Sabah ezanıyla başlayan kebap keyfi…
İlçede, Padişah IV. Mehmet zamanında başlayan gelenek zamana meydan okuyor. Meraklıları son derece lezzetli kebaptan yiyebilmek için sabahları meşhur kuyu kebapçıları önünde kuyruk oluşturuyor.
Kentli olmak zordur. Çoğu kez sabah kahvaltısını 1 bardak çayın yanında poğaça, simit, börek vb. atıştırmalık gıdalarla geçiştiriyoruz. Hele bir de işe yetişme kaygısı yaşıyorsak, çoğu kez kahvaltı bile yapmadan işyerinde alıyoruz soluğu. Oysa, kahvaltı günün en önemli öğünlerinden biridir. Uzmanlar, “Sıkı bir kahvaltı yapmadan asla güne başlamayın” dese de kentli insan hafta sonları dışında günün ilk öğününü ya geçiştiriyor ya da tamamen “Es” geçiyor. İşi gereği bedensel gücünü ortaya koyanlar ve kırsalda tarımla ilgilenenler için durum tam tersine. Onların ilk öğünleri kentli insanın ilk öğününe asla benzemiyor. Günümüzde, geçmişin kahvaltı kültürü ısrarla yaşatanlar öne çıkıyor. Tarihi milattan öncelere dayanan yerleşim yerlerinden biri olan Tire’nin lezzetleri saymakla bitmez. Bu muhteşem lezzetlerden biri de geçmişi çok eskilere dayanan Kuyu Kebabı’dır.
IV Mehmet ile başlayan gelenek
Tire’de, Padişah IV. Mehmet zamanında başlayan gelenek adeta zamana meydan okuyor. Meraklıları son derece lezzetli kebaptan yiyebilmek için sabahları meşhur kuyu kebapçıları önünde kuyruk oluşturuyor. ”Kuyu kebabı” da olarak bilinen Tire’nin bu meşhur kebabı adını ise ustanın eti servis öncesi tahta üzerinde doğrarken çıkan sesten dolayı “Tak tak kebabı” olarak aldığı zannediliyor. Çoğunuzun, “Kahvaltıda kebap yenir mi?” dediğini duyar gibi oluyoruz. İster inanın ister inanmayın Tire’nin en önemli lezzetlerinden ‘Tak Tak Kebabı’ en geç sabah dokuzda tükeniyor. Bu konuda tek istisna Ramazan aylarında yaşanıyor. Ramazanda, “Tak tak kebabı” sabah saatlerinde değil akşam saatlerinde hazırlanarak, sabırsızlıkla beklenen iftar sofralarını süsülüyor.
Zor ve zahmetli ama çok lezzetli
“Tak kebabı” güçlü ve doyurucu bir kahvaltı şekli. Sabahları yenilen tandırın, bir avcı geleneği olduğu sanılmaktadır. “Avcı Mehmet" diye anılan Padişah IV. Mehmet'in, Tire dağlarında ava çıkmadan önce sabahları kafilesine kuzu veya oğlak çevirerek, tandır yedirdiği rivayet edilmektedir. Günümüzde ise sabah 05.00 civarında tezgahlarda yerini alan "Tak tak Kebabı" için hazırlıklar gecenin ilk saatlerinde başlıyor. Hazırlanışı ise bir hayli zahmetli. Ustalar en geç gece saat 02.00'de hazırlıklara başlıyor. Kuyuya atılan meşe odunlarını tutuşturulduktan sonra üzerine bakır kazanın içinde pirinçli su koyarak ateşin kor haline gelmesini bekleniyor. Sonrasında kazanı kuyunun içine indiren, kuzu etlerini de kancalarla üzerine asan işin ustaları, kuyunun kenarlarını çamurla sıvayarak beklemeye geçiyor. Bir süre sonra pişen etin süzülen yağları kuyunun dibindeki pirinç çorbasının kazanına akıyor. Ortaya yayılan enfes kokular arsında kebap ve pirinç çorbası birlikte pişiyor. 1-1,5 saat sonra kuyu açıldığında ise sabırsızlıkla masalarında bekleyen meraklılarına servis ediliyor. Tandır yağıyla yapılan pirinç çorbası en az “Tak tak kebabı” kadar rağbet görüyor. Tak tak kebabı yemeye gelenler kahvaltılarına çorbayla başlayıp, kebapla sonlandırıyor.