AKİT TV'YE SUÇ DUYURUSU!

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Tire Temsilciliği Akit TV’nin 30 Ağustos Zafer Bayramı haberinde Anıtkabir’e “Anırkabir” dediği alt yazısı hakkında ‘Atatürk'e hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ sebebi ile suç duyurusunda bulundu.

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Tire Temsilciliği Başkanı Özgür Anafartalar  ve Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikas Tire Temsilciliği Sekreteri Sinan Şahin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmek üzere hazırlamış oldukları suç duyurusu dilekçelerini Tire Cumhuriyet Başsavcılığına verdiklerini belirterek, konuyla ilgili şu açıklamaları yaptılar:

"Dilekçemizde belirtmiş olduğumuz Akit TV, 30.08.2020 günü Zafer Bayramı'nın 98'inci yıldönümünde Anıtkabir'de yapılan töreni verirken kullandığı, “DEVLETİN ZİRVESİ ANIRKABİR' DE” metninin hakaret içerikli olduğu açıkça görülmektedir. Söz konusu ifadeler hakaret suçunun niteliklerini taşımaktadır. Elbette basın ve ifade özgürlüğü mevcuttur. İfade özgürlüğü; düşünmek ve düşündüklerini özgürce açıklamaktır. Ancak hakaret içerikli söylemler söz konusu olduğunda bu durum ifade özgürlüğünün çerçevesini aşacak ve Türk Ceza Kanunu'nda da bulunan bir suç haline gelecektir. Ayrıca yine aynı fiil 5816 sayılı yasa kapsamınca Atatürk'ün manevi hatırasına hakaret suçunun basın yoluyla işlenmesi kapsamında da yer alacaktır. Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’e yönelik gittikçe yoğunlaşan, planlı saldırılar bulunduğumuz dönemde ahlaksız ve pervasız davranışlara dönüşmüştür. Atatürk’ü anlamak, Atatürkçü düşünceyi canlı tutmanın ilk basamağı; Atatürk’ü tamamlamak ise Atatürkçü eylemi gerçekleştirmenin ilk koşuludur. Düşünce ve eylem bütünlüğü içinde ele alınıp değerlendirilmedikçe, Atatürk’ün yüklendiği özel görevin, ulusal ve evrensel tarih sahnesindeki yeri belirlenemez.

Atatürk’ü doğru anlamak, Atatürkçü akımın temeline inmeyi zorunlu kılar. Bu temel, ‘istiklali tam, bizim bugün deruhte ettiğimiz vazifenin ruhu aslisidir’ sözünde de işaret edilen ve Atatürkçülüğün üzerine bina edilen tam bağımsızlık olgusundan başka bir şey değildir. Ve yine 1924 yılında ifade ettiği “Türklerin asırlardan beri takip ettiği hareket devamlı bir istikamet muhafaza etti. Biz daima şarktan garbe yürüdük” sözünde özünü bulan Türklerin tarihsel yönelişi, muasır medeniyetler seviyesini yakalamak ve onun dahi üzerine çıkmaktır.

O’nun eseri olan ve Türk Devrimi adı verilen tarihsel olay, büyük kurtarıcının önderliğinde, ulusça başarılan bir kurtuluşlar dizisi olup Atatürk kişiliği, devrimleri ile bir bütün haline gelmiştir. Bu nedenlerledir ki, Atatürk, Cumhuriyet Türkiye’sinin bir simgesidir ve bunun içindir ki, Atatürk’e yöneltilen saldırılar dolaylı olarak Cumhuriyet Türkiye’sine ve onun temel ilkelerine yöneliktir. Türk Devleti’nin kurucusunu yakışıksız kötülemelere karşı koruyan normatif düzenlemelerin, esasında himaye ettiği şey, Cumhuriyet Türkiye’sidir.

Biz Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Tire Temsilciliği Yönetim Kurulu olarak hem mesleki hem de toplumsal sorumluluğumuz gereği, Atatürk’ümüze ve cumhuriyetimizin temel değerlerine yönelmiş her türlü saldırının hesabını kanun önünde sormaya, Eğitim iş Cumhuriyet öğretmenlerinin cumhuriyeti savunma ve onu anlatma görevi olduğunu savunur bu bağlamda Atatürk'e, Cumhuriyete devrimlerine, ailesine, kurumlarına en ufak bir saldırı olduğunda adı sanı kim olursa olsun karşısında Eğitim işi bulacaktır. Tüm dünya Atatürk'ü Türk ulusunun babası olarak kabul ediyor. Hiç bir kimse babasına onun mezarına kötü söz söylenmesine izin vermez.  Bu saldırılara karşı sorumluluk bilinci içinde, etkin bir biçimde mücadele vereceğimizi, hukuksal ve kurumsal gerekleri eksiksiz yerine getireceğimizi eylem sahiplerinin ve yüce Türk Milleti’nin dikkatine sunuyoruz."