TİRE’DEKİ KADIN CİNAYETİNDE, SANIĞIN YARGILANMASINA BAŞLANDI

Olay, geçtiğimiz Nisan ayında Tire’nin Dört Eylül Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, biri 3, diğeri 6 yaşında 2 çocuk babası çiftçi S.Ü ile TOSBİ’deki bir fabrikada çalışan eşi H.Ü, Dağdere Köyündeki akrabalarının yanına gitti. Aynı gün S.Ü ve eşi, H.Ü'nün annesi Ş.G ile birlikte evlerine döndü. S.Ü’nün eşi H.Ü'yü uyuduğu sırada elleriyle boğarak öldürdüğü iddia ediliyor. Evden ayrılan S.Ü, durumu telefonla aradığı erkek kardeşine anlattı. S.Ü, kardeşinin haber vermesi üzerine, kırsal Dallık Mahallesi yolu üzerinde polis tarafından yakalanarak, gözaltına alındı. Tutuklanan sanık hakkında 'kasten öldürme' suçlamasıyla dava açıldı.

“ALDATTIĞINI DÜŞÜNÜYORDUM'

Ödemiş ikinci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık S.Ü, H.Ü'nün babası M.G ve annesi Ş.G, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen ile tarafların avukatları katıldı.

Duruşmada eşinin kendisini aldattığını ileri süren S.Ü, eşi H.Ü'nün telefonuna başkasından gelen bir mesajı yakaladığını, ardından da öldürme niyeti olmadan eşinin boğazını sıktığını söyledi. S.Ü, "Olayın olduğu gün aramızda hiçbir sorun yaşanmamıştı. Eve geldikten sonra eşim telefonu hiç elinden bırakmadı. Hatta 'Neden telefona yapışıksın' diye sorduğumda 'Seni ilgilendirmez' cevabını verdi. Gece, çocuklarımız yatak odasında uyuduktan sonra onları kaldırıp içeriye yatırdım. Geri döndüğümde eşim hala telefonla oynuyordu. Zaten aldatıldığımdan şüpheleniyordum. Biraz balkonda durduktan sonra yeniden yatağa döndüğümde eşimin uyuduğunu, telefonunun da şarjda olduğunu gördüm. Telefonu alarak kontrol etmeye başladım ve 'Bu tripler niye istemiyorsan giderim' mesajını gördüm. Bu sırada uyanan eşimle tartışmaya başladık" dedi.

“EŞİMİ ÖLDÜRMEK GİBİ BİR KASTIM OLSAYDI BIÇAK KULLANIRDIM”

Eşi ile aralarında arbede çıktığını iddia eden S.Ü, "Bu olaydan 2 ay önce çocuk düşürmüştü ve çocuğun kimden olduğunu sordum. Bunun üzerine boğuşmaya başladık. Yataktan düşerken boğazını tutuyordum. Ancak öldürme maksadım yoktu. Kolumu tutuyordu ve ben de bırakması için böyle yaptım. Ardından kollarının iki yana açıldığını gördüm. Fakat nabzı atıyordu. Mutfağa giderek intihar etmek için bir bıçak aldım ancak bıçak keskin olmadığı için yapamayınca evden ayrıldım. Eşimi öldürmek gibi bir kastım olsaydı bıçak kullanırdım. Olaydan sonra dışarıya çıkıp, kardeşimi aradım, 'Yengen ölmüş mü git bir kontrol et' dedim. Sonrasında da teslim oldum" ifadelerini kullandı.

Olayın olduğu gece evde bulunan H.Ü'nün annesi Ş.G ise, "Saat 03.00 sıralarında S.Ü'nün kardeşi beni arayarak, 'Yengeme bir baksana' dedi. Ben de panikle odaya girdiğimde kızımı yerde üzerine battaniyeye örtülü mosmor bir şekilde buldum" dedi. Davaya müdahil olan Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen, sanığın ifadesinin kabul edilebilir bir yanının olmadığını belirterek, sanığın 'öldürmek isteseydim bıçak kullanırdım' sözleriyle öldürme niyetini açıkça ortaya koyduğunu ifade etti. Kadın cinayetlerinde İzmir'in ilk sırada olduğunu hatırlatan Özen, sanığa indirim uygulanmadan en ağır cezanın verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, S.Ü'nün tutukluluk halinin devamına, H.Ü ile mesajlaştığı iddia edilen D.İ arasındaki görüşme kayıtlarının çıkarılması için telefon operatöründen rapor istenmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.