Siyasi partiler demokrasi yönetimlerin vazgeçilmez unsurlarıdır. Demokratik yönetimlerin tüm kurum ve kuralları ile işlerlik kazanabilmeleri için siyasi partilerin kendi içinde demokratik usullerle aday belirlemeleri gereklidir. Günümüzde ne yazık ki partilerin yapıları incelendiğinde üyelerin özgür iradeleriyle sonuçların sandığa yansıdığını söylemek mümkün değil.
Gerek ilçe başkanlığı seçimlerinde, gerek belediye ve il genel meclisi üyeliği seçimlerinde, gerekse de milletvekili adaylarının belirlenmesinde atama yöntemi benimsenmiş olması hemen her siyasi partide görülmekte. Kendi bünyesinde seçim yapılmadan gösterilen adayların, halkın önünde seçime gitmesi girmelerine kadar seçildiklerinin tartışılması gündemine getirilmektedir. Akıllara ister istemez "Seçildiler mi yoksa seçtirildiler mi? soruları gelmektedir. Seçildiklerini parti tabanının iradesine yansıtmama, demokratik parlamenter sisteme uygun değildir. Özellikle milletvekili seçimlerinde adaya mı oy veriyoruz, yoksa partiye mi? Bunlar iç içe girmiş kavramlardır.
Ön seçim yoksa, tercihli oy sistemi uygulanmaya konularak seçmenin fikri yansıtılmaktadır. Seçmenler partilerin önlerine koydukları kişileri zorunlu olarak olarak seçmeleri yerine kendilerini temsil edecek adayları tercihli oy sistemi ile seçmeleri yerine, kendilerini, , kendilerini temsil edecek adayları tercihli oy sistemi ile seçmeleri mümkün olmalıdır.
Ben de 1987 seçimlerinde milletvekili adayı olarak bu süreci yakından yaşadım. Geniş kapsamlı bir ön seçim olmadı ama Demokratik Sol Parti'nin ilçe yöneticilerini oyları ile sıralamaya girerek üçüncü sırada yer aldım.
Ancak Türkiye genelinde bir milletvekili çıkarabilmesi için geçerli oyların % 10'unu alma gibi anti demokratik bir seçim sistemine takılarak ( Partimiz %9.3 oy almış, baraj altında kalmıştı. Dolayısıyla meclise milletvekili gönderemedik. Bu durum akla mantığa uygun olmadığı gibi çağdaş demokrasilerde tezat teşkil etmektedir.
Sonuç olarak bu yöntemlerle seçilenlerde örgütlerine ve seçildiği yöredeki seçmenlere karşı kendilerini sorumlu görmemektedir. Ne yazık ki parti mensuplarının istek ve dileklerini yakından takip etme zahmetinde bulunmamaktadırlar. Bundan dolayı, devletimiz ve halkımız zarar görmekte, demokrasimiz yara almaktadır. Oysa seçilenler devlet ile millet arasında köprü görevi görmek zorundadırlar. Bütün seçimlerde önseçim uygulaması hatta kayıtlı üyelerle önseçim yapılması demokrasi gereğidir.