine çok işlevli bir parktır ki, kesinlikle bir nedenle yolunuz düşmüştür. O olağanüstü ağaçlar sizi de büyülemiştir.
Bir yanda pembe, kırmızı, beyaz, zarif zakkumlar, derviş edalı selviler, azamati ve haşmetiyle Çınarlar ve o'ndan geri kalmayan okaliptüsler, dutlar, defineler, erik ağaçları, derken mûnis ,sessiz fakat fevkalâde şûh kokulu iğdeler ve güller, hanımelleri... Ve yürüyüş boyunca sırım sırım sıralanmış, güven yayan çamlar...
Peki, kim dikmiş, kim büyütmüştür bunca ağacı? Temuçin Biliz. Evet, İstasyon Müdürü Temuçin Biliz, tek başına dikip büyütmüştür onca ağacı. Hem de sırtında tenekeyle su taşıyarak. Su, o meşhur İstasyon çeşmesinde var. İstasyon çeşmesinden sırtında tenekelerle taşıyarak büyütür onca ağacı. Gördüğünüz bütün ağaçların damarlarında, yapraklarında Temuçin Biliz'in emeği var, teri var.
Hazıra konmayı seven fertlerin, çoğunlukta olduğu bir ülkeyiz. Temuçin Biliz gibi insanlar nadirdir biz de, zor bulunur. Fakat, takdir edilmek bir yana, aşağılanır, hor görülürler bir de. O yüzden Deli Temuçin'e çıkar adı. Öyle ya, o sıcağın altında kim sırtında su taşır? Hem de bedava...
Taşır! Demiryolcular taşır! Demiryolcular evleri gibi benimserler çalışma alanlarını. Evleri gibi güzelleştirmeye çalışırlar. Demiryolcular, demir gibi sağlam karakterlidirler. Birbirlerine fevkalâde bağlıdırlar. Hepsi şahsına münhasır insanlardır. En yüksek dayanışma ruhu o'nlardadır. Samimidirler, iyiniyetlidirler, dirençlidirler. Temuçin Biliz, demiryolcu Temuçin olduğu için de yapmıştır bütün bunları...
Temuçin Bey'in hikâyesini Yılmaz Göçmen anlattı bana. Has Tirelidir. Yazardır, Tire’yi, Tire efsanelerini, Tirelileri o'nun kaleminden okumak ayrı bir haz verir insana. Karşınıza geçmiş oturmuş, bal damlayan ağzından anlatmaktadır sanki, Tire’yi her haliyle. Hem de kırk bir meddaha meslek bıraktıracak bir üslupla. Yaşayan bir efsanedir o.
Hikâyeyi teyit için İstasyon Müdürlüğüne uğradım. Hareket memuru Mehmet Kester vardı. Yedi ay olmuş Kütahya'dan geleli ve gelir gelmez Temuçin Biliz'in hikâyesini anlatmışlar Mehmet Bey'e. Böylece kuşaktan kuşağa aktarılacak Temuçin Bey'in hikâyesi Demiryolcular arasında.
Yılmaz Göçmen'in bir önerisi var: Bu sevgi dolu insana minnet duygularımızı ifade edebilmek, için ve çocuklarımıza örnek olması dileğiyle, İstasyon Parkı'nın çamlık kısmına "Temuçin Biliz Koruluğu" ismi verilsin, diyor. Yürekten katılıyorum. Kentimizin değerlerini tanımalı, tanıtmalıyız. Yaşasın Temuçin Biliz Koruluğu!
Temuçin Biliz Koruluğu, için el ele !