bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

ADD TİRE ŞUBESİ UĞUR MUMCU’YU ANDI

Gündem 24.01.2020 - 14:21, Güncelleme: 19.02.2023 - 03:58
 

ADD TİRE ŞUBESİ UĞUR MUMCU’YU ANDI

Uğur Mumcu ölümünün 27. yıl dönümünde bir kez daha anıldı.
24 Ocak 1993 tarihinde, Ankara’da, sabah saatlerinde evinden çıkıp işine gitmek için arabasına bindiği zaman otomobili daha önce yerleştirilen bomba patlatılarak öldürülen araştırmacı gazeteciyi sevenleri aradan geçen yıllara rağmen hiç unutmadı. Ölmeden önce Amerikan ve Nato gladyosunu araştıran, Gladyonun terör örgütleri ile bağını inceleyen Mumcu’nun bombalı suikasti aradan geçen 27 yıla rağmen halen aydınlatılamadı. Mumcu, her yıl olduğu gibi Tire’de de törenle anıldı. Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından organize edilen, CHP, Vatan Partisi, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Eğitim İş, Eğitim Sen, Emekli Dayanışma Derneği ve Edebiyat ve Sanat Derneği üyelerinin de hazır bulunduğu anma töreni Atatürk Anıtı önünde gerçekleşti. Törende katılımcılar adına bir açıklama yapan Tire ADD Başkanı Murat Özan, şunları söyledi, “Yüce Ataturk, ‘Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz’ demişti. Uğur Mumcu; ‘’Cemaatlere, tarikatlara giren çocuklar 30 sene sonra general olacaklar Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar’’ dedi. Yüce Atatürk; ‘’Laiklik yalnız din ve devlet işlerin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, tapınma ve din özgürlüğüdür.’’ demişti. Uğur Mumcu; ‘’Gerçekten vicdan özgürlüğü, gerçekte demokrasi laik toplumda meydana gelir.’’dedi. Yüz sene önceki Atamızın ön görüsü ile 27 yıl önceki kuvacı Uğur Mumcu’nun ön görüsü bugünleri haklı çıkardı. ‘’Milliyetçilik; ’Vatan, Millet, Sakarya, Kan, Irk, bayrak, edebiyatımındır, yoksa ulusun çıkarlarını onurunu herkese karşı savunmak; yani tam bağımsızlık ‘mıdır?’ Ülkenin onuru ayaklar altına çiğnenirken, Vatan, Millet, Bayrak edebiyatını yani Milliyetçiliği sadece kitleleri uyutmak, kandırmak için kullanıp aslında bütün bu değerleri salt kendi siyasal ya da bireysel –sınıfsal çıkarları için kullanmak milliyetçilikse, bunun karşıtı nedir?’’ diyen Uğur Mumcu yine bize bu günleri göstermiş bir aydın olarak araştırma gazeteciliğinin hakkını vermiş bize geleceği göstermiştir. Toplumu aydınlatmanın, kardeşçe yaşamanın ve yaşatma isteğinin bedelini ödeyen Uğur Mumcu, gün yüzüne çıkaracağı karanlık işlerden, kapalı kapılar ardında yürütülen karanlık ilişkilerden beslenenleri açığa çıkarmış, onlara, korku salmış, acımasız terörün arkasındaki emperyalist emelleri bizlere göstermiştir. Bu korku öyle bir korkuydu ki, emperyalist emelleri olanlar ya da emperyalistlerin satın aldıkları vatan düşmanı yardakçılar engel gördükleri Uğur Mumcu’yu öldürttüler. Ben Atatürkçüyüm…. Ben, cumhuriyetçiyim… Ben lâikim… Ben antiemperyalistim… Ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım… Ben insan hakları savunucuyum… Ben, terörün karşısındayım… Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır.” Diyen Uğur Mumcu tüm yurt sever kurum ve kuruluşları, yurttaşlarımızı Atatürkçü Düşünce Çatısı altında güç birliği yapmaya, karanlık güç odaklarına karşı omuz omuza mücadele etmeye çağırmış, vatanımızı bölmek isteyenlere karşı ikinci bir Kuvay-ı milliye savaşının verilmesini istemişti. “Biz siyaset bakımından karşıtlarımıza özgürlük tanımazsak birer gizli faşistiz demektir.”, “Bir kişiye yapılan haksızlık tüm topluma karşı işlenmiş bir suçtur. Susanlar da bu insanlık suçlarına katılmış olur.”, “Bu masum insanlar Yahudi de olur, Arap da, Hristiyan da. Ölenlerde ırk, din ayrımı yapılmaz. Ölen insandır.”, Diyen Uğur Mumcu onurla dimdik ölümsüzce sürdürdüğü yaşamı boyunca, kalemini kimsenin önünde eğmedi. Gazetesindeki köşesinden daha çok özgürlük, daha çok demokrasi için, demokrasinin önündeki engelleri kaldırmak için, aldığı tüm tehditlere rağmen yılmadan korkmadan yazmaya devam etti. O, Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinin yılmaz bir savunucusu olarak, Atatürk gibi egemen güçlere karşı yaşamı boyunca mücadele etti. Ve son söz; unutmadık, unutturmayacağız. Düşünceleri için bedel ödeyen tüm aydınlarımıza namus borcumuzu ödemek için susmayacağız. Her 24 Ocak’ta, Uğur Mumcu‘lar ölmez diye haykıracağız. Fikirlerinle ebediyete kadar seni yaşatacağız. Bu topraklardan nice Uğur Mumcu’lar çıkartacağız. Ant olsun, Uğurlar olsun. ‘’Bir gün mezarlarımızda güller açacak her halkım unutma bizi….Bir gün sesimiz hepimizin kulaklarında yankılanacak ey halkım unutma bizi…’’dedi.
Uğur Mumcu ölümünün 27. yıl dönümünde bir kez daha anıldı.

24 Ocak 1993 tarihinde, Ankara’da, sabah saatlerinde evinden çıkıp işine gitmek için arabasına bindiği zaman otomobili daha önce yerleştirilen bomba patlatılarak öldürülen araştırmacı gazeteciyi sevenleri aradan geçen yıllara rağmen hiç unutmadı. Ölmeden önce Amerikan ve Nato gladyosunu araştıran, Gladyonun terör örgütleri ile bağını inceleyen Mumcu’nun bombalı suikasti aradan geçen 27 yıla rağmen halen aydınlatılamadı.

Mumcu, her yıl olduğu gibi Tire’de de törenle anıldı. Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından organize edilen, CHP, Vatan Partisi, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Eğitim İş, Eğitim Sen, Emekli Dayanışma Derneği ve Edebiyat ve Sanat Derneği üyelerinin de hazır bulunduğu anma töreni Atatürk Anıtı önünde gerçekleşti. Törende katılımcılar adına bir açıklama yapan Tire ADD Başkanı Murat Özan, şunları söyledi,

“Yüce Ataturk, ‘Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz’ demişti.

Uğur Mumcu;

‘’Cemaatlere, tarikatlara giren çocuklar 30 sene sonra general olacaklar Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar’’ dedi.

Yüce Atatürk;

‘’Laiklik yalnız din ve devlet işlerin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, tapınma ve din özgürlüğüdür.’’ demişti.

Uğur Mumcu;

‘’Gerçekten vicdan özgürlüğü, gerçekte demokrasi laik toplumda meydana gelir.’’dedi.

Yüz sene önceki Atamızın ön görüsü ile 27 yıl önceki kuvacı Uğur Mumcu’nun ön görüsü bugünleri haklı çıkardı.

‘’Milliyetçilik; ’Vatan, Millet, Sakarya, Kan, Irk, bayrak, edebiyatımındır, yoksa ulusun çıkarlarını onurunu herkese karşı savunmak; yani tam bağımsızlık ‘mıdır?’ Ülkenin onuru ayaklar altına çiğnenirken, Vatan, Millet, Bayrak edebiyatını yani Milliyetçiliği sadece kitleleri uyutmak, kandırmak için kullanıp aslında bütün bu değerleri salt kendi siyasal ya da bireysel –sınıfsal çıkarları için kullanmak milliyetçilikse, bunun karşıtı nedir?’’ diyen Uğur Mumcu yine bize bu günleri göstermiş bir aydın olarak araştırma gazeteciliğinin hakkını vermiş bize geleceği göstermiştir.

Toplumu aydınlatmanın, kardeşçe yaşamanın ve yaşatma isteğinin bedelini ödeyen Uğur Mumcu, gün yüzüne çıkaracağı karanlık işlerden, kapalı kapılar ardında yürütülen karanlık ilişkilerden beslenenleri açığa çıkarmış, onlara, korku salmış, acımasız terörün arkasındaki emperyalist emelleri bizlere göstermiştir. Bu korku öyle bir korkuydu ki, emperyalist emelleri olanlar ya da emperyalistlerin satın aldıkları vatan düşmanı yardakçılar engel gördükleri Uğur Mumcu’yu öldürttüler.

Ben Atatürkçüyüm…. Ben, cumhuriyetçiyim… Ben lâikim… Ben antiemperyalistim… Ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım… Ben insan hakları savunucuyum… Ben, terörün karşısındayım… Ben, yobazların,

hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır.”

Diyen Uğur Mumcu tüm yurt sever kurum ve kuruluşları, yurttaşlarımızı Atatürkçü Düşünce Çatısı altında güç birliği yapmaya, karanlık güç odaklarına karşı omuz omuza mücadele etmeye çağırmış, vatanımızı bölmek isteyenlere karşı ikinci bir Kuvay-ı milliye savaşının verilmesini istemişti.

“Biz siyaset bakımından karşıtlarımıza özgürlük tanımazsak birer gizli faşistiz demektir.”,

“Bir kişiye yapılan haksızlık tüm topluma karşı işlenmiş bir suçtur. Susanlar da bu insanlık suçlarına katılmış olur.”,

“Bu masum insanlar Yahudi de olur, Arap da, Hristiyan da. Ölenlerde ırk, din ayrımı yapılmaz. Ölen insandır.”,

Diyen Uğur Mumcu onurla dimdik ölümsüzce sürdürdüğü yaşamı boyunca, kalemini kimsenin önünde eğmedi. Gazetesindeki köşesinden daha çok özgürlük, daha çok demokrasi için, demokrasinin önündeki engelleri kaldırmak için, aldığı tüm tehditlere rağmen yılmadan korkmadan yazmaya devam etti.

O, Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinin yılmaz bir savunucusu olarak, Atatürk gibi egemen güçlere karşı yaşamı boyunca mücadele etti.

Ve son söz; unutmadık, unutturmayacağız. Düşünceleri için bedel ödeyen tüm aydınlarımıza namus borcumuzu ödemek için susmayacağız. Her 24 Ocak’ta, Uğur Mumcu‘lar ölmez diye haykıracağız. Fikirlerinle ebediyete kadar seni yaşatacağız. Bu topraklardan nice Uğur Mumcu’lar çıkartacağız. Ant olsun, Uğurlar olsun.

‘’Bir gün mezarlarımızda güller açacak her halkım unutma bizi….Bir gün sesimiz hepimizin kulaklarında yankılanacak ey halkım unutma bizi…’’dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.